HABER

Sebep, 30 trilyonluk nakit açığı

İSTANBUL (İHA) - El konulan İktisat Bankası'nın eski sahibi işadamı Erol Aksoy, "Esasında İktisat Bankası'na el konulmasının nedeni, 30 trilyonluk nakit açığıdır" dedi.

Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu (TMSF) tarafından 38 şirketine el konulan işadamı Erol Aksoy, Yeniköy'deki villası önünde basın mensuplarını bir açıklama yaptı. Bugün saat 14.00'da TMSF yetkilileri ile randevuları olduğunu söyleyen Erol Aksoy, "Daha önce 9 şirketime el konulmuştu. Eski Bankalar Kanunu'na göre diğer şirketlerime de el konuldu. Zaten daha önceden hacizli olan mallarımız alınmış ve satılmıştı. Bu kez de koltuk, televizyon ve diğer bazı eşyaları aldılar. Biz takriben İktisat Bankası'na 3 sene önce el konulduktan 3 ay sonra geri ödeme planı sunduk. Yaklaşık 3 sene içinde en az 20 defa sayın TMSF yetkilileriyle görüştük ve 3 yeni protokol ile geri ödeme teklifinde bulunduk. Bundan 2 sene önce yaptığımız çalışmalara göre, bizim borçlarımıza senelik yüzde 505 faiz işletildiğini, buna karşılık benim ve ailemin holdingin İktisat Bankası'nda bulunan en büyük kriz de bile 30 milyon dolar nakde faiz işletilmediğini tespit ettik. Bunun haksızlık olduğunu düşünüyorum ve düzeltilmesi için mücadeleler verdik. Kamuya ve devlete yakışmadığını belirttik. Esasında İktisat Bankası'na el konulmasının nedeni, 30 trilyonluk nakit açığıdır. Halbuki o gün Merkez Bankası'nda 102 trilyon serbest mevzuatı muzam karşılığı vardı. Ancak Merkez Bankası bunu bize iade etmedi. İade etmek yerine bankamıza el koydular. Ben inanıyorum ki, bu paramızı verselerdi İktisat Bankası bu krizi diğer bankalar gibi atlatabilirdi. İktisat Bankası'ndaki bu açık, devalüasyon ve faizlerdeki yüksek artıştan dolayı oluşan bir zarardır. Aslında buna zarar da denilmez, takas kolaylığı getirilerek aynı zararda bulunan bir çok banka rahatlatıldı. Bence rehabilitasyon en doğru olanıdır. Bundan iki sene evvel yüksek faiz yürütüldüğü konusunda itirazda bulunmuştum. O zaman 9 şirketime el konuldu" dedi.

El konulan 9 şirket arasında en önemlisinin Kablo Net olduğunu belirten Aksoy, "Kablo Net, Türk kablosunun yüzde 50'sine sahiptir. Analog, dijital, internet ve daha da önemlisi, bugünlerde Türk Telekom, monopolünün ortadan kalkmasıyla en büyük telefon şirketidir. Monopolün kalkmasıyla bir çok şirket buna müracaatta bulunmuş, bunların en büyük benim şirketim olan Kablo Net ile ilgili TSMF lisans hakkı için herhangi bir girişimde bulunmamıştır. Halbuki Kablo Net benim borçlarının yarısından fazlasını ödeyebilecek güçte olan bir şirkettir. Bu şirket maalesef TSMF tarafından yönetilmekte ve gün geçtikçe piyasa değerini kaybetmektedir. Kablo Net'e ve diğer şirketlerime el konulurken, yalnızca bu şirketlerin borçlarını değil diğer şirketlerin de borçlarına el koyduklarını söylemişlerdi. Ancak ele geçen fırsatlardan bile istifade etmiyorlar" şeklinde konuştu.

Bu sabah CİNE5, dergi grubu ve radyolara da el konulduğunu açıklayan Aksoy, "Biz CİNE5 ile olarak Aydın Doğan ile birlikte geçen Temmuz ayında TSMF'ye bir teklif sunduk. Bazı düzeltmeler istediler. Bunları da yapıp geçen Aralık ayında yeni teklifi verdik. Mayıs ayındayız. TMSF yetkilileri bunu 'Önzyank' isimli bağımsız denetim şirketine verdi. Bağımsız şirket, uygun raporu verdi. Ancak buna rağmen TSMF bizim teklifimizi kabul ettiğine dair herhangi bir teklif gelmedi. 5 aydır TSMF'den randevu istiyoruz 2 randevu alabildik. Son bir aydır hergün yazılı ve sözlü olarak görüşme taleplerinde bulunduk. Bunların kayıtları da mevcuttur. Bir yanıt alamadık. CİNE5 için sunduğumuz teklif kamunun yararına çok iyi bir tekliftir. Şimdi hep birlikte izleyeceğiz. Kayda geçmiş olan değerin üzerinde mi, altın mı bir fiyata satacaklar? Bunu büyük bir merakla izleyeceğim. Getirdiğimiz en güzel teklif maalesef 4 aydır kabul görmedi" açıklamasında bulundu.

