HABER

S&P: "Mali disiplin çok önemli hale geliyor"

İSTANBUL(ANKA)- Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşlarından Standard and Poor's (S&P) Türkiye'nin IMF ile yaptığı stand-by anlaşmasının bu Mayıs'ta sona ereceğine dikkat çekerek, bu aşamada mali disiplinin sürdürülmesinin çok daha önemli hale geleceği değerlendirmesinde bulundu.

S&P,cari açığın 2006 yılından bu yana yüksek seyrettiğini belirterek, cari açığın 2008-2009 döneminde de Gayri Safi Yurtiçi Hasıla'ya (GSYH) oranının yüzde 5'in üzerinde kalmasının beklendiğinin altını çizdi.Türkiye'nin döviz cinsinden halen BB- ve B Durağan olan notlarının dış açıklardaki önemli dengesizliklere ve kırılganlıklara işaret ettiğini belirten S&P, "Cari açığın çok daha uygun ve sürdürülebilir bir şekilde finansmanı yoluyla Türkiye'nin dış kırılganlığı azaltılabilirse ülke notunun iyileştirilmesi beklenebilir" şeklindeki görüşünü yineledi.

-"MALİ ŞOKLARA DAHA DAYANIKLI"-
Türkiye'nin ülke notu üzerinde çalışan analist Faruk Soussa'nın da içinde yer aldığı S&P Rating Servisleri uzmanları, haftalık İngilizce yayınlanan ANKA Review Dergisi'nin Türkiye'ye ilişkin sorularını yanıtladı. S&P uzmanlarınca yapılan değerlendirmede, Türkiye'nin özellikle 2002'den bu yana mali şoklara karşı tepki verme yeteneğinin arttığına dikkat çekilerek, bu gelişmede bankacılık sistemindeki güçlenmenin kilit rol oynadığı kaydedildi. S&P uzmanları tarafından, ülke notu konusunda oluşan durağan görünümün ekonomide uygun adımlar atılması ve mali şoklar karşısında ekonominin kırılganlığının azaltılması konusunda dengeleyici bir işlev gördüğü ifade edildi.

-"SUB-PRIME KRİZİNDEN HERKES DERS ÇIKARMALI"-
ABD'de yaşanan kredi krizi sonrasında derecelendirme kuruluşlarının itibar kaybına uğradığı yönündeki görüşlerin hatırlatılması üzerine S&P uzmanları, Sub-prime ve kredi krizinin rating kuruluşları açısından bir dizi dersler ortaya çıkardığını söylediler. S&P, "Biz de bu derslerden bir şeyler öğrenmek ve buna göre yeni hareket biçimleri oluşturmak durumundayız. Kredi piyasalarında yaşanan bu olağanüstü dönem, bizim S&P olarak mortgage kredilerine dayalı olarak çıkarılan senetlerin derecelendirilmesine yönelik varsayımları oluştururken daha katı ve uzun vadeli bakışlar geliştirmemizi gerektirdi. Önemli bir adım olarak analizlerimizi ve süreçlerimizi daha da güçlendirmek için bir dizi girişim başlattık. Kriterlerimizi daha da katılaştırıyoruz, gözden geçirmelerin sıklığını arttırıyoruz ve analiz modellerimizi yeniden biçimlendiriyoruz. Ayrıca bize sunulan verileri nitelik ve nicelik yönünden daha güvenilir ve sağlam kılmanın yolları arıyoruz" şeklinde görüş bildirdi.

-"BAZEN HIZLI BAZEN YAVAŞ OLMAKLA SUÇLANIYORUZ"-
S&P uzmanları, rating şirketlerinin çok yavaş yada çok hızlı olmakla suçlandığını kaydederken, bazen de çok agresif yada çok temkinli olmakla eleştirildiğini söylediler. S&P uzmanları bu konuda şu değerlendirmede bulundular:
"Eğer gelecek hakkında yorumda bulunuyor, kanılar oluşturuyorsanız ve bilinmeyen olaylar hakkında tahminler yapıyorsanız, bu tür eleştirilerin gelmesi kaçınılmazdır. Biz bundan şikayetçi de değiliz aslında. Biz pazarın bize söylediğine her zaman kulak veririz. Kredi derecelendirme sürecini daha da güçlendirmek ve pazarlara daha iyi hizmet sunmak için, düzenleyici kuruluşlarla ve pazarın katılımcıları ile işbirliği yapmaya ve çalışmaya devam etmek gibi bir yükümlülüğümüz vardır her zaman."

