DİYARBAKIR (AA) - SEMA KAPLAN / İBRAHİM SİNCAR - 1980 öncesinde turizm potansiyeli açısından Türkiye'de adından söz ettiren ancak aradan geçen sürede yaşanan terör olaylarının gölgesinde kalan Güneydoğu Anadolu Bölgesi, silahlar kalıcı olarak sustuğunda yeniden kültür ve inanç turizminin merkezi olmayı hedefliyor.
Tarihte onlarca medeniyete ev sahipliği yapan, zengin tarihi ve kültürel dokusuyla göz kamaştıran, İslam hazinesi ile büyüleyen bölge çözüm süreci ile Türkiye'nin turizmde parlayan yıldızı olmaya aday.
Üzerindeki yazıtları ve burçlarıyla görkemli bir açık hava müzesi konumunda UNESCO'ya aday tarihi surlara, isimleri Kur'an-ı Kerim'de geçen 25 peygamberden Zülkifl ile Elyesa'nın kabirlerine, İslam dünyasının 5. Harem-i Şerif'i olarak nitelendirilen tarihi Ulu Cami'ye sahip Diyarbakır, antikkent Hasankeyf'in bulunduğu Batman, yüzen adaları ve kaplıcalarıyla ilgi çeken Bingöl, Veysel Karani ve İbrahim Hakkı Hazretlerinin türbelerinin bulunduğu Siirt, "Gecesi gerdanlık gündüzü seyranlık" olarak nitelendirilen, ezan ve çan sesinin birbirine karıştığı, taş işçiliğinin ve hoşgörünün büyülü kenti Mardin gibi illerin bulunduğu bölge turizmde cazibe merkezlerinden olma yolunda.
- Geleceğin yükselen sektörü: turizm
Çözüm süreci sayesinde sağlanan huzur ve güven ortamının yansımalarının her alanda etkisinin görüldüğü, süreçteki her olumlu açıklama ve mesajın adeta taze kan aşıladığı bölgede turizmin, geleceğin yükselen sektörü olacağı belirtiliyor. Türkiye Seyehat Acentaları Birliği (TURSAB) Güneydoğu Bölgesel Yürütme Kurulu Başkanı Serdar Kahraman, AA muhabirine, inanç ve kültür turizmi açısından zengin potansiyeli barındıran bölgenin 30 yıldır yaşanan sıkıntılardan dolayı turizm pastasından hak ettiği payı alamadığını söyledi.
1980 öncesinde Diyarbakır'da her otelin önünde 2-3 otobüs bulunduğunu, Diyarbakır'ın turizm destinasyonunda bölgenin merkezi olduğunu ifade eden Kahraman, konaklamanın o dönemde Diyarbakır'da yapıldığını anlattı.
"Son 30 yılda bu destinasyon bozuldu. Bölgeye insanlar gelemedi, gelmekten imtina etti. Bu da turizmi olumsuz etkiledi" diyen Kahraman şunları dile getirdi:
"Hiçbir ili rakip görmüyoruz. Türkiye'ye gelen her turist bizim için çok önemli. Ama Antalya'ya yapılan yatırımın 10'da biri bölgeye yapılır, bir de barış gelirse Diyarbakır döviz girdisinde Antalya'yı 2'ye 3'e katlar. İnanç değerleri ve kültür varlıkları burada çok fazla. Her taşın altında bizden öncekiler bir not bırakmış. Bu değerlerin hakkını vermemiz gerekiyor."
- "Barış ile bir patlama olacak"
Turizmin hassas bir sektör olduğuna işaret eden Kahraman, şöyle dedi:
"Burada bir silahın patlaması veya en ufak olay tüm rezervasyonların iptali demek. Bu nedenle huzur ve güven çok önemli. Diyarbakır'ın turizm potansiyeli 30 yıldır önüne set çekilmiş bir baraj gibi. Barış ile kesinlikle bir patlama olacak. İddia ediyorum ki; başımızı kaşıyacak zamanımız olmayacak. Barış tam olarak tesis edildiğinde bölgeye beklediğimizin üstünde turist gelecek. Buna sektörün ve kentin hazır olması gerekir. Turizme yatırım yapan gözü kapalı kazanacak. Gençlere sektörün bir ucundan tutmalarını tavsiye ediyorum. Bölgede turizmin geleceği var."
"Mayıs ayında Türkiye'deki TURSAB Bölgesel Yürütme Kurullarının 3. genişletilmiş toplantısının Diyarbakır'da yapılması planlanıyor. 450 turizmciyi Diyarbakır'da ağırlayacağız" ifadelerini kullanan Kahraman, bölgede ilk kez bu kapsamda bir turizm toplantısı yapılacağını dile getirdi.
Kahraman, turizmle ilgili doğru planlamaların yapılması için kentin tüm bileşenlerince bir turizm konseyi oluşturulmasını önerdiklerini vurguladı.
- "Turizm bölgenin geleceğidir" Diyarbakır Kültür Turizm ve Musiki Derneği (DİKTUM-DER) Yönetim Kurulu Başkanı Kenan Aksu da silahların bırakılması çağrısının bölge için önemine değinerek, 12 bin yıllık geçmişe sahip bölgenin turizmde çözüm süreci ile ön plana çıkacağını belirtti. Yapılan araştırmaların turistlerin artık tatilde deniz ve kum yerine tarihe yolculuk yapmayı tercih ettiğini gösterdiğine işaret eden Aksu, bölgenin, insanların hasret kaldığı zengin tarih, kültür ve maneviyata sahip olduğunu aktardı.
