Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Azerbaycan ziyareti sırasında gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı, değerlendirmelerde bulundu.
NATO Devlet ve Hükümet Başkanları Zirvesi dolayısıyla 13-14 Haziran'da Brüksel'de bulunduğunu anımsatan Erdoğan, zirvede, "NATO 2030" sürecini, yani ittifakın gelecek on yıla yönelik adaptasyonunun temel unsurlarını değerlendirdiklerini bildirdi.
Hem NATO'nun hem de ittifak üyelerinin güvenliğine yönelik güncel tehdit ve meydan okumaları masaya yatırdıklarını anlatan Erdoğan, bunlarla mücadele hususunda gereken yöntem ve tedbirleri ele aldıklarını kaydetti.
Türkiye'nin NATO'nun en önemli üyelerinden biri olduğunun altını çizen Erdoğan, "İttifak kapsamında üzerimize düşen görevleri, sorumlulukları hakkıyla yerine getiriyoruz, kritik roller üstleniyoruz. Elbette ittifak ortaklarımızdan bölgesel meseleler söz konusu olduğunda bazı beklentilerimiz var. Ülkemizin egemenlik haklarına ve güvenlik hassasiyetlerine saygı göstermelerini özellikle bekliyoruz. Müttefiklik ruhunun gerektirdiği bir dayanışma sergilemelerini istiyoruz." diye konuştu.
NATO Zirvesi'nde, muhataplara yine bu konudaki kararlılığı ifade ettiklerini belirten Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Elbette terörle mücadele ve insani krizlere etkin müdahale konusunda iş birliği tekliflerimizi tekrarladık. Zirve marjında düzenlenen Brüksel Forumu'nun 'İstikrara Katkı' başlıklı oturumunda da bu doğrultuda mesajlarımız oldu. Brüksel'de ayrıca gerek baş başa gerek heyetler arası 10 görüşme gerçekleştirdik. ABD Başkanı Sayın Biden başta olmak üzere, Litvanya, Letonya ve Fransa cumhurbaşkanları ile İngiltere, Almanya, Yunanistan, Macaristan, Hollanda ve İspanya başbakanları ile görüşmelerim oldu. Bütün toplantı ve görüşmelerimizde gündemimizdeki meseleleri muhataplarımızla ele aldık."
Brüksel'deki programın ardından, Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev'in davetine icabetle Bakü'ye geçtiğini hatırlatan Erdoğan, Aliyev'le Ermenistan işgalinden kurtarılan ve zaferin ardından Azerbaycan'ın "Kültür Başkenti" olarak ilan edilen Şuşa'da hem resmi görüşmeleri gerçekleştirdiklerini hem de çeşitli ziyaretler yaptıklarını aktardı.
Bütün alanlarda iki ülke arasındaki iş birliğini derinleştirecek adımları ele aldıklarını dile getiren Erdoğan, yeni dönemin bölge ülkelerinin barış, istikrar ve refahında bir imkan olarak değerlendirilmesine katkı sunacak hususları masaya yatırdıklarını bildirdi. Erdoğan, "Gelecekteki iş birliğimizin teminatı olan Şuşa Beyannamesini imzaladık. Burada ayrıca Azerbaycan Milli Meclisine hitap etme imkanımız oldu. Daha sonra burada bulunan askerlerimizle bir araya geldik. Euro 2020 kapsamında Bakü'de oynanan Türkiye-Galler maçını da izledikten sonra Antalya'ya dönüyoruz." dedi.
Antalya'da Güneydoğu Avrupa İşbirliği Süreci Devlet ve Hükümet Başkanları Zirvesi'ne başkanlık edeceğini belirten Erdoğan, 18 Haziran'da da Antalya Diplomasi Forumu'nun açılışını yapacağını söyledi.
Ermenistan'ın çekildiği bölgelere döşediği mayınların haritalarını hala vermediği, birkaç gün önce Kelbecer'de mayın patlaması nedeniyle 3 sivilin hayatını kaybettiği hatırlatılarak, konuya ilişkin değerlendirmesi sorulan Erdoğan, Ermenistan'ın Azerbaycan'ın Karabağ Zaferi gerçeğini kabul etmesi, bölgenin önünde açılan bu yeni dönemi doğru okuması gerektiğini vurguladı.
