BİZE ULAŞIN
CNN Health’e konuşan 40’larının ortasındaki iki çocuklu Teksaslı çift için de hayat oldukça zor. İsmini vermek istemeyen ve şu an kocasıyla birlikte bilgi teknolojileri alanında çalışan eş içinde bulunduğu durumu “Salgının toplumsal tahribatından korktuğum için egzersiz yapmayı bıraktım. Bu kadar endişelenirken bir şey yapmak zor. Uzandım ve iki hafta boyunca hareket edemedim” sözleriyle anlattı.
Covid-19 hayatımızın neredeyse her alanını bu kadar etkilerken, yatak odaları da bundan payını aldı. Birçok insan seks hayatının ve ilişkilerinin zora girdiğini söylerken, henüz araştırması devam eden, Indiana Üniversitesi tarafından sürdürülen Sex and Relationships in the Time of Covid-19 adlı çalışma toplumsal cinsiyet ve cinsellik ilişkili sorunlar hakkında bir araştırmayı konu ediniyor.
Indiana Üniversitesi Kinsey Enstitütsü’nde araştırma görevlisi ve cinsel davranış bilimi hakkındaki Tell Me What You Want adlı kitabın yazarı Justin Lehmiller “Bazı insanlar cinsel ve romantik hayatlarının iyileştiğini ve ilişkilerinin hiç olmadığı kadar güçlü olduğunu söyledi. Ancak cevap veren çok sayıda insan, seks hayatlarının ve ilişkilerinin zora girdiğini belirtti” dedi.
Mart ayı ortalarında başlayan çalışmaya %75’i Amerikalı, %25’i diğer ülkelerden olmak üzere 2 bin kişi katıldı. Katılımcıların yaş ortalamaları 18 ila 81 arasında değişiyor. Katılımcıların neredeyse %53’ü kendini heteroseksüel olarak tanımlarken, neredeyse %20’si biseksüel, gay, lezbiyen ve queer olarak tanımladı.
Katılımcıların yaklaşık %44’ü seks hayatlarının kalitesinde düşüş olduğunu söylerken, %30’u romantik yaşamlarında da düşüş olduğunu söyledi. Hala devam aşamasında olan çalışmanın tamamlanması aylar sürecek.
Araştırmaya katılanların %14’ü cinsel hayatlarının iyileştiğini söylerken, %23’ü ilişkilerinin daha iyi bir yere geldiğini belirtti.
İnsanlar tatillerde genelde daha çok cinsel aktivitede bulunur. Ancak bu yaz toplanan verilere göre cinsel hayattaki hareketlilik henüz geçen yaz ayları seviyesine yaklaşmadığını söyleyen Justin Lehmiller “Bu yaz gerçekten istisnai görünüyor” dedi.
Birinin cinsel hayatındaki düşüşle setres seviyesindeki artış arasında genellikle bir korelasyon bulunduğunu söyleyen Lehmiller “Stresin farklı birçok kaynaktan geldiğini biliyoruz. Stres seviyesinin arttığını söyleyen insanlar, daha az cinsel arzu hissettikelrini belirtiyor” dedi.
OhMy adlı web sitesinin kurucusu 31 yaşındaki Marcus Anwar Toronto’daki ofisinde uzun saatleri alan mesaisi nişanlısıyla olan seks hayatına zarar veriyor gibi görünüyor. Her şeyin online platformlara taşındığı pandemiden beri Anwar’ın geliri üçe katlansa da bu aynı zamanda çifte ait boş vakitlerin azaldığı anlamına da geliyor. Günde 14 ila 16 saat çalıştığı zamanlar olduğunu söyleyen Anwar “Hafta sonu tatili geçmişte kaldı. İşlerimi bitirince nişanlımla kaliteli bir zaman geçirmeye çalışıyorum. Ancak ne yazık ki, acil çağrılar veya cevaplanması gereken e-mailler oluyor. İşle özel yaşamı birbirinden ayırmak zorlaştı” sözleriyle değişen yaşamını anlattı.
