Bu askerler, birliklerine teslim olalı daha bir gün olmuştu. Takip eden günlerde ülkede çoğunluğu oluşturan Budist Sinhala çeteleri, intikam duygusuyla sokaklara döküldü.
Ülke genelinde kısa süre içinde yüzlerce Tamil vatandaşın öldürülmesi, 26 yıl süren bir iç savaşı tetikledi. On binlerce Tamil, ülkelerini terketmek zorunda kaldı.
BBC muhabiri Charles Haviland, Kara Temmuz olarak bilinen Sri Lanka'nın iç savaş mirasını anlatıyor.
Başkent Kolombo'da durgun bir öğle vakti. Yaşlıca bir kadın, bundan 30 yıl önce yaşananları hatırlıyor.
"Önce 80 kadar gençten oluşan bir çete, ellerinde demir levyelerle geldi. Çıldırmış gibiydiler, belli ki alkolün de etkisiyle her yeri dağıttılar; ikinci çetenin gelişi ise yağmalamak içindi."
Gerçek ismini vermek istemediğinden ona Priya Balachandran diye hitap ediyoruz.
Diğer bir çok Tamil vatandaşı gibi Priya, oğlu ve Sinhala komşusuyla beraber, yaklaşan çeteyi görür görmez bir başka komşusuna sığınıyor.
O sırada evlerini son defa gördüklerini ise idrak edemediğini söylüyor.
Priya, evinin yağmalanışını komşusunun evinden dinlediğini anlatıyor.
Çete üyeleri, ellerinde hangi evin Sinhala, hangi evin Tamil vatandaşına ait olduğuna dair belgelerle hareket ediyor.
Priya'yı kurtaran komşusu da aslında Sinhala çoğunluğun bir üyesi.
Ama herkes Priya kadar şanslı değil. Olaylar sırasında kimi Sinhalalar, karşılarına çıkan Tamilleri öldürüyor. Bir kişinin Tamil olup olmadığını, herhangi bir eşya gösterip Sinhala dilinde söylemelerini isteyerek anlıyorlar.
Tamil azınlığa yönelik saldırılar
Anlatılanlara göre insanlar, otomobillerinde canlı canlı yakılıyor, çırılçıplak soyuluyorlar. Kadınlara tecavüz ediliyor.
Neredeyse bir hükümet işbirliğinden de bahsedenler var. Sri Lankalı bir insan hakları örgütü, çetelerin kimi sertlik yanlısı bakanların emriyle hareket etiklerini savunuyor.
27 Temmuz 1983 günü Cumhurbaşkanı JR Jayewardene yaşananlara ilişkin ilk açıklamasını yaptığında, azınlığa iyi niyet göstermek bir yana Sinhala halkının sıkıntılarına vurgu yapmasıyla biliniyor.
Cinayetler son bulmuyor.
31 Temmuz 1983'de şiddet azalmaya yüz tuttuğunda ise ülkenin kuzeyi ve doğusundaki eyaletlere ya da yurtdışına kaçan Tamillerin sayısı on binleri buluyor.
Kara Temmuz, diğer yandan Tamil militanlar için de yeni üyeler kazanabildikleri bir ortamı beraberinde getirdi. 26 yıl süren savaşta 100 bini aşkın insan can verdi.
Emekli bir yargıç olan CV Wigneswaran, ülkedeki en büyük Tamil partisinin üyelerinden.
Kara Temmuz'un beyin göçünü başlattığını, çıkış yolu bulamayan ya da başkent dışında, ülkenin güneyinde kendilerini güvende hissetmeyen yüzlerce entelektüel, avukat, doktor, mimar ve mühendisin Sri Lanka'yı terkettiğini söylüyor.
Bu sırada bağımsız bir Tamil devleti fikri de güçleniyor çünkü Tamillerin pek çoğu, ülkede sayıca çok oldukları yerlere kaçıyor.
Milliyetçi söylem
Sri Lanka hükümeti savaş zaferinden dört yıl sonra ülkede hiç bir "azınlık" bulunmadığını, herkesin eşit olduğunu söylüyor.
Ancak Sinhala milliyetçi söylemi artmakta. Bu da sadece Tamil azınlık değil, Müslümanlar arasındaki kaygının da sürmesine neden oluyor.
Müslümanlar, Sri Lanka'da aşırı dinci Budistlerin camilere düzenledikleri saldırılarla yaşam alanlarının tehdit altında olduğunu düşünüyor.
2009'da Tamil Kaplanları'nın yenilgisi ve bilinmeyen sayıda Tamil vatandaşın ölümüne neden olan savaşın sona ermesiyle sertlik yanlısı bakanlar, Tamil bölgelerine verilen yetkinin, anayasaya aykırı olduğu halde azaltılmasını savunmaya başladı.
Oysa önceki cumhurbaşkanı Chandrika Kumaratunga 2004'te, Nazizm dönemine benzettiği "Kara Temmuz" olayları nedeniyle Tamillerden resmen özür dilemişti.
Kumaratunga'nın iyi niyet gösterisine rağmen pek çok Sri Lankalı "Kara Temmuz" cinayetlerinden kimsenin sorumlu tutulmadığını, ülkenin geçmişteki hatalarla tam anlamıyla yüzleşmediğini söylüyor.
Priya Balachandran ise bugün yaşadığı evinde, komşularının çetelerin yaktığı evinden kurtardığı fotoğrafları gösterirken bugünü şu sözlerle özetliyor:
"Umarım, aynısını bir daha yaşamayız. Çünkü tüm taraflar yaşananlardan bir ders çıkardı. 30 yıllık savaş, hepimize bir şeyler öğretti. Onlar da yeterince acı çekti."