"Ermenistan güven artırıcı adımlar atmaya da başlamalı. Döşediği mayınların haritalarını Azerbaycan'la paylaşması bu yönde önemli bir ilk adımı teşkil edecektir." ifadesini kullanan Erdoğan, savaş sırasında olduğu gibi, bu dönemde de yeniden imar çalışmalarından mayınlı alanların temizlenmesine kadar her adımda sahip olunan bütün imkanlarla Azerbaycan'ın yanında durmaya devam edeceklerini bildirdi. Erdoğan, mayın temizleme konusunda şu an itibarıyla biçerdövere benzeyen uzaktan kumandalı bir aracın Türkiye tarafından üretildiğini aktardı.
Erdoğan, şöyle konuştu:
"Şu an itibarıyla Azerbaycan'a bundan 10 kadar verdik. Fakat ilk etapta bu sayıyı 20'ye çıkaracağız ama ardı ardına bunlardan kendilerine vermeye devam edeceğiz. Bunun en büyük özelliği çok seri mayın taraması yapması. Uzaktan kumandayla mayını patlatıyor ve yoluna devam ediyor. Mayın patlatmada da sayısal olarak çok ileride. Yani bu öyle dedektörle mayın aramaya benzemiyor, tarayarak gidiyor. Bunları aynı şekilde biz kendimiz de kullanıyoruz. Terör bölgelerinde bunlardan istifade etmeye başladık. Bu alet inşallah gerek bizde gerekse dost kardeş ülkelerde çok iş görecek diye inanıyorum."
Azerbaycan'ın doğal gaz ve petrol arama, çıkarma konusunda son derece ileri düzeyde olduğu belirtilerek, Karadeniz'de veya başka bölgelerde Azerbaycan ile bu konuda ortaklık yapılıp yapılmayacağı sorusuna karşılık Erdoğan, şu yanıtı verdi:
"Şu anda özellikle bu konuda Azerbaycan'la bizim TANAP ve TAP'tan gelen bir dayanışmamız söz konusu. Bunun dışında, biz belki yeni bir sürece de adım atabiliriz. Bu ne olabilir? Örneğin şu anda bizim Türk Petrolleri ile alakalı bir yapımız var. Bu yapıyla birlikte, nasıl şu anda TAP'ta, TANAP'ta birlikteliğimiz varsa, biz değerli dostum İlham Aliyev kardeşimizle böyle bir adımı Libya'da da atabiliriz. Onların bu konularda belli bir birikimi var, deneyimi var. Aynı birikim ve deneyim bizde de olduğuna göre, hatta rafinaj olayında da bazı adımlar atmak mümkün. Bu tür adımları da atabiliriz. Ben kendisine de bu teklifi yaptım. O da böyle bir şeyden memnun olacağını, böyle bir adıma kendilerinin de girebileceğini söyledi. Temennim odur ki bu adımları beraber atmak suretiyle sadece Avrupa’ya açılmak değil hem kendi ülkemizde hem çok daha farklı ülkelere inşallah yayılma fırsatını da buluruz."
Zengezur koridoruyla ilgili çeşitli spekülasyonlar olduğu ifade edilerek, "Gecikme nedeni olarak çeşitli fikirler beyan ediliyor. Acaba bu teknik olarak bir gecikme mi yoksa gerçekten Rusya tarafından farklı bir beklenti mi var?" şeklindeki soru üzerine de Erdoğan, Azerbaycan'ın Zengezur projesini çok önemli gördüklerini ve desteklediklerini bildirdi.
