Babacan, Milletlerarası Ticaret Odası (ICC) Türkiye Milli Komitesi'nin 70. kuruluş yıldönümü nedeniyle Esma Sultan Yalısı'nda verilen yemek sonrasında yaptığı konuşmada, Türkiye'nin şu anda çok hızlı bir değişim ve dönüşüm içinde bulunduğunu ve bunun hem siyasi reformlar alanında, hem de ekonomide çok yakından takip edildiğini belirtti.
"Türkiye, özellikle son 2 yıldır adeta tüm dünyanın ilgi odağı haline gelmiş durumda" diyen Babacan, 2001'de tarihinin en derin ekonomik krizini yaşayan ülkenin, o günlerden bugüne kayda değer bir mesafe aldığını söyledi.
Babacan, büyümede ve enflasyonda rekorlar kırıldığına, TBMM'den uyum yasalarının geçtiğine dikkati çekerek, "Türkiye'nin nispeten kısa sürede elde ettiği bu başarılar, aslında Türkiye'nin çok farklı bir döneme de bir bakıma girişini sağladı. Bundan sonraki dönem, özellikle Türkiye için tarihi fırsatlar sunuyor. Şu anda pek çok alanda Türkiye'nin elinde tarihi fırsatlar var" diye konuştu.
Hükümet olarak 2 yıldır büyük bir özveriyle çok farklı alanlarda çok ciddi çalışma içine girdiklerini dile getiren Babacan, demokratikleşme, insan hakları ve özgürlükleri alanlarında, Türkiye'nin açık ekonomi haline gelmesinde büyük mesafeler kaydedildiğini anlattı.
"BÜYÜMEDE TARİHİ REKORLARA DOĞRU YOL ALIYORUZ"
Yıllardır kronik enflasyon sorunu olan Türkiye'nin, bu yıl için koyduğu yüzde 12 enflasyon hedefinin önünde herhangi bir engel görünmediğine dikkati çeken Babacan, şunları söyledi:
"Türkiye 2 senede başka bir şeyi daha ispat etti ki, bir yandan enflasyon düşerken, bir yandan da büyümede tarihi rekorlara doğru yol alıyoruz. Geçen yıl büyümede yüzde 5 hedef koyduk, yüzde 5.9 gerçekleşti. Bu yıl hedefimiz yine yüzde 5'ti. Fakat, yüzde 5'in çok çok üstünde, hatta rekor diye tabir edebileceğimiz bir büyüme rakamına doğru gidiyoruz."
Devlet Bakanı Babacan, ilk 6 ayda özel sektör yatırımlarının yaklaşık 20 milyar dolar civarında gerçekleştiğini kaydetti.
Büyümenin özel sektör çabalarıyla gerçekleştiğini vurgulayan Ali Babacan, "Özel sektörün Türkiye'deki bu çabası, bu yatırım atağı Türkiye'nin sıhhatli büyümesi, ekonomisinin sıhhatli bir yapıya kavuşması için büyük önem arz ediyor" dedi.
Siyasi istikrar ve makro ekonomik istikrar konusunda önemli mesafeler kaydettiklerini belirten Babacan, "Artık, önünü daha iyi gören bir Türkiye var" diye konuştu.
Bakan Babacan, 1 Ocak 2005'ten itibaren yeni Türk Lirası'na geçileceğini anımsatarak, "Şu anda kullanmakta olduğumuz TL, dünyada en çok sıfırı olan para birimi. 1 Ocak'tan itibaren 6 sıfırı atıyoruz.
Yeni para birimimiz, dünya ile daha iyi entegre olma yolunda hızla yol alan Türkiye'nin değerini kaybetmeyen bir para birimi olacak" dedi.
YABANCI SERMAYE GİRİŞİNDE ARTIŞ
Yatırım ortamını iyileştirme konusunda önemli çalışmalar yaptıklarını, geçen yıl yeni bir yabancı sermaye yasası çıkardıklarını anlatan Babacan, Haziran 2003'e kadar olan dönemde Cumhuriyet tarihinde kurulan yabancı sermayeli şirket sayısı 6 bin 600 iken, Haziran 2003'ten bugüne 2 bin 300'ü aşkın şirket kurulduğuna işaret etti.
Babacan, şunları kaydetti:
"Doğrudan yabancı sermaye girişinde bu sene yine bir rekora doğru gidiyoruz. Temmuz sonu itibariyle giriş rakamı 1.8 milyar dolara ulaşmış durumda. Bu Türkiye ekonomisinin kapasitesi yanında yine de çok çok az bir rakam. Ancak, geçen yılın ilk 7 ayına baktığımızda 3 mislini aşkın bir artış söz konusu. Özellikle önümüzdeki dönemde Türkiye'nin AB ile ilgili üyelik sürecinde her şeyin planlandığı gibi gittiği durumda, doğrudan yabancı sermaye girişinde ciddi artışlar bekliyoruz.
Türkiye büyük bir pazardır. 70 milyonu aşkın nüfusu var. Kişi başına düşen milli gelirimiz bu yıl 4 bin dolar civarında olacak. Ancak bunu satın alma gücü paritesine göre hesap ettiğimizde 7-8 bin dolar gibi bir rakama ulaşacağız. 70 milyon nüfusu olan ve satın alma gücü paritesine göre 7-8 bin dolar geliri olan bir ülke büyük bir pazar."
Türkiye'nin, çok uluslu firmaların yanı sıra küçük ve orta boyutlu Avrupalı firmaların da gittikçe daha fazla ilgi odağı haline geldiğini ifade eden Babacan, şöyle dedi:
"Geçenlerde Sivas'ta 40 fabrikanın temeli atıldı. 3'ü yüzde 100 yabancı sermayeliydi. Düşünün ki, Sivas'a bile küçük ve orta boyutlu yabancı sermaye geliyor. Bu da artık Türkiye'de işlerin değişmeye başladığının ve ekonomimizin, sanayimizin yapısının çok farklı noktaya gittiğinin önemli göstergelerinden birisi."