BİZE ULAŞIN
Maçka e-LAB Medikal Direktörü Dr. Aytaç Keskineğe, 40 yaşın üzerindeki erkeklerde en çok rastlanan ikinci kanser türü olan prostat'ın çok yavaş ilerleyen bir tümör olduğunu belirtiyor. Erken tanının hayat kurtardığını söyleyen Dr. Keskineğe, "Yapılan araştırmalarda PSA düzeyi 2.5-4.0 ng/mL olan erkeklerin %25'inde milimetrik kanser odakları bulunduğu tespit edildi. Prostat kanseri çok yavaş ilerleyen bir tümör olduğu için hastalarda bir şikayet oluşturması için yıllar geçmesi gerekiyor. Bu sebeple milimetrik kanserlerin çoğu gözden kaçıyor. Bu sebeple üst sınırın 2.5 ng/mL'ye çekilmesi prostat kanserinin atlanmaması için bir avantaj" dedi.
NCCN'ün, yeni bildiride prostat kanseri taramasına başlanma yaşını da aşağıya indirerek, erkeklerin 40 yaşında PSA ölçtürmeye başlamalarını önerdiğini belirten Dr. Aytaç Keskineğe, PSA değeri 2.5 ng/mL den yüksek olanların mutlaka serbest PSA ölçtürerek serbest PSA ve total PSA oranını hesaplattırmaları gerektiğini hatırlattı.
Prostat Kanseri Nasıl Saptanır?
Yavaş ilerleyen bir kanser olduğu için hiçbir belirti vermeden yıllar içerisinde gelişir. Genellikle kanserin etraf dokular yayılarak çeşitli rahatsızlıkla vermesiyle ile kemik eklem ağrıları ve idrar yaparken kan gelmesi gibi belirtilerle ortaya çıkar. Prostat Kanseri taramasında kısaca PSA (Prostat Spesifik Antijen) denilen vücudumuzda yalnızca prostat bezi tarafından sentez edilen bu proteinin değerlerine bakılır.
Kanda PSA'nın yükselmesine sebep olan durumlar nelerdir?
Prostat kanseri, iyi huylu prostat büyümeleri ve prostatit adı verilen prostat bezinin iltihabı PSA'nın yükselmesine yol açar.
PROSTAT KANSERİ HAKKINDA
-PSA değeri 2.5-4.0 ng/mL arasında bulunan erkeklerin %25'inde prostat kanseri varlığı saptandı.
-PSA değeri 4.0-10.0 ng/mL olan erkeklerin %30-35'inde prostat kanseri görüldü.
-PSA değeri 10 ng/mL nin üzerinde olan erkelerin %67'sinde prostat kanseri saptandı.
-PSA değeri 4.0 ng/mL'nin altında olan ve muayene bulgusu olmayan hastaların %25'inde prostat kanseri saptandı.
-PSA hızı yıllık 0.75 ng/mL'nin üzerinde olan hastalara mutlaka biyopsi yapılması öneriliyor.