29 yaşındaki nişanlısı Tiffanny ise “Çok uzun yıllardır birlikte olmamıza rağmen ikimiz de seks yapmak istediğimizde eskisi gibi hissetmedik. Eskiden, endişelenmemiz veya halletmemiz gereken milyon tane şey yoktu” diyerek kaygının seks hayatını nasıl etkilediğini anlattı.
Seks terapisti ve evlilik terapisti olan Diana Wiley CNN’e yaptığı açıklamada seks hakkında konuşmanın bazen çok zor olabileceğini söyleyerek “Bazı insanlar seks hakkında konuşurken stres oluyor ve bunu yapmak istemiyor” dedi. Love in the Time of Corona adlı kitabın yazarı olan Wiley, kitabında zor zamanlarda duygusal ve cinsel olarak tekrar bağlanmanın ipuçlarını paylaştı.
Çiftlerin salgın zamanında seks hayatlarını tekrar düzene sokmak için birkaç yol öneren Wiley’in tavsiyeleri arasında cinsellik beklentisi olmayan dokunuşlar, stresi atmaya yardımcı olmak için vücut okşama egzersizleri gibi öneriler yer alıyor.
Yatak odasında farkındalık egzersizlerinin faydalı olabileceğini söyleyen Wiley “Düşüncelerinize kapılıp gitmektense onların kontrolünü elinize alın. Şu anda iyi olanların farkında olmak yardımcı olabilir. Örneğin, ailem ve arkadaşlarım sağlıklı, önemli olan bu diye düşünebilirsiniz” dedi.
Kinsey Enstitüsü’nün erken bulgularına göre, herkesin seks arzusunda düşme yok. Örneğin Bob Curley ve kısa süre önce yüksekokula dönen karısı 30 yıldır evden uzak olmaya uyum sağlamıştı. CNN’e konuşan Curley “Başlangıçta pandemi nedeniyle çok fazla stres vardı. Ama buna alıştıktan sonra birlikte zaman geçirmekten gerçekten keyif almaya başladık” diyerek eşiyle arasındaki iletişimin geliştiğini söyledi.
Seks sayısının sıklığında önemli bir artış olmasa da eşiyle aralarındaki yakınlığın kesinlikle artığını söyleyen Curley başka zaman bir türlü enerji bulamadıkları bazı cinsel sınırları eşiyle birlikte genişlettiğini de sözlerine ekledi.
Seks terapisti Jenni Skyler pandemi sırasında bekar insanlarda yalnızlık duygusuyla Covid-19 hakkındaki sağlık endişelerinin birleştiğini söyleyerek “Online iletişim kurmayı birçok insanın avantaj olarak gördüğünü gözlemliyorum. Böylece fiziksel olarak yakınlaşmadan önce duygusal yakınlık oluşturmak şansı yakalıyorlar” dedi.
Tıpkı 34 yaşındaki Jackie Bryant gibi. Jackie, yakın bir zamana kadar flört uygulamaları denediğini ancak sağlık kaygıları nedeniyle kimseyle yüz yüze görüşmediğini söyleyerek “Çok daha seçici oldum. Birkaç kişiyle konuştum ama gerçekten umut vaad etmiyorsa kimseyi görüşmeyi düşünmüyorum. Artık insanların temasıyla ilişkili gerçek bir ölüm var” dedi.
Artık görüştüğü her kişiden önce kendine “Bunun için kendini riske atmaya değer mi?” diye sorduğunu söyleyen Jackie sosyal mesafeli ikinci randevusunu hatırlayarak “Hayatımın bu kısmını askıya alamayacağıma karar verdim. Sekse ihtiyacım var ve bir ilişki içinde olmak istiyorum. Bunun ne kadar süreceğini kim bilebilir” dedi.
Görünüşe göre insanların salgınla başa çıkma şekli ile cinsel huzura erme arasında bir ilişki bulunduğunu söyleyen Lehmiller “Ortaya çıkan genel tablo daha fazla mücadele ve zorluk olduğunu gösteriyor. Ancak bu durumu da gayet başarıyla sürdürenler var” dedi.
