İşte Babacan'ın açıklamalarından öne çıkanlar:
Türkiye’nin 81 ilinde ve 922 ilçesinde şu anda teşkilatlanıyor partimiz. Her ilimizde bir kurucu heyet oluşturuyoruz. O kurucu heyetlerimiz ilçeler için çalışmalar yapıyorlar. İl yönetim kurulları için çalışmalar yapıyorlar.
Türkiye’nin dört bir yanında çok çok yoğun bir faaliyet var. Bir yandan da bütün faaliyetlerin koordinasyonu için bizler genel merkezde çok yoğunuz.
Sağ, sol, liberal, muhafazakar gibi terminoloji kullanmıyoruz. Daha önceki hayatlarında hangi ideolojide olduklarına bakmıyoruz. Hedefimiz aynı ise o hedef etrafında buluşuyoruz.
Siyasi yelpazenin her kesiminde insanlar var ve hiç siyaset yapmamış insanlar var. Ülkemiz için kaygıları var. Karma heyetler bizim kurucu ekibimiz oluyor. İl yönetim kurullarında en az yüzde 50 hiç siyaset yapmamış insanlar olacak diyoruz.
Geri kalan yüzde 50’nin yarısı başka partilerde siyaset yapmış olacak diyoruz. Şu anda CHP’den belediye başkanlığı yapmış arkadaşlarımız, AK Parti’de, HDP’de, ANAP, DYP’de siyaset yapmış arkadaşlarımız var.
NİHAL BENGİSU KARACA: Deva'da Ayasofya konusunda farklı yaklaşımlar oldu?
BABACAN: Parti programımız etrafında insanlar buluştu. Farklı kesimler ortak noktada buluştu. 9 sayfalık dış politikalık dökümanımız ortak akıldır. Dış politika dar ideolojiyle yürütülen bir alan olamaz. Bu ülkenin topyekün çıkarı neyse. Bu ülkenin vatandaşlarının çıkarı ve ülkenin uzun vadeli hedefleri temel belirleyici olmalıdır. Eğitimi gerçekten siyaset üstü, ideolojiler üstü bir alan olarak görüyoruz. Eğitime bakışımız çok farklı. Tamamen geleceğin teknolojisini dikkate alan, öğrenmeyi öğreten, 3 yaşındaki çocukları öğretim sistemine koyan bir sistem öngörüyoruz.
KARACA: Çoğulculuk, çok seslilik, bir partide pekçok kesimden pekçok insan kendinin temsil edilmiş hissedilecek, bu çok iyi bir şey. Ama Türkiye'de fay hatları çok keskinleşti. Her zaman ortak akıl uzlaşma anlamına gelmeyebilir. Böyle anlar yaşadınız mı partinizde? Farklı görüşlerden insanın biraraya gelmesi konusunda duvara tosladığınız anlar oluyor mu?
BABACAN: Kendi politika üretme alanımız var. İç istişare mekanizmalarımız çalışıyor. Mesela Ayasofya, İstanbul Sözleşmesi'ni, Sosyal Medya Düzenlemesi'ni çalışan komisyonlarımız var. Bir de hükümetin bir anda açıkladığı kararlar var. Zaten iş olmuş bitmiş. Bundan sonrası yorumdur. Bu Ayasofya meselesi öyle. Arkadaşlarımızın arasında farklı görüşler var. Ayasofya konusunun çok iyi bir analizi yapıldı. Tarihi, kültürel, uluslararası ilişkiler açısından. Arkadaşlarımız farklı farklı görüşlerin olabileceğini söyledi. Ben Ayasofya'nın açılmasına hayırlı olsun dedim. Çok özel ve tarihi yapının, bu dokusunun da korunmasına vurgu yapan bir açıklama yaptım.
KARACA: Dokusunun korunmasıyla ilgili kaygınız var mı?
BABACAN: Çok eski bir yapı. 5. ve 6. yüzyıldan gelen bir yapı. Hatta milattan önce olduğuna dair iddialar var. Ortak kültürel miras olarak korunması son derece önemli.
NAGEHAN ALÇI: Muhafazakar gençken sizin de rüyanız mıydı?
BABACAN: Bizden bir önceki nesil için doğru, benden 10-15 yaş büyük nesil için. Kutuplaşmanın fazla olduğu dönemde üzerinde durulan çok konu imiş. Ayasofya'da zaten namaz kılınıyor idi. Orada hünkar kasrı var. Orada namaz kılınıyordu. Burada ana yapının içinde namaz kılınması meselesi kararı. Burada hükümetin sorunları örtmek için getirdiği olaylardan biri.