Açılacak koridorun bütün bölge için çok önemli bir imkan olacağını dile getiren Erdoğan, şöyle devam etti:
"Bu konuyla ilgili olarak şu an itibarıyla Rusya tarafında bir görüş ayrılığı ya da bu işi geciktirme gibi bir niyet olduğuna ihtimal vermiyorum, tam aksine Rusya burada daha yardımcı bir hava içerisinde. Gerek İlham Aliyev kardeşimin görüşmeleri var gerekse yakın bir zamanda ben de ikili bir görüşmeyi Sayın Putin'le yapacağız. Ama biz tabii şu an bir şeye kilitlendik. O da 5 yıllık anlaşma. Bu 5 yıllık anlaşmayla bu adımı atalım istiyoruz. Buralarda da bu platform konusunu, dün de söylemiştim bugün de söylüyorum. Bu platformun başını çeken ülkeler olarak Rusya var, Türkiye var, Azerbaycan var, İran var. Bunun yanında istiyoruz ki Gürcistan da bulunsun, istiyoruz ki Ermenistan da bulunsun. Rusya bu işin olmasını istiyor. Biz hakeza öyle… Biliyorsunuz geçenlerde Gürcistan Başbakanı bizdeydi, kendisiyle de bunu konuştuk. Bu konuları kendisine özellikle ifade ettim ve kendisi de 'Biz bunun üzerine çalışalım' dediler. Kendilerini o şekilde uğurladık. Bu platforma onların da olumlu desteği olursa bölge çok çabuk sükunete kavuşur diye düşünüyorum. Bu güzergah tabii Azerbaycan'a büyük imkanlar sağlayacak. Aynı şekilde Ermenistan'a da büyük avantajlar sağlayacak. Bu konuyla ilgili Rusya'nın da olumlu bakışı var. Çünkü burası önemli bir koridor, önemli bir hat. Temenni ediyorum ki bölgenin tarımına da çok ciddi bir zenginlik katacak. Yani burası bir tarım koridoru olarak da nefes aldıracak diye inanıyoruz."
Erdoğan, İlham Aliyev'in Şuşa Beyannamesi'ni Kars Anlaşması'na benzettiği hatırlatılarak, "Azerbaycan toplumunda da Türkiye'nin askeri üssü konusunda ciddi bir talep söz konusu. Bu yeni anlaşma kapsamında askeri üs söz konusu olabilir mi? Şuşa Beyannamesi askeri üssü kapsıyor mu?" sorularına ise şu yanıtı verdi:
"Şimdi bu, açıkladığımız maddelerin dışında değil. Burada daha sonra gelişme, genişleme olabilir. Şimdilik burada daha çok, özellikle bu sınır boylarının garanti altına alınması, teminat altına alınması asıl olandır. Burada özellikle Sayın İlham Aliyev'in Putin ile yapacağı ara görüşmeler bu işi farklı bir şekilde geliştirebilir. Bizim yapacağımız görüşmeler bu işi farklı şekilde geliştirebilir."
NATO'da dünya liderlerine Türkiye'nin YPG/PKK, FETÖ ve DEAŞ'la mücadelesi konusunda İngilizce kitap takdim ettiği belirtilerek, "Türkiye'nin bu üç terör örgütüyle mücadelesi hakkında çok somut deliller ortaya konuldu bu çalışmayla. Bununla ilgili reaksiyonlar nasıl oldu?" sorusu üzerine Erdoğan, "Benim gerek Sayın Biden'a gerekse diğer liderlere vermiş olduğum o kitapla alakalı onlar da tabii memnun kaldılar." ifadesini kullandı.
Dünya liderlerini bu noktada özellikle bilgilendirmek istediklerini dile getiren Erdoğan, "Diğer taraftan, maalesef ABD örneğin hala Afrin'deki hastanenin bombalanması konusunda, orada bu terör örgütünün YPG olduğunu söyleyemedi. Biz, gerek PKK/YPG ile gerek FETÖ ile gerekse de DEAŞ'la ilgili mücadelemizi belgeler eşliğinde bir kez daha en üst düzeyde muhatabımıza ilettik. Biz her ne olursa olsun terörle mücadeleye devam edeceğiz. Bunu ülkemiz için, bölgemiz için, küresel barış ve adalet için yapıyoruz. Terör, evrensel bir sorundur. Bizim mücadelemiz sadece ülkemiz için değil, insanlık için bir mücadeledir." değerlendirmesini yaptı.