Aksu, turizmle ilgili Diyarbakır'da radikal kararlar alınması gerektiğini ifade ederek, şunları dile getirdi:
"Diyarbakır'ın Suriçi bölgesi kesinlikle radikal kararlarla kentsel dönüşüme tabi tutulmalı, yap işlet devret modeli uygulanmalıdır. Diyarbakır'ın her yeri sit alanı. Bu kapsamda sit alanının gerektirdiği uygulamalar hayata geçirilmeli. İspanya'nın Toledo kenti radikal kararlarla UNESCO'ya kazandırılmış ve İspanya'nın turizm getirisinin dörtte birini karşılıyor. Neden Diyarbakır da olmasın?
- "Biz bu oyunu bozacağız" "Barış ile inanıyorum ki Türkiye turizm getirisinin en az 10'da birini bu bölge karşılayacak. Turizm bölgenin geleceğidir. Bu süreç tam anlamıyla hayata geçerse bölge 500 fabrikaya eş artı değer kazanacak" diyen Aksu, şunları kaydetti: "Bölgede 6-7 Ekim'de yaşanan olaylar turizmi akamete uğrattı. Ancak biz bu oyunu bozacağız. Bu sorunu bölgenin insanı çözecek. Diyarbakır ve bölgenin artık kabuğunu kırması gerekir. Diyarbakır için birçok projemiz söz konusu. Destek verin Diyarbakır'ı uçuralım. Artık bu devin uyanması lazım. Bölge kurtulursa Türkiye kurtulur. Diyarbakır'ın etrafı boşuna surlarla çevrilmemiş, kent 33 medeniyete boşuna ev sahipliği yapmamış, dünyada 3. mukaddes şehir boşuna olmamış. Bu değerlerimize sahip çıkacağız."
Mardin Kültür ve Turizm Müdürü Alaattin Aydın ise Mardin'in düğüne hazırlanan bir gelin gibi her zaman turizme hazır olduğunu söyledi.
Süreçle yaşanan olumlu gelişmelerle kente gelecek turist sayısında büyük artış yaşanacağına inandıklarını dile getiren Aydın, huzur ortamının gelişmesiyle Mardin'in turizm payının artacağını aktardı.
- "Bölgenin artık kardeşliğe huzura ihtiyacı vardır" Mardin Turizm ve Otelciler Derneği Başkanı Özgür Azad Güngör de PKK'ya silah bırakma çağrısı ve nevruzda verilen mesajın turizmde bölgede hareketlilik sağladığını kaydetti. Bölgenin barışı arzuladığını ifade eden Güngör, şunları söyledi:
"Barışın konuşulması dahi bölgenin kalkınmasını sağlıyor. Bölgenin huzur, barış ve kardeşlik sembolü olmasını istiyoruz. Dolmabahçe'de yapılan açıklama, nevruzda verilen mesajlar Mardin'de hareketliliğin başlamasına neden oldu. Barışın bir an önce sonuca ulaşmasını istiyoruz."
- "Diyarbakır'ı yeniden şarkın Paris'i yapacağız" Düzenlediği eski bir Diyarbakır evini işletmeye açarak, kentin değerlerini yaşatan Esra Aksu da çözüm süreciyle kentte bahar havasının tam manasıyla hissedildiğini söyledi. Süreçle bölgenin popüleritesinin yeniden arttığına dikkati çeken Aksu, yerli ve yabancı turistlere bölgenin misafirperverliğini göstermek için tarihi mekanda hizmet verdiklerini anlattı.
Aksu, yeterince güvenli görülmeyen Suriçi bölgesinde işletmecilik yapma cesaretinin herkese örnek olmasını istediğini aktararak, "İstanbul'un tarihi yarımadası gibi kentimizin de tarihi Suriçi bölgesi var. Burada yaşayan dezavantajlı çocukları da turizme kazandırmaya çalışıyoruz. Diyarbakır'ı geçmişte olduğu gibi yeniden şarkın Paris'i yapacağız" dedi.
- Turistlere davet Tarihi Hasan Paşa Hanı esnafı Ali Sait Özkal, çözüm sürecinde Diyarbakır'ın tarihi potansiyeli ve insani değerlerini tanıtmak için yerli ve yabancı turistlere davette bulundu. Olumlu çağrılarla bölgede hayatın normale döndüğünü, herkesin işiyle ilgilenmeye başladığını ifade eden Özkal, huzurun olduğu bölgeye herkesin gönül rahatlığıyla gelmesini arzu ettiklerini söyledi.
İstanbul'dan Mardin'e gelen Sevim Bulut, huzur ortamıyla gelecek yabancı turistlerin bölgeyi çok beğeneceğini anlatarak, olumlu mesajların sürmesiyle bunun turizme getirisinin yüksek olacağını vurguladı.
Deyrulzafaran Manastırı'nda görevli İshak Bayyiğit da çözüm süreci ve devamında yaşanan olumlu gelişmelerle ziyaretçi sayısının yükseldiğini, güven ikliminin bölgenin cazibesini artırdığını söyledi.