BALIKESİR (İHA) - Balıkesir'de ölen annesini evlerinin bodrumuna gömüp kıyafetlerini giyerek aylarca bankadan emekli maaşını çekerken yakalanan Şerafettin Gençel, çalışmaya başladığı sirkin kapanması üzerine yine zor durumda kaldı.
Şerafettin Gençel, 2003 yılı başında eceliyle öldüğünü söylediği annesinin bankadan 3 ayda bir aldığı emekli maaşını almak için plan yaptı. 78 yaşındaki annesi Ümmühan Gençel'in vefatını ilgili yerlere bildirmeyen oğlu, cesedi bir halıya sardıktan sonra kiracı olarak kaldıkları Vicdaniye Mahallesi Aşık Sokak'taki 73 numaralı müstakil evin bodrumuna gömdü. Planını uygulamaya devam eden Şerafettin Gençel, annesine ait tüm elbiseleri kendine uyarladı. Defalarca üzerinde çalışıp kendini annesine benzetmeye
çalışan şahıs, makyaj malzemeleri kullandıktan sonra annesinin elbiselerini giyerek 2003 Mart ayında ilk defa Ziraat Bankası'na gitti. Ümmühan Gençel'in nüfus cüzdanıyla kendini annesi gibi tanıttığı bankada maaşı çeken şahıs, daha sonraki dönemlerde de aynı şekilde bankadan maaş almaya devam ederken, nihayet durumundan şüphelenen banka güvenlik görevlileri tarafından yakalandı.
"İÇİM RAHAT"
Ölen annesinin yerine geçmesiyle bir anda medya ve ülke gündemine yerleşen Şerafettin Gençel, asayiş haberleriyle ve cezaevine girmesiyle tanınıp ün yaparken, bu tiplemesiyle bazı film, dizi ve skeçlere de konu oldu. Hapis yatıp çıkan ve yargılaması süren Şerafettin Gençel, cezaevinden çıktıktan sonra çalışmak istedi ancak iş bulamadı. Nihayet, yıllar önce arkadaşlarıyla birlikte çeşitli kumpanyalara katılıp gösteri yaptıkları günleri hatırlayan Şerafettin Nine, "eski dost" dediği Carmen Sirki'nin ünlü
siması sihirbaz Zambora'yı buldu. Zambora ile anlaşma yapıp sirk dünyasına katılan Şerafettin Gençel, pek çok yeri gezip özellikle çocukları şovlarıyla eğlendirdiklerini belirterek, "İçim rahat, yaşadıklarımdan hiç pişmanlık duymadım. Aksine ülkeme iyiliğim dokunmuştur" diyerek annesinin kılığında yaptığı işin kendine göre suç olmadığını iddia etti.
"SİHİRBAZ ZAMBORA BENİ SATTI"
Hayatı iniş çıkışlarla dolu olan Şerafettin Gençel, yakalanışı, cezaevi ve cezaevi sonrası geçen süreçte kendisiyle ilgili çok sayıda televizyon programı ve röportajlar yapıldığını, bunlardan ciddi bir kazanç beklentisine girdiğini ancak hepsinin boş bir hayalden ibaret olduğunu gördüğünü anlattı. Yabancısı olmadığı sirk yaşantısı da kısa süren Gençel, şimdi eski dost diye bir araya gelip çalıştığı, birlikte gösterilere çıktığı Zambora'yı arıyor. 6 bin TL alacağı olduğu Carmen Sirki'nin iflas ettiğini,
sihirbaz Zambora'nın da kayıplara karıştığını söyleyen Gençel, sihirbaza meydan okudu. Son dönemde yaşadıklarını İHA muhabirine anlatan Şerafettin Gençel, "Uzun süre şov dünyasındaydım, gösteri dünyasına katıldım. Ekmek parası peşinde koştum. Hayatımızı idame ettirmek zorundayız. Pek piyasada görünmedim, görünmeyi de istemedim. Güzel gösteriler yaptık, gösterilerimizle çocukları çok mutlu ettik. Zaman içinde anlaşmazlıklarımız oldu. Ayrılmak zorunda kaldım. Ben sihirbaz Zambora ile çalışıyordum,
menajerliğini, asistanlığını yapıyordum. 1 yıl onunla çalıştım. O sürede kendisinden alacağım oldu ama alamadık. Kendisini arıyorum, inşallah bir gün denk geleceğiz, alacağımızı da bir şekilde tahsil ederiz herhalde. Bizim ona yaptığımız iyilikleri hatırlarsa alacağımızı hatırlayıp gönderir belki. Sirk dünyası tombaladan çıktı. Zambora'nın o günkü sıkıntıları, yalnız başına kalması. Beraber yola çıktık biz onunla. Ama o sağ olsun bizi uygun zamanda sattı. Bir tek sirk vardı, Carmen Sirki. Büyük bir
çadırımız yoktu, salonlarda gösteri yapıyorduk. Kendisini aradığım halde henüz denk getiremedim. Carmen Sirki'nde ben Zambora'ya asistanlık yapıyordum. Ayrıca iş bağlantılarını yapıyordum, bütün o süreç içinde bağlanan işleri, yapılan gösterilerin organizasyonunu ben yaptım. Ege ve Marmara Bölgesi'ni gezdik. Ayrılışımızdan dolayı devam etmedi, devam etmek istedi, şirketi 1 ay götürebildi, iflas ettiler. Ayrılışım sebebi, Zambora'nın kendi kaprisleridir. Büyük oynayalım istedi, büyük oynamak için
masraflarımızın fazla olması lazım. Gittiğimiz yerlerde istediğimizi bulamadık çünkü büyük yerlerde gösteri yapabilmeniz için kadronuzun geniş olması lazım, takviye sanatçılar almanız lazım. Ama o bunları göremedi. Bizim kadromuzda 12 çeşit gösterimiz vardı, programımız 70 dakika civarı sürüyordu. Ben haftanın 7 günü çalışıyordum, hafta sonları sahneye çıkıyordum, gecem, gündüzüm belli değildi. Benim bugün en azından 6 bin TL civarı alacağım var, bu benim alın terim. Zambora'nın İstanbul'da olduğunu
öğrendim, onu adım adım arıyorum. Benim iyiliklerimi unutmasın. Adam gibi bana bir adım gelsin ben, ona iki adım geleceğim. Eski dostlukları, kötü günleri unutmasın. Benim iyiliklerimi unutmasın. Ağır konuşmaya gerek yok, Zambora borcunu öde, bir fincan kahvenin hatırını unutmayalım. Kaçarak bir yere varılmaz, bana bir merhaba de, telefon aç, işleri hallet, daha fazla rezil rüsva olmayalım" ifadelerini kullandı.
