Dermatoloji Uzmanı Dr. Mehmet Uzun, özellikle yüz bölgesinde görülen ve çoğu zaman akne sanılan kızarıklıkların, rosacea hastalığına işaret edebileceğini belirtti.
Dr. Uzun, "Erken dönemde tedaviye başlanması, ciltte kalıcı hasar oluşumunu engeller. Rosacea, genellikle yanak, burun, alın ve çene bölgelerinde belirginleşen kızarıklıklar, damar genişlemeleri ve sivilce benzeri kabarıklıklarla kendini gösterir. Özellikle 30 yaş üstü bireylerde yaygın olan bu hastalık, çoğu zaman akne ile karıştırılabilir. Ancak doğru tanı ve tedavi ile kontrol altına alınabilir" şeklinde konuştu.
Dr. Uzun, tedavi sürecinde topikal ve oral ilaçlar kadar, gelişmiş lazer tedavilerinin de büyük rol oynadığını belirterek, "Lazer tedavisi ile damar genişlemeleri azaltılabilir ve ciltteki kızarıklıklar hafifletilebilir. Erken dönemde yapılan müdahaleler, hastalığın ilerlemesini engeller. Bu nedenle uzun süreli kızarıklık ve yanma hissi yaşayanlar, bir dermatologa başvurmalıdır" dedi.
Dr. Uzun, "Bu faktörlerin etkisiyle hastalık hızla tetiklenebilir ve ilerleyebilir. Bu yüzden hastaların mümkün olduğunca bu tetikleyicilerden kaçınmaları gerekmektedir. Ayrıca, hassas ciltler için uygun bakım ürünlerinin kullanılması da tedavi sürecini kolaylaştırır. Rosacea’nın gelişimine güneş ışığı, ani sıcaklık değişiklikleri, stres, baharatlı yiyecekler, alkol tüketimi ve sıcak içecekler gibi birçok çevresel faktör katkıda bulunabilir" ifadelerini kullandı.
Dr. Uzun, "Rosacea, yalnızca cilt sağlığını değil, psikolojik sağlığı da doğrudan etkileyebilecek bir rahatsızlıktır" Dr. Uzun, "Bu hastalık, hem fiziksel hem de ruhsal sağlığı etkileyebilen bir durumdur. Sosyal yaşamı ve kişisel ilişkileri etkileyebilir. Bu yüzden tedavi sürecinde sadece fiziksel değil, psikolojik destek de göz önünde bulundurulmalıdır. Özellikle yüz bölgesinde görüldüğü için, özgüven kaybı, utanma, kaygı gibi psikolojik sorunlar ortaya çıkabilir" dedi.
Dr. Uzun, rosacea ile ilgili farkındalığın artırılmasının önemini vurgulayarak, "Erken tanı ve kişiye özel tedavi planı ile bu hastalık büyük ölçüde kontrol altına alınabilir. Düzenli dermatolojik kontroller, cilt sağlığını korumada ve hastalığın ilerlemesini engellemede kritik bir rol oynar" dedi.
(İHA)