Öldürülen liseli Münevver Karabulut'un babası Süreyya Karabulut ile katil zanlısı Cem Garipoğlu'nun amcası Hayyam Garipoğlu arasında arabuluculuk yaptığı gerekçesiyle gündeme gelen gazeteci Cemil Baran, yeni iddialar ortaya attı. Garipoğlu Ailesi'nden yaklaşık 25 kişinin gözaltına alınacağını öne süren Baran, teslim olan Cem Garipoğlu'nun ifade verdiği adliye binası yakınına asılan pankartı Hayyam Garipoğlu'nun planladığını öne sürdü.
Cemil Baran, Taksim Meydanı'nda basın açıklaması yaptı. Teslim olan Cem Garipoğlu'nun sadece 6 yıl hapis yatıp çıkacağını iddia eden Baran, "07.07.2009 tarihinde Cem Garipoğlu'nun yakalandığını söylediğim için gözaltına alındım. Bana psikolojik işkence yapıldı. Ben Cem'in yakalandığını ilk olarak noterden tasdik etmek istedim ama noter bunu kabul etmedi. Polis beni gözaltına aldığında Süreyya Karabulut ve Hayyam Garipoğlu'nu çektiğim gizli kamera görüntülerine el koydu" dedi. Cemil Baran, cinayete ilişkin Garipoğlu Ailesi'ne mensup 20-25 kişinin daha gözaltına alınacağını öne sürdü. Katil zanlısı Cem Garipoğlu'nun, Münevver Karabulut'un evine yakın bir yerde teslim edilmesinin tesadüf olmadığının altını çizen baran, "Cem Garipoğlu belki kendisi yurtdışına çıkmadı ama başka bir sahte kimlikle çok defa yurtdışına gidip geldi. Süreyya Karabulut'un kafayı yemesi benim yüzümdendir. Hayyam Garipoğlu'nun telefonunu bana Süreyya Karabulut verdi. 'Aracıya gerek yok, al bu numarayı görüş kalemi kıralım' dedi. Süreyya Karabulut'a çağrı yapıyorum. Ahmet isimli şahsı açıklasın. Ahmet, yüksek rütbeli bir şahıs. Kendisi, Ahmet'in bir arkadaşının bacanağı olduğunu söyledi. Cem, Münevver Karabulut'u tek başına öldürmedi, 6 kişi Münevver'i canlı canlı kesip doğradı. Cem gözaltına alındı ama cinayetin arka tarafı var" diye konuştu.
Bazı kurum ve kişilerin kurtarılmak istendiğini iddia eden Cemil Baran, özellikle Hayyam Garipoğlu ve Kasım Garipoğlu'nun kurtarılmaya çalışıldığını öne sürdü. Cemil Baran, "Türk Silahlı Kuvvetleri ve polis teşkilatında da çürük elmalar var. Bunlar temizlensin. Hayyam Garipoğlu bana 'bu kasetleri medyaya verirsek iyi olur' dedi. Ben de 'bunları verirsek Süreyya Karabulut kahrından ölür' dedim. O da, 'ölürse ölsün, gereksiz adam' diye konuştu. Gece saat 1'lerde benim ofisime geliyordu. Süreyya Karabulut'un acı çekmesinden hoşlanıyordu. Buradan Süreyya Karabulut'a sesleniyorum; 'Gel bu Ahmet'i açıklayalım'. O pankartı oraya Hayyam Garipoğlu astırdı çünkü Süreyya Karabulut'un acı çekmesinden zevk alıyor. Emniyette bana işkence yapıldı. Cinayet büro amirine sesleniyorum; sen bu cinayetin arkasını çözmek istiyorsan, o işkenceleri Hayyam Garipoğlu'na da yap. Garipoğlu Ailesi'nden 20-25 kişi gözaltına alınacak. 48 saat işkence yaptılar. 'Bunların yalan olduğunu söyle ve İstanbul'u terk et' dediler. Ben, bu cinayet çözülene kadar buradayım" açıklamasında bulundu.
İHA