Bakan Şahin, bakanlıktaki makamında TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu'nu kabulünün ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Kadın ve Aile Bireylerinin Şiddetten Korunmasına Dair Kanun Tasarı Taslağına ilişkin sorular üzerine Şahin, kadına yönelik şiddetin kamu vicdanını yaraladığını ve bu sorunun büyük bir mağduriyet alanı yarattığını vurguladı.
Göreve gelmesinin ardından kadına yönelik şiddete karşı eylem planı konusunda uzmanlara talimat verdiklerini anlatan Şahin, ilgili bakanlıkları da katarak, milletvekili olarak verdiği kanun teklifini hükümet tasarısı haline getirdiklerini söyledi.
Devlet olarak kadının önce yaşam hakkını korumaya çalıştıklarını dile getiren Şahin, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Kanunun yapısına bakıldığında, aile mahkemesi hakimi, şiddet uygulayan erkeği evden uzaklaştırmışsa ve eğer erkek buna uymuyorsa, bugün basında da 'elektronik kelepçe' olarak çıkan şeyin mantığına baktığınız zaman bunun dünyada birçok örneği var. Birçok Avrupa Birliği ülkesi bunu başarmış. Bununla aile mahkemesi kararını devlet olarak takip edeceğiz, teknik takip yapacağız.''
-KADIN SİNYALİZASYON SİSTEMİ İLE KORUNACAK-
Bakan Şahin, tasarıya göre iki sistemin bulunacağını belirterek, şöyle devam etti:
''Yalnızca elektronik kelepçe sistemi de olmayabilir. Kadına karakolla vereceğimiz bir sinyalizasyonla (bunu bilimsel olarak çalışmamız gerekiyor)... Ne kadar mesafe tehlikeli, ne kadar mesafe yaklaştığı zaman kolluk kuvvetinin devreye gireceğini çalışacağız. Kadın, eğer burada mahkeme kararına uymayan bir erkek varsa ve kendi hayatıyla ilgili bir sıkıntı görüyorsa sinyale basacak ve kolluk kuvveti yanında olacak. Bu, işin bir boyutu.
Ondan sonra aile mahkemeleri hakimlerinin yetki devrini sağlıyoruz. Cumhuriyet Savcıları, gece yarısı bir şiddet olayı olduğu zaman o yetkiye kavuşacak. Yani biz Adalet Bakanlığının ve İçişleri Bakanlığının yetkisini artırıyoruz. Bize düşen ise bunun tamamen takibini, izlemesini yapmak ve nerede risk varsa ilgili bakanlıklarla koordinasyonu sağlamak. Yani, 'yaşam hakkı en önemli haktır' diyoruz. Kadın erkek herkesin huzurlu ve mutlu olduğu bir Türkiye için mücadelemize devam edeceğiz.''
-DELİL ARANMAYACAK-
''Tasarıda delil olmadan da devletin harekete geçebileceğine ilişkin bir maddenin bulunduğunun belirtilmesi ve bu durumda sürecin nasıl işleyeceğinin ve yanlış ihbarların önüne nasıl geçileceğine'' ilişkin soru üzerine Şahin, şöyle konuştu:
''Biz aileyi koruyoruz, kadını koruyoruz. Burada aslında erkeği de koruyoruz. Sonuçta tek taraflı bir mağduriyet yok. Toplum tamamen mağdur edilmiş oluyor. Sistem şöyle işliyor; aile mahkemesi hakimine olay geldiği zaman bir rapor hazırlaması gerekiyor ama bir acil durum varsa, bu rapor kadının yaşam hakkını korumada zaman planlamasında sıkıntı yaşanıyorsa diyoruz ki önce can korunacak sonra rapor hazırlanacak ve o uzmanların hazırladığı rapor doğrultusunda aile mahkemesi hakimi gerekli çalışmayı yapacak.
Biz bunun daha detaylı çalışması için kanun tasarısını sivil toplum kuruluşlarına, barolara ve aile mahkemeleri hakimlerine gönderdik. Önümüzdeki hafta bütün kesimlerle hazırladığımız taslağı masaya yatıracağız. Katılımcı demokrasiye inanıyoruz, yani onların vereceği katkıyı da çok önemsiyoruz.''
Töre ya da şiddet mağduru kadınların çocuklarına yönelik düzenleme olup olmadığının sorulması üzerine de Şahin, bakanlığın çocuklarla ilgili bir genel müdürlüğünün oluşturulduğunu söyledi.
Kadın ve çocuğun birbirinden ayrılamaz iki unsur olduğuna işaret eden Şahin, ''Çocuğa karşı her türlü istismarı ve her türlü ayrımcılığı yok edecek şekilde, onun da yasal düzenlemesiyle ilgili bir çalışmayı başlattık. Onunla ilgili yeni dönemde parlamentoda bir ekim itibarıyla bu tür istismarı yok edecek yasal altyapıyı sizlerle paylaşacağız'' dedi.
Konuya ilişkin somut bir durumun olduğunu belirten Şahin, konuyu yakında kamuoyu ile paylaşacaklarını bildirdi.