İSTANBUL (AA) - HATİCE ŞENSES - Türk Kardiyoloji Derneği Başkanı Prof. Dr. Mustafa Kemal Erol, Türkiye'de tüm ölümlerin yüzde 40'ının dolaşım sistemi hastalıklarına bağlı geliştiğini belirterek, "İkinci sırada yüzde 20 ile kansere bağlı, üçüncü sırada ise yüzde 12 ile solunum sistemi hastalıklarına bağlı ölümler gelmektedir. Görüldüğü üzere kalp damar hastalıklarına bağlı ölümler açık ara öndedir." dedi.
Erol, Dünya Kalp Günü dolayısıyla AA muhabirine yaptığı açıklamada, dünyada ölüm nedenlerinde birinci sırayı kalp damar hastalıklarının oluşturduğunu ifade ederek, her yıl 17 milyon kişinin bu hastalıklar nedeniyle yaşamını yitirdiğini söyledi.
"Ülkemizde de durum farklı değildir, tüm ölümlerin yüzde 40'ı dolaşım sistemi hastalıklarına bağlı gelişmektedir. İkinci sırada yüzde 20 ile kansere bağlı, üçüncü sırada ise yüzde 12 ile solunum sistemi hastalıklarına bağlı ölümler gelmektedir. Görüldüğü üzere kalp damar hastalıklarına bağlı ölümler açık ara öndedir." diyen Erol, yaşam tarzının kötü yönde şekillenmesiyle kalp damar hastalıklarının giderek arttığını, daha genç yaşlarda kalp krizlerinin görülmeye başladığını anlattı.
Erol, hareketsizlik, bilgisayar başında geçen uzun saatler, fastfood beslenme, doymuş yağ tüketimin artması, sigara, şişmanlık, şeker hastalığı, yüksek tansiyon gibi etkenlerin kalp damar hastalığı gelişim riskini artırdığına işaret ederek, şöyle devam etti:
"Kalp damar hastalıkları büyük oranda önlenebilir hastalıklardır, neden olan risk faktörlerinin kaldırılmasıyla kalp damar hastalığına yakalanma riski en aza indirilebilir. Yaşamda sadece birkaç küçük değişiklik yaparak kalp krizi geçirme, felç olma ve ölüm riski azaltılabilir, aynı zamanda yaşam kalitesi artırabilir ve de gelecek nesillere güzel bir örnek oluşturulabilir."
- Bu yılın sloganı "Kalp kahramanı Ol"
Erol, Dünya Kalp Günü etkinliklerindeki ana amacın ülke ve tüm dünyada en başta gelen ölüm sebebi olan kalp damar hastalıklarına dikkati çekmek, halkın bu şekilde bilinç düzeyini artırmak, toplum düzeyinde kalp damar hastalığına neden olan risk faktörleri azaltılarak toplumun kalp sağlığının iyileştirilmesine katkıda bulunmak olduğunu aktararak, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Kamu kampanyası amacıyla her yıl bir slogan belirlenmektedir. Geçmişte 'Kalbini sev içinde sevdiklerin var', 'Kalbini sev kırmızı giy', 'Kalbin için söz ver' gibi çeşitli sloganlarla kampanyalar başarıyla yürütülmüştür. Bu yılın sloganı da 'Sevdiklerine, yakınlarına basit bir söz vererek Kalp kahramanı Ol' şeklinde belirlenmiştir. Bu sayede kalp kahramanlarının sayısının yaygınlaşması ve de kalp damar hastalığı gelişme riskinin azaltılması amaçlanmaktadır. Sigara içmeyerek, sağlıklı beslenerek, egzersiz yaparak, doymuş yağlardan uzak durarak, kilo almayarak, tansiyonumuzu, kan şekerimizi ve de kolesterolümüzü normal değerlerde tutarak, kalp krizi geçirme riskimizi azaltabiliriz. Çocuklarımıza da bu tür örnek olmak toplum düzeyinde kalp damar hastalığı riskimizi azaltacaktır."
Sigara dumanına pasif içici olarak maruz kalmanın da kalp damar hastalığı riskini artırdığını dile getiren Erol, "(Dumansız Hava Sahası) sloganına uyalım. Kendimiz içmediğimiz gibi havamızı başkalarının da kirletmesine izin vermeyelim.
Kolesterol düzeylerimizi kontrol ettirelim, yüksek ise hekimimize danışalım, diyet yanında gerekiyorsa hekim kontrolünde kolesterol düşürücü ilaç da alarak kolesterolümüzü özellikle de kötü kolesterol dediğimiz LDL kolesterol düzeylerimizi istenen seviyelerde tutalım." tavsiyelerinde bulundu.
Yüksek tansiyon, diyabet gibi hastalıkları bulunanlara da tavsiyelerde bulunan Erol, özellikle karın tipi şişmanlığın kalp damar hastalığı açısından riskli olduğunu, bu nedenle bel çevresinin ideal değeri olan erkeklerde 94 santimetre, kadınlarda 80 santimetrenin altında kalmaya gayret edilmesi gerektiğini sözlerine ekledi.