Sırtında ve göğsünde meydana gelen ağrı ile birlikte geçirdiği baygınlık sonrası hastaneye kaldırılan Semahat Gezer’in (76) yapılan tetkikler neticesinde yüksek tansiyona bağlı aort damarının yırtıldığı anlaşıldı. Bilgisayarlı tomografiye alınan yaşlı kadının şah damarının çıktığı yerden itibaren sağ beyni, sol böbreği, karaciğeri, bağırsakları ve sol bacağını besleyen atardamarına kadar ilerleyen bir yırtılma olduğu tespit edildi. Yaşlı kadın, hastaneye geldikten yaklaşık iki buçuk saat sonra acilen ameliyata alındı.
VÜCUT ISISI 18 DERECEYE KADAR SOĞUTULDU
Yırtığın boyutunun anlaşılması için yaşlı kadının vücudundaki tüm kan alındı. İşleme başlamadan önce hastanın vücut ısısı 18 dereceye kadar soğutuldu. Bu soğutma işleminde kalp ve akciğerin çalışması durdurularak, vücuttaki kanın tamamı alındı. Vücutta kalıcı hasar meydana gelmemesi için zamanla yarışan ve operasyonu gerçekleştiren Kalp Damar Cerrahisi Uzmanı Op. Dr. Fikri Kutlay, 22 dakikada başarılı bir ameliyatı gerçekleştirdi. Ameliyat sonrası tekrardan vücuda kan verilerek, ısınma periyoduna geçildi. İşlemden 6 saat sonra uyanan ve 8 günlük yoğun bakım süreci geçiren yaşlı kadın, sağlığına kavuşarak, taburcu oldu.
ÖLÜM RİSKİ SAATTE YÜZDE 2
Aort yırtılmasının açık kalp cerrahisinin en tedirgin edici ameliyatı olduğunu belirten Op. Dr. Fikri Kutlay, “Süreç başladıktan itibaren saatte yüzde 2’lik bir ölüm riski vardır. Zaten bu hastaların yüzde 50 ila 55’lik çok önemli bir kısmı hastaneye yetişemeden olay yerinde vefat ediyor. İlk 24 saat içinde ameliyat edilmeyen hastaların ise yaklaşık yüzde 50’si vefat ediyor. Bu bakımdan hastamız tam vaktinde hastanemize yetiştirildi. Operasyonun başarılı olmasında bu durumun önemi büyük” dedi.
VÜCUT ISISINI 18 DERECEYE DÜŞÜRÜP, TÜM VÜCUTTAN KANI ALINDI
Hastaya uygulanan işlemi anlatan Op. Dr. Fikri Kutlay, “Hastamızda şah damarının çıktığı yerden itibaren sağ beyni, sol böbreği, karaciğeri, bağırsakları ve sol bacağı besleyen atardamara kadar ilerleyen bir yırtılma vardı. Bunun dışında sağ beyni besleyen sağ atardamarda da yırtılma vardı. Bu tür ameliyatlarda yırtığın tam anlamıyla boyutunu anlamamız için kansız bir ortamda çalışmamız gerekiyor. Bu işleme başlamadan önce hastayı 18 dereceye kadar soğuttuk. Bu soğutma işleminde kalp, akciğer çalışmıyordu ve kanı tamamen vücuttan aldık. Bu süreçte aslında hasta fiili olarak ölü konumunda oluyor. 22 dakikalık işlemde tamirat işlemlerimiz tamamlandıktan sonra tekrardan vücuda kanı vererek, ısınma periyoduna geçtik. Ameliyattan yaklaşık 6 saat sonra hastamız uyandı” dedi.
HASTANIN KALP VE AKCİĞERİ 22 DAKİKA ÇALIŞMADI
Duran kalp ve akciğerin işlevini kalp-akciğer pompası ile yerine getirildiğini kaydeden Op. Dr. Fikri Kutlay, ”Hastanın ısısı 18 dereceye düşürülene kadar bütün organlara kan gönderdik. 18 dereceye ulaşan ısı sonrası yaptığımız işlemlerden sonra küçük borular vasıtasıyla vücuda kanı yeniden gönderdik. Kan verildikten sonra ise kalp ve akciğerin çalışmasına uygun ortam oluşuncaya kadar bu görevi kalp-akciğer pompasıyla gerçekleştirdik. Bu işlemde yaklaşık 22 dakika kadar hastanın kalp ve akciğeri çalışmadı” diye konuştu.
BEYİN SOĞUTULARAK KORUNDU
Ameliyatta zamanla yarıştıklarını belirten Op. Dr. Fikri Kutlay, “Bu süreçte çok hızlı olmak gerekiyor. Çünkü felç kalma, böbrek yetmezliği, karaciğer, bağırsaklar ve bacakların işlevini yitirmesi gibi sorunlarla karşılaşılabilir. Bu süreçte beyin ise soğutularak korunmuş oldu. Ayrıca vücut ısısını 18 dereceye düşürmeden önce yüzde 95’in üzerinde bir oksijen satürasyonu görmemiz gerekiyor. Nitekim beyin olabildiğince az oksijen harcıyor. Yüzde 97 seviyelerinde oksijen satürasyonu gördükten sonra işlem için 18 derecede kansız periyoda geçtik” ifadelerinde bulundu.
Hastanın taburcu edildikten sonra da takibinin yapılacağını söyleyen Op. Dr. Fikri Kutlay, “Hastamızı taburcu olduktan bir hafta sonra muayene edeceğiz. Daha sonra bunu aylık periyotlar şeklinde sürdüreceğiz. Diseksiyon hastalarının işlemden sonraki takibi kritik önem arz ediyor. İyileşme sürecinde diğer damarlara doğru bir yırtılma olup, olmadığını tomografilerle takip etmek gerekiyor” dedi.
AORT YIRTILMALARINA KARŞI YÜKSEK TANSİYONA DİKKAT
Aort yırtılmalarına neden olan etkenlere de değinen Op. Dr. Fikri Kutlay,” En önemli etken yaşlanmakla beraber genetik alt yapıdır. Buna eşlik eden ekten ise yüksek tansiyondur. Hasta tarafından fark edilmeyebilir ama yırtılmadan önce şah damarının çapı genişlemeye başlar. Aynı zamanda damar sertleşmesi olur. Meydana gelen yüksek tansiyonla beraber yırtılma gerçekleşir. Bazı hastalarda yırtılmayla beraber kanama kalp zarının içine olur ve bu hastaları hastaneye yetiştirmek bile mümkün olmuyor. Bu tarz yırtılmalar, öncesinde ufak da olsa sırt, göğüs ağısı gibi semptomlar veriyor. Damar genişlemesi kendisini ağrılarla hissettirir. Ancak hastalar bu semptomları pek önemsemiyor. Bu bakımdan böyle bir sonuç ile karşılaşmamak için sağlık kontrollerinin mutlaka yaptırılması gerekiyor. Şeker, tansiyon ve kolesterol yüksekliği önemsenmeli” diyerek sözlerini sonlandırdı.
(İHA)