HABER

Bize Ulaşın BİZE ULAŞIN

"Ölçülü faiz indirimleri son çeyrekte"

"Ölçülü faiz indirimleri son çeyrekte"

ANKARA (ANKA) - Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz, faiz indirimlerinin yılın son çeyreğinde "ölçülü" biçimde başlayacağını bildirdi. Yılmaz, özellikle kuraklığın da etkisiyle gıda fiyatlarından kaynaklanan risklere rağmen, enflasyonun ana eğilimindeki düşüşün sürmesini beklediklerini söyledi.

Durmuş Yılmaz, Erzurum Ticaret ve Sanayi Odası'nda "Para Politikaları" konulu bir konferans verdi.

Makro ekonomik gelişmeleri değerlendiren ve Merkez Bankası'nın para politikası uygulamaları hakkında bilgi veren Yılmaz, uzun süredir beklenen faiz indirimleri konusunda, zamanlama olarak yılın son çeyreğini işaret etti. Yılmaz, "Kısa vadeli faiz oranlarında öngörülen ölçülü indirim süreci yılın son çeyreğinde başlayabilecektir" dedi.

Bunun bir "taahhüt" değil, mevcut bilgi seti ve varsayımlar altında üretilmiş bir öngörü olduğunu ifade eden Yılmaz, "Uluslar arası likidite koşullarındaki gelişmeler, dış talep, kamu harcamaları ve orta vadeli enflasyon görünümünü etkileyen diğer değişkenlere bağlı olarak faiz indirimlerinin zamanlaması ve miktarı farklılaşabilecektir" diye konuştu.

Durmuş Yılmaz, enflasyon başta belirsizliklerin azalması, yapısal reformlarla ekonominin iç ve dış şoklara daha dayanaklı hale gelmesi, makro dengeler ve güven ortamının kalıcı biçimde tesisine yönelik adımların atılması, beklentilerin iyileşip güvenin artması durumunda, nominal ve reel faizlerin istenen düzeylere ineceğini kaydetti.

ENFLASYONUN ANA EĞİLİMİ AŞAĞI DOĞRU

Gelecek dönemde enflasyonun görünümünü etkileyebilecek risk unsurlarının varlığına karşın, enflasyonda ana eğiliminin aşağı yönlü olduğunu vurgulayan Yılmaz, enflasyonla mücadelede gelinen aşamayı değerlendirdi. Yılmaz, 2001-2005 döneminde 61 puan düşen enflasyonda, dört yıl üst üste hedeflerin tutturulduğnu, 2006'da ise hedefin 5 puana yakın aşıldığını anlattı. Ağustos ayı itibariyle yıllık enflasyonun öngörüldüğü gibi yükselerek yüzde 7.39 olduğunu belirten Yılmaz, "Ancak enflasyonun bu seviyelerde istikrarlı olarak kalması mümkün değildir. Bugün gelinen nokta fiyat istikrarı olarak tanımlanamaz" dedi.
Yılın ilk dört ayında işlenmemiş gıda fiyatlarında yüksek artışlar yaşandığını belirten Yılmaz, mevsim normallerinin üzerinde seyreden hava sıcaklıkları ve sulama sıkıntısından kaynaklanan verimlilik kayıplarının gıda fiyatları üzerinde risk oluşturmaya devam etiğini vurguladı.
Yılmaz hizmetler grubu enflasyonundaki yavaşlamanın ağustos ayında belirginleştiğini, düşüş eğiliminin eylülde de sürmesini beklediklerini kaydetti.

TALEP CANLANMASI ENFLASYONU ARTIRABİLİR

Enflasyonun görünümünü etkileyen unsurlardan talep konusunda bir gösterge olan tüketici kredisi kullanımının özel tüketim harcamalarında canlanmaya işaret ettiğini belirten Yılmaz, ticari kredilerin artış hızının da temmuzdan itibaren arttığını vurguladı.
Yılmaz, uluslar arası piyasalardaki fiyatların enflasyon üzerindeki etkilerine işaret ederek, enerji ve emtia fiyatlarında yaşanan artışlara karşılık, metal fiyatlarında yavaşlama olduğunu, petrol fiyatlarının yılbaşından bu yana izlediği artış eğiliminin de kesintiye uğradığını anlattı.

BEKLENTİLERDE KATILIĞIN SÜRMESİ ÖNEMLİ RİSK

Beklentilerin, gerçekleşen enflasyon üzerindeki etkilerine de işaret eden Yılmaz, enflasyon beklentilerinin son dönemde gerilemesine rağmen, hedeflerin üzerinde seyrettiğini söyledi. Yılmaz, orta vadeli beklentilerdeki katılığın sürmesini enflasyon görünümüne ilişkin önemli bir risk olarak değerlendirdi. Yılmaz, "Enflasyon beklentilerinin hedeflere yakınsaması para politikası uygulamaları açısından kritik öneme sahiptir" dedi.
Durmuş Yılmaz, enerji fiyatlarına ilişkin risklerin devam etmesi, gıda fiyatlarının dalgalı bir seyir izlemesi, uluslar arası likidite koşulları ve küresel ekonomiye ilişkin belirsizliklerin sürmesi, orta vadeli enflasyon beklentilerinin henüz hedefle uyumlu düzeye gelmemesi, bazı hizmet alanlarına geçmişe endeksleme konusundaki katılık ve mali disiplinle ilgili riskleri, enflasyonun görünümü açısından temel riskler olarak anlattı.

YTL'NİN DEĞERİ AMAÇ DEĞİL SONUÇ

Dalgalı kur rejiminin enflasyon hedeflemesi rejiminin temel dayanak noktalarından biri olduğunu söyleyen Yılmaz, YTL'nin aşırı değerlendiği yönündeki eleştirilere, kurun değerinin piyasada belirlendiği, Türk parasının değerinin bir amaç değil sonuç olduğu yanıtını verdi. Yılmaz, Merkez Bankası'nın döviz piyasalarında, rezev biriktirme ve aşırı oynaklığı önleme olmak üzere iki amaçla işlem yaptığını söyledi.

Döviz piyasasında zaman zaman hızlı ve ani hareketler yaşandığını belirten Yılmaz, güçlenen makro ekonomik yapıya bağlı olarak dalgalanmaların şiddetinin azaldığı, süresinin kısaldığını vurguladı. Yılmaz, küresel likidite ve finansman koşullarının önemine işaret ederek, "Ancak asıl belirleyici olan unsur ekonomik temellerdeki iyileşmedir" dedi. Dalgalanmaların önemli maliyetleri olduğunu belirten Yılmaz, finansal kesimde risk yönetim ilkelerinde elde edilen ilerlemenin reel kesim tarafından da kat edilmesinin, dalgalanmaların ekonomiye etkisinin azaltılması açısından önemli olduğunu vurguladı.

Express


En Çok Aranan Haberler