İSTANBUL (AA) - Dışişleri Bakan Yardımcısı ve Avrupa Birliği Başkanı Büyükelçi Faruk Kaymakçı, "Gümrük birliği güncellemesi esasen gereksiz yere bekletilen bir süreç. Çünkü gümrük birliği bu geceden yarın sabaha olacak bir şey değil. Komisyonla müzakereler başladıktan sonra en az 2-3 yıl sürecek muhtemelen." dedi.
Baltalimanı'nda bir restoranda Avrupa Birliği ve Küresel Araştırmalar Derneği (ABKAD) tarafından düzenlenen "Sivil Toplumun Sesi" Toplantısı'nda, Türkiye ile Avrupa Birliği ilişkileri ele alındı.
Kaymakçı, etkinlikte yaptığı konuşmada, Türkiye ve Avrupa'da seçimsiz bir döneme girildiğini ve bunun müzakereler için önemli olduğunu vurgulayarak, daha fazla vakit kaybı yaşanmaması gerektiğini söyledi.
Gerek gümrük birliği güncellemesinin önünde gerekse vize serbestisi sürecinin ilerletilmesinde bazı reform adımlarının atılması gerektiğini anlatan Kaymakçı, "Gümrük birliği güncellemesi esasen gereksiz yere bekletilen bir süreç. Çünkü gümrük birliği bu geceden yarın sabaha olacak bir şey değil. Komisyonla müzakereler başladıktan sonra en az 2-3 yıl sürecek muhtemelen. Arkasından da üye ülkelerde ve Türkiye'de onay süreci olacak. Dolayısıyla bu aslında uzun bir süreç. Avrupa Birliği'nin bu süreci daha fazla geciktirmesi, aslında iki tarafın da zararına olan bir şey." diye konuştu.
- "Hiçbir ülkenin AB'ye üyeliği Türkiye'ninkinden daha değerli olamayacak"
Türkiye'nin gümrük birliği güncellemesinin tam üyelik sürecine alternatif olmadığını belirten Kaymakçı, "Bazı kesimler 'Türkiye'nin gümrük birliğini güncelleyelim hatta Türk vatandaşlarına Schengen vize serbestisini verelim. Bu yeterli, dolayısıyla Türkiye'yi bu şekilde üyelikten de vazgeçirebiliriz.' diyor ancak bizim anlayışımız bu değil. Biz Avrupa Birliği üyeliğimizin hem Türkiye'nin yararına hem Avrupa Birliği'nin yararına hem Avrupa Birliği ve Türkiye'nin ötesinin yararına olacağına inanıyoruz." ifadelerini kullandı.
Kaymakçı, Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne üyeliğinin er ya da geç sonuçlanacağının altını çizerek, "Türkiye'nin Avrupa Birliği üyelik süreci en zor olanı, en fazla sorgulananı, en fazla eleştirileni ancak gerçekleştiği zaman da en değerli olanı olacak. Niye, çünkü hiçbir ülkenin Avrupa Birliği'ne üyeliği Türkiye'ninkinden daha değerli olamayacak. Bu bir gerçek. Türkiye'nin coğrafyasından, kültüründen, ekonomik ve ticari altyapısından, dış politikasından, güvenlik değerlerinden, savunma değerlerinden ve toplumundan kaynaklanan bir değer. Dolayısıyla hiçbir aday ülkenin Avrupa Birliği'ne katkısı, Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne üyeliği kadar büyük olamayacak." değerlendirmesinde bulundu.