Klimalar hayatımızın olmazsa olmaz aletleri olma yolunda hızla ilerliyorlar, ama herkesin bu aletlerden edinmesi tabii ki mümkün değil.
Klimamız yok diye üzülmek de gereksiz, çünkü serinlemenin daha ucuz ve hatta bedava pek çok yolu var.
Önce kendinize serin bir yer bulun
Bu sıcak havalarda yapılacak en iyi şey, şart değilse hiç sokağa, güneşe çıkmamak. Evde ve iş yerinde serin bir köşe, bağlık bahçelik yerde bir ağaç gölgesi bulun kendinize.
Büyük şehirlerde yaşayanlar alışveriş merkezlerinin bedava serin ortamlarından da yararlanabilirler. İstanbul’ lular size sesleniyorum: Akmerkez, Kalyon, Metrocity… sizi bekliyor.
Kapalı alanları sevmeyenler için, Emirgân, Yıldız, Gülhane Parklarının ağaç altları da alternatif olabilir.
Moraliniz bozulmayacaksa mezarlıklar da serin yerlerdir.
**Kendi rüzgarınızı yaratın
**
Meselâ, evde hem ön tarafın hem arka tarafın camlarını açıp cereyan yaptırabilirsiniz. Ama dikkat, çerçevenin önüne saksı veya pervazına havlu koyun da çarpıp camlarınız kırılmasın, masraf çıkmasın.
Yelpazeden, pervaneden yararlanın. Üstelik ‘koskoca’ Bülent Ersoy bile öyle yapmıyor mu?
Yelpazem de pervanem de yok diyorsanız, bu yazıyı okuduktan sonra gazeteyi katlayın ve yüzünüze doğru yellemeye başlayın.
Arabada giderken kolunuzu dışarı çıkarıp avucunuzun içini gidiş yönüne doğru açın. Serin havanın ta göğsünüze kadar dolduğunu, iliklerinize işlediğini hissedeceksiniz.
Bir de, kliması olanların zatürreeden bronşite, alerjilerden kas tutulmalarına kadar birçok hastalığa yakalanma ihtimalleri olduğunu hatırlayın ve de ‘İyi ki de klimam yok’ diyerek ruhunuzu da serinletin.
**Şemsiyesiz dolaşmayın
**
Güneş altında uzun süre kalmanız hele de çalışmanız gerekiyorsa, başınızı sık sık ıslatın veya mendilinizi ıslatıp başınıza bağlayın, kurudukça tekrar ıslatın. Bulabilirseniz, Meksikalı çobanların, kovboyların giydiği türden geniş çeperli hasır şapkalardan takın.
Mümkün olduğunca ince, pamuklu, açık renk ve bol kıyafetleri tercih edin. Güneşe çıkması gerekenler için güneş gözlüğü ve şemsiye de çok gereklidir. Biliyorsunuz, şemsiye şems, yani güneş kelimesinden türetilmiştir ve güneşten koruyan anlamı taşır. Fakat bizde şemsiyenin yağmurda kullanılması adeti vardır, yazın sıcaklarda sokakta şemsiye ile gezen bir Allah’ın kulunu göremezsiniz. Güzel bir manken kızımız, şemsiye ile üstsüz olarak gezerken paparazilere yakalansa da, milletimiz de şu şemsiyenin kıymetini anlasa, ah ne iyi olur.
**Siesta yapın
**
Havanın sıcak ve nemin fazla olduğu günlerde fazla efordan kaçınmak gerekir. Yaşlılar ve kalp hastaları buna daha çok dikkat etmelidir. Kendinize serin bir ortam bulun. Fırsat bulabilirseniz ‘siesta’ yapın, yani öğle uykusuna yatın.
**Az yiyin, suyu bol için
**
Bu sıcak havalarda etli, hamurdan… ağır yemeklerden kaçının. Ne çay, ne kahve, ne gazoz, ne de kola; bol bol su için. Sebil su dağıtan yerleri öğrenin ve buralardan yararlanın; adreslerini birbirinize bildirin.
**Denize girin
**
Hilton’ un havuzuna abone yazılın demeyeceğim elbette. Yüzme bilenler için, bedava denize girme fırsatı var artık. Belediye’ nin halka açık plajları, Boğaz kıyıları, Sarayburnu sahili… gibi yerler sizi bekliyor; ama beyaz donla değil tabii. Bir de, Şile’den… Kilyos’ tan denize girmeyin lütfen, girseniz de sakın açılmayın.
Bu yazıdan sonra klima satanları ter basarsa, sorumlusu ben değilim; onu da söyleyeyim.
Prof. Dr. Ahmet Rasim Küçükusta
Cerrahpaşa Tıp Fakültesi
Göğüs Hastalıkları Bölümü Öğretim Üyesi