"ŞERAFETTİN NİNE'NİN GETİRİSİ OLMADI"
Şerafettin Gençel, kendisinin yakalanmasıyla birlikte kadın kılığında veya başka kimlik altında bankalardan haksız yere maaş çeken 83 bin kişinin bulunduğunu, bu tespitin, Şerafettin Nine, yani kendisinin sayesinde yapıldığını söyledi. Bunun ona göre suç olmadığını savunan Gençel, "Benim gibi olanların sayısı 83 bini geçmiş. Bu insanlar neden böyle yapıyor? Neden ve niçinleri var. Benim için başkadır, başkalarının yaşadıkları başkadır. Ben sıra dışı olduğumu zannediyorum. Yıllardır benim bu ülkede
çektiğim çileler var, o isyanlarımı bu şekilde dile getirdiğimi zannediyorum. Bazı isyanlar kapalı oluyor, apaçık isyan yapamıyorsunuz. 30 yıla vuran bir ibre bu. Daha derin konuşmak istemiyorum çünkü ister istemez bazı kurumları suçlamak zorunda kalacaksınız o da insanın başına çorap örüyor. Özgürlük deniliyor ama Türkiye'de özgürlük ne kadar var bunu herkes tartışıyor. Ben de beynimde tam özgür olamadığım için konuşmak istemiyorum, konuşmak da gelmiyor içimden. Şerafettin Nine'nin bence bugüne kadar
bir artısı olmadı, getirisi olmadı, giderleri oldu çünkü eskiden iyilik yaptığım insanlar bile sırtını döndüler bana. Herkes kendine göre yorumlasın ama bir açıdan da çok iyi oldu, gerçek dostlarımı tamamını öğrendim. Yanımda durmasalar bile uzaktan uzağa bana her türlü desteği verdiler, onlara tekrar teşekkür ederim. Onlar bir elin parmaklarını geçmez" açıklamasını yaptı.
"LEZİZE NİNE, ŞERAFETTİN NİNE'DİR"
Şerafettin Nine, ünlü oyuncu Oktay Kaynarca'nın başrolünü oynadığı Adanalı dizisindeki 'Lezize Nine' karakterinin kendisinden çalıntı olduğunu, 'Lezize Nine' tiplemesini son derece başarısız ve ahlaksız bulduğunu söyledi. Diziyi yayınlayan kanalın çok önce kendisiyle irtibata geçtiğini, böyle bir dizide Şerafettin Nine'yi oynatmak istediklerini, kendisinin de böyle bir şeyi kabul edebileceğini söylediğini iddia etti.
Şerafettin Nine, "Benden çalıntı yaptılar. ATV'nin Balıkesir bürosunda benden tüyolar almışlardı. 'Böyle bir dizi olacak, seni de bu dizide kullanırız' dediler. Onlara bazı tüyolar verdim. Onlar kendi dizilerini çekmişler, Allah işlerini güçlerini rast getirsin. Zaman zaman ben de seyrediyorum. Banka olayı benimle ilgili bölümler. Ondan sonrasına kendileri istediği gibi karar verirler. Ama en azından bana, 'Böyle bir şey yapıyoruz' diye dönüp gönlümü almaları lazımdı. Resmen çalıntı olduğu belli.
Türkiye'de ve dünyada bunu patlatan benim, diğerleri arkamdan nal toplayarak geldi. Bu olayın kahramanı bendim, bunu değerlendiriyorlar. Bizim yaptığımız bir olaydan para kazanıyorlar. 'Şerafettin Bey böyle yapıyoruz' deyip, 'Bir teşekkür eden ya da bir hediye göndersek' diyen olmadı. Bu yapılan taklit, benden başkası değil, bunun aksini iddia edebilecek varsa hodri meydan. Prosedürü değiştirmişler biraz. Ben annemin maaşını alıyordum, orada ninesinin falan, bir nevi benzetmeleri başka yönlere
çekiyorlar. Benimle konuşsalardı onlara daha güzel tüyolar verirdim. Bende yıllarca yaşanmış espriler vardı. Lezize Nine, nam-ı diğer Şerafettin Nine'dir. Daha sonraki bölümlerde Lezize Nine'nin bazı çekimleri var, benim hoşuma gitmedi. Bende daha ne espriler vardı. Yakıştıramadım ben, pek ahlakıma uymadı. Bana, 'Çok mu ahlaklısın?' diyebilirsiniz. Ben kendime göre çok ahlaklıyım. Herkes kendine göre ahlaklıdır. Banka olayında Lezize Nine Şerafettin Nine'yi taklit etmiştir. Annesinin değil de ninesinin
şekliyle taklit etmiştir, olay budur. Bunun aksini hiç kimse söyleyemez. Ben bunun patentini alsaydım dünyada benden başka hiç kimse bunu yapamazdı" dedi.