BURSA (İHA) - Bursa'da, 14 yaşındaki kıza cinsel istismar suçundan yargılanan yazar Hüseyin Üzmez'in tahliye edilmesinin ardından davaya müdahil olabilmek için mahkemeye başvuran Sosyal Hizmetler Genel Müdürlüğü, Adli Tıp Kurumu raporunun mantıki ve bilimsel dayanaktan yoksun olduğunu ileri sürdü.
Devlet Bakanı Nimet Çubukçu'nun Üzmez davasına müdahil olacaklarını açıklamasının ardından 3 gün evvel Bursa Adliyesi'ne gelen Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu (SHÇEK) Genel Müdürü İsmail Barış, davaya bakan 4. Ağır Ceza Mahkemesi'ne dilekçe vererek müdahillik talebinde bulundu. Mahkemeye verilen iki sayfalık dilekçede, Üzmez'e tahliye getiren 22 Eylül 2008 tarihli Adli Tıp Kurumu 6. İhtisas Kurulu raporuna, mantıki ve bilimsel dayanaktan yoksun olduğu için itiraz edildiği ifade edildi.
SHÇEK'in dilekçesinde, Adli Tıp Kurumu raporunu hazırlayan heyette çocuk psikiyatrisi ve psikolog bulunmadığı, bu durumda raporun konunun ehli insanlar tarafından verilmemiş olduğu, Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı'nca düzenlenen raporun ise işin ehli uzmanlarca hazırlandığı belirtilerek, "Uzmanlarca verilen raporda var olduğu belirtilen ruhsal bozukluğun, konunun uzmanı olmayan kişilerce ortadan kalktığının söylenmesi, bilime ve mantığa sığmamaktadır" denildi.
Adli Tıp Kurumu raporunun gerçeği yansıtmadığının ifade edildiği ve Hazine Avukatı Selma Ergüner Akalan tarafından hazırlanan dilekçede, "B.Ç., kurumumuzca koruma ve bakım altına alındığı tarihten itibaren sosyal çalışmacılar, çocuk gelişimcilerimiz ve psikologlarımız tarafından izlenmiş ve gözlemlenmiştir. Kendisiyle yapılan görüşmeler sonucunda raporlar hazırlanmıştır. 28 Nisan 2008 tarihinde yapılan ilk görüşmede sosyal çalışmacı Şule D. ile görüşülmüştür. Mahkemeye de sunacağımız görüşme raporunda, mağdure, sanıkla yaşadıklarını ayrıntılı biçimde anlatmış, ancak annesinin başına kötü bir şey gelmesinden korktuğu için fazla konuşmak istemediği gözlenmiş ve sosyal çalışmacı tarafından küçüğün acilen profesyonel yardım alması gerektiği kanaati belirtilmiştir. Yine 7 Temmuz 2008 tarihli ikinci görüşmede, B.Ç.'nin konuşmak istemeyerek sürekli ağladığı ve ifadesini değiştirmesi halinde annesinin cezaevinden çıkacağı beklentisinde olduğu gözlenmiştir. Son olarak, 'Ruhsal durumu bozulmamıştır' denilen raporun ardından 31 Ekim 2008 tarihinde yapılan görüşmede, mağdurenin yine cinsel istismar olayını anlattığı, ancak daha sonra bunun doğru olmadığını belirterek çelişkili konuştuğu, annesinin tahliyesine çok sevinip Hüseyin Üzmez'in tahliyesine de çok şaşırdığını belirttiği, tahliyeye neden şaşırdığı sorulduğunda ise suskun kaldığı gözlenmiştir" denildi.
Sosyal Hizmetler Kurumu doktoru, psikoloğu, sosyal çalışmacıları ve çocuk gelişimcilerinin ortaklaşa hazırladığı 31 Ekim 2008 tarihli raporda, B.Ç.'nin kendisini net ifade ettiği, konuşurken bakışlarının donuk ve ifadesiz olduğu, sürekli parmaklarıyla endişeli şekilde oynadığı, yüzeysel cevaplar vererek ayrıntıları geçiştirdiği, geleceği ile ilgili planlar yapmadığı, annesinin yeniden cezaevine girmesi konusundaki belirsizlikten huzursuz olduğu ve bu sebeple ifade değişikliğine gitmiş olabileceği ifade
edildi.
Mahkeme, önümüzdeki duruşmada, SHÇEK'in davaya müdahil olup olmayacağına karar verecek.