"İYİ VE ACI TECRÜBELERDEN İSTİFADE EDEREK DEVLETE OLAN BORÇLARIMI ÖDEYECEĞİM" İktisat Bankası'nı 17 yıl önce aldıklarını da sözlerine ekleyen Aksoy, "Ben Türk bankacılığında bir çok yenilikler yaptım. Türkiye'ye factoring ve pazarlamayı getirdim. Medyaya girerek Show TV'yi kurdum. CİNE5'in hala sahibiyim, ama başımıza bir felaket geldi. Biz tüm mesuliyet ve sorumlulukları kabul ediyoruz. Her zaman kabul ettik. Söylenildiğinin aksine hiçbir zaman masadan kaçmadık. Bu yönde haberler çıktı. Çıkan haberler doğru değil. Kaç kez masaya oturduğumuz, ne kadar çok randevu istediğimiz, kaç tane teklif verdiğimiz tüm kayıtlarda mevcuttur. Bizim grubumuzdan sadece CİNE5 ve Kablo Net bu borçlarımızı ödeyebilecek güçtedir. El konulan şirketler piyasa değerlerini kaybetmekle karşı karşıya kalacaklardır. Bunun nedeni de tekliflerin onaylanmamasından kaynaklanan zaman kaybıdır. Ben bu felaket kazayı da atlatacağına inanan birisiyim. Baştan beri TMSF'ye borçlarımı ödeyeceğimi söylemiştim. Ne olacağını bilemiyorum. Ayakta durmamız ve sağlımızı korumamız lazım. Her zaman TMSF ile görüşmeye ve bir çözüm yolu bulmaya hazırım. Bütün derdim çalışıp, iyi ve acı tecrübelerden istifa ederek devlete olan bu borcu ödemek" diyerek anlaşmaya hazır olduğunun sinyallerini verdi.

Devlet Bakanı Abdültafi Şener'in bugün yaptığı açıklamaya ilişkin bir değerlendirme yapan Erol Aksoy, şöyle konuştu:

"Sayın Bakan'ın konuyla ilgili açıklamalarını yeni öğrendim. 1.6 milyar dolar borç olduğunu söylüyor. Kanaatimce bu rakam doğru değil. Mahkemeler bu miktar içinde faizin içinde olmadığını söylemiş. Bankama el konulduğundan bu yana 3 yıl geçti. Bu faizlerin neler olduğunu bilemiyorum. Ancak bundan 2 ay evvel 800 milyon dolarlık borç ödeme planını pn kalkmasıyla bir çok şirket buna müracaatta bulunmuş,TSMF'ye sunduk. Herhangi bir netice alamadık. Yapılan haksızlıklara karşılık hukuksal hakkımı aramak amacıyla bazı davalar açtım. Bu davaların da bir kaçını kazandım. Örneğim Kablo Net Şirketi'nde TSMF bir sermaye artışı yaparak holdingimizin hissesini sıfırladı. Bir miktar sermaye parası yatırmamız gerekiyordu. Her tarafımızı hacizde olduğu için bunu yatıramadık. Bu nedenle benim 40 milyon dolara aldığım hisseleri TMSF 1 küsur milyon dolara sattı. Bu konuyla ilgili mahkemeyi kazandım ve yürütmeyi durdurma kararı verdi. Benim açtığım davalar Avrupa-Amerikan Holding adına açtığım davalardır. Ama bu sabah bu holdingin başına da TMSF oturdu. Dolayısıyla her iki tarafta da kendileri var. Kendimi ve şirketlerimi müdafaa hakkımı elimden aldılar. Daha önceden 9, bugün de 34 şirketime el konuldu. Sayın Bakan, cebir yoluyla 75 milyon doların alındığını söylemiş, ancak bankaya el konulduğunda bankada bulunan param tahsil edildi. Bu normal olanıydı burada bir cebir söz konusu değil. Amaç üzüm yemek değil bağcıyı dövmekse bilemiyorum. Döve döve mi tahsilat fazla olacak, yoksa diğer şekilde mi fazla olacak? Bizimle herhangi bir mutabakat sağlanmamasına rağmen bu durumdaki diğer şirketlere oranla en büyük tahsilat benden yapıldı. Bir haksızlığın içindeyim."

"BANA YAPILAN SAYIN UZAN'A YAPILANIN AYNISI DEĞİLMİŞ" Basın mensuplarının, "Çocuğunuzun ve ailenizin haberi var mı sorusuna ise Aksoy, duygulanarak, "Çocuğum okulda. Konuyu bilmiyor. Ancak eşim çok üzüldü. Daha önceleri icra için gelmişlerdi. Şahsıma ait tablo ve şarapları aldılar. Borçların bir kaç kasa şarapla ödenemeyeceği malum. Bu borçları 10 ile 15 sene içinde faizi ile birlikte ödemeye razıyım. Zaten 15 aylık bir ödeme planı sunuldu. Kendilerime açtığım bir kaç davayı kazandım. Buna mı kızdılar, bu konu onlara yanlış mı aksettirildi bilemiyorum. Planlarımız kabul edilmedi diyemiyorum, çünkü bize TMSF'den herhangi bir hayır yanıtı gelmedi. Ancak bize yapılan Sayın Uzan'a yapılanın aynısı değilmiş. Uzan'a yapılan 5027 sayılı, bize yapılanın ise 4189 sayılı yasanın 15/7 A bölümünce yapıldı. Arada ne fark olduğunu bana sormayın çünkü bilmiyorum. Mesele istihdam yaratan şirketleri yaşatıp, şirketlerle bu borcun ödenmesidir. Bu benim için de diğer aynı durumdaki şirketler için de geçerli" yanıtını verdi.

En Çok Aranan Haberler