-"POLİTİK VE EKONOMİK RİSK ÜLKE NOTUNU BELİRLİYOR"-

S&P uzmanları, ülke notunun hükümetlerin kredi borçlarını içeren mali yükümlülüklerini tam olarak ve zamanında yapacakları konusundaki niyet ve yetenekleri üzerinde rating servislerinin öngörülerini yansıttığını anlattılar. S&P uzmanları, "Ülke notu mali yükümlülüklerin yerine getirilip getirilmeyeceği ihtimali konusunda geleceğe matuf bir tahmindir. Ekonomik ve politik risk kredi riskinin temel belirleyicisidir. Ekonomik risk bir hükümetin yükümlülüklerini zamanında yerine getirme yeteneğine işaret eder. Politik risk ise bir hükümetin dış borcunu geri ödeme konusundaki niyet ve istekliliğini yansıtır" açıklamasında bulundular.

-"ÜLKE NOTUNDA HER ÜLKE İÇİN AYNI MEKANİZMA KULLANILIYOR"-
S&P uzmanları ülke notu oluşturulmasına yönelik analitik yaklaşımın dokuz ana kategoriden oluştuğunu bildirdiler. Siyasi risk, gelir yapısı ve ekonomik yapı ilk bu kategoriler arasında yer alırken, büyüme öngörüleri, mali esneklik, genel borç yükü, parasal esneklik, dış likidite yeteneği ve dış borç yükü kategorileri ülke notunun oluşturulmasında kullanılıyor. Uzmanlar S&P'nin geleceğe yönelik oluşturduğu görüşünü değiştirecek yeni bir veri veya bilgi ortaya çıktığında, bu durumun ülke notunun değişmesine neden olabileceğini hatırlatarak, "Rating kararları kapsamlı bir analitik sürecin sonunda yedi deneyimli analistten oluşan Rating Komitesi tarafından alınır. S&P olarak şu anda dünya çapında 117 ülke notu açıklıyoruz. S&P'nin derecelendirme mekanizması Türkiye de dahil tüm ülkeler için aynı süreçlerden oluşuyor" dediler.

-"TÜRKİYE'DE OFİS AÇMA NİYETİMİZ YOK"-

S&P uzmanları Türkiye'de temsilcilik açma yönünde planları olup olmadığı yönündeki soruya, şu an için bu tür bir düşünce olmadığı yanıtın verdiler. Türkiye'nin birçok yönüyle ilgi çekici bir Pazar olduğunu belirten uzmanlar, "Büyüyen ekonomisi yanı sıra sermaye piyasaları da gelişiyor. Bu durum S&P'nin mali piyasaları derinlemesine anlamaya yönelik değerlendirmeler yapması, kredi değerliliği görüşleri oluşturması ve bu yolla şeffaflığı teşvik edecek yaklaşımlar geliştirmesi için bir dizi fırsat sunuyor. Hemen yakın bir zamanda Türkiye ofisi açmak gibi bir planımız yok. Bu görüşümüz düzenleyici konularla ilgili değişik unsurlara bağlı olarak zaman içinde değişebilir. Şu anda Avrupa'da çeşitli ülkelere başarılı bir şekilde hizmet veren 7 ofisimiz bulunuyor. Türkiye'de ülke notu dahil kredi derecelendirmesi yaptığımız toplam 20 kurum var. Bunların 10'unu mali kurumlar oluşturuyor" ifadesini kullandılar. Uzmanlar, geleceğe yönelik olarak hizmetlerini daha da artırmayı planladıklarını açıkladılar. (ANKA)

En Çok Aranan Haberler