ANKARA (İHA) - "Ermeni soykırımı yok" diyenlerin cezalandırılmasını öngören yasa teklifinin Fransa Parlamentosu'nda görüşülmesi öncesi, TBMM Adalet Komisyonu'nda Cezayir soykırımını tanıyan yasa teklifleri ele alınıyor.
TBMM Adalet Komisyonu, Ermeni soykırım yalanlarının cezalandırılmasıyla Fransa'nın Cezayir'de yaptığı soykırımın inkarını suç sayan yasa tekliflerinin görüşülmesi amacıyla Köksal Toptan başkanlığında, Plan ve Bütçe Komisyonu salonunda toplandı. Komisyonda Anavatan Partisi Erzurum Milletvekili İbrahim Özdoğan'ın "Ermeni Soykırım Yalanlarının Cezalandırılması Hakkında Kanun Teklifi" ile Afyonkarahisar Bağımsız Milletvekili Mahmut Koçak ve Anavatan Partisi Afyonkarahisar Milletvekili Reyhan Balandı'nın, "Fransa'nın, Cezayir halkına karşı işlediği soykırım suçunu inkar edenlerin cezalandırılmasına" ilişkin kanun teklifleri ele alındı. Komisyon Başkanı Toptan, görüşmelere geçilmeden önce yaptığı kısa konuşmada, tarihi olayların, tarihçiler yerine başka kişiler tarafından ele alınması durumunda yanlış sonuçların ortaya çıkacağını söyledi. Ermeni soykırımı iddialarının, 1980'li yıllarda ASALA'nın katliamlarıyla dünya gündemine geldiğini, daha sonra diasporanın yaygın propagandasıyla Batı'da taraftar bulduğunu anlatan Toptan, Türkiye'nin ise kesin tavır koymak yerine, olayların araştırılması için tarihçilere imkan verilmesi gerektiğini vurguladığını kaydetti.Toptan, olayların, tarihçiler ve soy bilimciler tarafından araştırılması sonucunda, bu tartışmaların biteceğini ve herkesin ortaya çıkan sonuca razı olacağını belirtti.
Anavatan Partisi Milletvekili ve teklif sahibi İbrahim Özdoğan, bir katliamın söz konusu olmadığını, Türkler'le Ermeniler'in uzun yıllar birlikte yaşadıklarını belirterek, "Türkler'in genlerinde toplu katliam yoktur" dedi. Özdoğan, toplu katliamların Ermeniler tarafından yapıldığına işaret ederek, haçlı zihniyetinin horlatılmak istendiğini kaydetti ve "Katil gelmiş, yargıç koltuğuna oturmak istiyor. Fransa'ya ve soykırım iddialarını destekleyen Avrupa ülkelerine tepki göstermek zorundayız" şeklinde konuştu. Anavatan Partisi Milletvekili ve aynı konuda teklif sahibi olan Reyhan Balandı ise konuşmasında hükümeti eleştirdi. Avrupa'da yeterli lobi faaliyetinin yapılamadığını kaydeden Balandı, Fransa'nın siyasi kaygılarla Ermenistan'ın avukatlığına soyunduğunu ve Avrupa'da "yalanlar üzerinden bir film çevrildiğini" söyledi. Balandı, "Dünyanın gözlerini kapatmaya, Fransa'nın elleri yetmez. Yanlış, yanlışla kapatılmasın. Yanlış olan, yalan olan Ermeni soykırımıdır" diye konuştu.
Bağımsız Milletvekili Mahmut Koçak da teklifiyle ilgili TBMM'nin, Fransa'ya uygun bir karşılık vermesi gerektiğini söyledi. Fransa'nın tutumunun, Türkiye ile Ermenistan arasındaki sorunların çözümüne katkı sağlamadığını belirten Koçak, Fransa'nın 'ahlaksız bir tutum sergilediğini' kaydetti. Türkiye'nin, AB'den gelecek her türlü talebe 'evet' diyemeyeceğini, 'dik durması' gerektiğini vurgulayan Koçak, AB ülkelerinin insan hakları, düşünce ve ifade özgürlüğü konularındaki uygulamalarını denetlemek için TBMM'de bir komisyon kurulmasını, bu komisyonun her yıl bir ilerleme raporu yayınlamasını önerdi. Koçak, "1920'lerde Ermenistan diye bir devlet var mıydı? Kuzey Irak'ta gerçekleştirilmek istenen bir Kürt devleti bugün Türkiye'ye dayatılmıyor mu? Sevr birer birer gerçekleşmiyor mu? Biraz hayalci olmayalım. Bazı gerçekleri düşünelim, adam gibi siyaset gerçekleştirelim, diyetini ödeyelim, risklerini göğüsleyelim. Bize ne oldu? 9 milyonken, 9 düvele karşı mücadele etmedik mi? Elimizde tüfek mi vardı, çakar almazlarla mücadele etmedik mi? Ekonomimiz mi vardı? Milli bir onurumuz, duruşumuz vardı. Bize ne oldu arkadaşlar? Evimizin penceresinin önüne demir pervazlar koyuyoruz. Hırsızlardan, evimizdeki dört tane döşemeyi korumak için... Paramız varsa, tel örgü çekiyoruz, kamera sistemi kuruyoruz... Mülkümüz için bunu yapıyoruz da Türkiye Cumhuriyeti devletinin tapusu olan, 73 milyonun malı olan bu vatan için bu özeni neden göstermiyoruz. Bu kadar geniş ve kayıtsız davranıyoruz. Türkiye olarak aklımızı başımıza almak zorundayız. Bu işin partisi pırtısı olmaz. Rousseau sağ olsaydı Sarkozy'den başlayarak, herhalde bunları giyotine vurdururdu" diye konuştu.
TBMM Dışişleri Komisyonu Başkanı Mehmet Dülger ise Paris'te geçen hafta yürüttükleri temaslar hakkında komisyona bilgi verdi. Türkiye'nin, kendisine karşı sergilenen haksızlığa karşı sesini çıkarması gerektiğini belirten Dülger, "Fransa'nın durumuna düşmekten kaçınmalıyız. Biz de 'meclis kararıyla tarih yazma' yanlışı içine düşmemeliyiz" dedi.
Pisliğin, pislikle temizlenmemesi, Türkiye'nin hukuka ve kendi ilkelerine sadakatini göstermesi gerektiğini anlatan Dülger, bir tarihi olayın parlamento kararıyla tespit edilemeyeceği konusunda AİHM'den görüş sorulmasının uygun olacağını söyledi. Dülger, "Hazırlıklı ve sabırlı olmamız, bilgiyle gitmemiz lazım" açıklamasında bulundu.
Komisyon'daki görüşmeler sürüyor.