"Terörle mücadeleden ve Afrin'de YPG'nin sivillere yönelik saldırısından bahsettiniz. Terörle mücadele konusunda özellikle Suriye'nin kuzeyinde ABD’nin tavrı nasıl olacak?" sorusuna karşılık Erdoğan, şunları söyledi:
"Biz her zaman 'iyi terörist, kötü terörist' şeklindeki ikircikli tavırla terörün yok edilemeyeceğini vurguladık. Terörün hedefi olan bir müttefikin yanında durmak yerine, o müttefikin mücadele ettiği terör örgütlerini tercih etmek tarihi bir hatadır. Terör örgütlerini destekleyenler, onlara cesaret verenler, ne büyük bir yanlış yaptıklarını er ya da geç anlayacaklar.
Ben şuna inanıyorum; biz kendi göbeğimizi kendimiz keseriz. Bu işin başka yolu yok. Biz güvenlik güçlerimize inanıyoruz, güveniyoruz. Ve güçlüyüz elhamdülillah. Yani silahlı kuvvetlerimizle, polisimizle, bütün güvenlik korucularımızla her şeyimizle güçlüyüz. Bunu Libya'da ispat ettik, Suriye'de ispat ettik, burada ispat ettik. Bundan sonra da ispat etmeye devam edeceğiz. Çok ciddi manada oralarda bize gönül veren insanlar bu konuda bizim ne konumda olduğumuzu gayet iyi biliyorlar. Bunları da Sayın Biden'la çok açık, net konuştum."
Erdoğan, "F-35 konusunda Türkiye’nin görüşlerinin değişmediğini Biden'a ilettiğinizi ifade ettiniz. ABD'nin F-35 konusunda görüşü değişti mi? Biden'dan aldığınız net yanıt ne oldu?" sorusuna ise şu yanıtı verdi:
"Türkiye olarak gerek F-35 gerekse S-400 konusunda farklı bir adım atmamızı beklemeyin dedim. Çünkü biz F-35'te üzerimize düşeni yaptık ve parasal olarak vermemiz gerekenleri verdik. S-400 ile ilgili olarak da biz sizden Patriot istedik, siz vermediniz, tam aksine üslerimizde bulunanları da aldınız. Dolayısıyla biz ne yapacaktık? Başımızın çaresine bakacaktık. Yakın markajda işleri takip etmemiz lazım. Biz bütün haklarımızın takipçisi olacağız. Savunma sanayisi ile ilgili tüm konuları, müşterek atabileceğimiz adımları görüşmeye devam edeceğiz. Bundan sonraki süreçte de Dışişleri Bakanı'mız, Milli Savunma Bakanı'mız ve Savunma Sanayii Başkanı'mız muhataplarıyla görüşmek suretiyle bu süreci yürütecekler."
"Siz de Biden’ı Türkiye’ye davet etmiştiniz. Bunun ilgili bir takvim belirlendi mi?" sorusu üzerine de Erdoğan, "Takvim belirmedi ama takvimin sinyalleri ortaya çıktı." dedi. Erdoğan, Biden'ın "Şu an aşırı yoğun programlarıma rağmen, bunları yoluna koyduktan sonra özellikle bir Türkiye seyahati yapmak istiyorum." dediğini aktardı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bir taraftan da ABD ile çok sayıda ortak çıkarlar, iş birliği alanları söz konusu. Biden ile görüşmenizden sonra ABD ile ilişkilerin nasıl bir yön izleyeceğini düşünüyorsunuz?" sorusunu ise şöyle yanıtladı:
"Sayın Biden ile ilişkilerimizi müttefikliğe ve stratejik ortaklığa yakışır şekilde sürdürmek arzusundayız. Amerika ile Suriye'den Libya'ya, terörle mücadeleden enerjiye, ticaretten yatırımlara kadar geniş bir yelpazede ciddi iş birliği potansiyeline sahibiz. Ülkelerimiz arasındaki mevcut mekanizmaları işleterek bu potansiyeli tam manasıyla hayata geçirmeyi hedefliyoruz."
(AA)
Copyright © MYNET A.Ş. Telif Hakları MYNET A.Ş.'ye Aittir.