HABER

Bize Ulaşın BİZE ULAŞIN

SURİYE'DE İŞKENCE MAĞDURLARI REJİMİN ZİNDANLARINI ANLATIYOR - "Ayaklarımı bağlayıp tavana ters astılar"

Esed rejiminin asılsız ithamlarla tutukladığı ve işkence ettiği Hatice Ali Şeyh: - "Ayaklarımı bağlayıp tavana ters astılar. Sonra beni yeri attılar. Üç gündür aç ve susuz olduğum için bayılmıştım. Su dökerek ayılttılar" - "'Elektriği nereden verelim?' diye sordular. Yine bayıldım. Sonra bir kapıyı gösterip, 'Burada erkekler var. Seni içeri atarsak hepsi seni nikahına alır.' dediler. Yine bayılmıştım" - "Bir gün bana sorguda bomba yüklü yeleğimi nereye koyduğumu sordular. Öyle bir şeyim olmadığını söylesem de üç gün mühlet verdiler. Tekrar hücreme gönderdiler" - "Cezaevinden çıktığımı duyan herkes tecavüze uğradığımı iddia ederek dedikodumu yapıyordu. Bittiğimi düşündüm. Dayanamadım"

İDLİB (AA) - BURAK KARACAOĞLU/ SELEN TEMİZER - Beşşar Esed rejiminin asılsız gerekçelerle tutukladığı Hatice Ali Şeyh, ayaklarından bağlanıp tavana ters asıldığını, aç ve susuz bırakıldığı için bayıldığını söyledi.

Seracılıkla uğraşan Hatice Ali Şeyh, Hama kırsalında Aralık 2013’te alıkonuldu ve bir ay cezaevinde türlü işkencelere tanıklık etti.

Kendisinden yardım isteyen bir çocuğu, annesi, kız kardeşi ve teyzesiyle evlerinde 2 gün misafir ettikten sonra gitmek istedikleri yere ulaştıran Şeyh ve eşi, rejim istihbaratının takibine takıldı.

Şeyh ve eşi, misafirlerini uğurladıktan sonra evlerine dönerken, rejimin kontrol noktasındaki memurlar tarafından sorgulandı.

Birkaç gün sonra yardım ettikleri çocuğun annesinin de tutuklandığını öğrenen Şeyh, korkarak evden kaçtı.

Şeyh, tutuklanmasına giden süreci AA muhabirine şöyle anlattı:

"Beni de tutuklayacaklarını düşünerek evden kaçtım. Köy köy kaçarak kız kardeşime gittim. Orada iki gün kaldıktan sonra beni aradıklarını duydum. Kimliklerimi almak için eve döndüğümde evimi kuşatmış olduklarını gördüm. Eşimi ve beni alıkoydular. Siyasi güvenlik şubesine götürüldüm. Eşimi gönderdiler. Eşim onlara beni de bırakmaları için yalvardı. Küçük çocuğumuz olduğunu söyledi. Ancak beni Tartus'taki güvenlik şubesine sevk ettiler. Orada Ramazan ailesinden kimseyi tanıtıp tanımadığımı sordular. Tanımadığımı söyledim. Gençleri, yaşlıları herkesi darp ediyorlardı. Gözlerimi bağlayarak bir zindana attılar. Yardım ettiğimiz çocuğun annesi de oradaydı."

Aç ve susuz iki gün geçirdikten sonra gece yarısı sorguya alındığını belirten Şeyh, şunları anlattı:

"Çocuğu nereye götürdüğümüzü sordular. Sadece yardım istemesi üzerine misafir ettiğimi, nerede olduğunu bilmediğimi söyledim. Botlarıyla, elleriyle dövdüler. Ayaklarımı bağlayıp tavana ters astılar. Sonra beni yere attılar. Üç gündür aç ve susuz olduğum için bayılmıştım. Su dökerek ayılttılar. Aynı soruları sordular. Aynı cevabı verdim. Duvarına önüne geçmemi isteyip, 'Elektriği nereden verelim?' diye sordular. Yine bayıldım. Sonra bir kapıyı gösterip, 'Burada erkekler var. Seni içeri atarsak hepsi seni nikahına alır.' dediler. Yine bayılmıştım. Konuşmadığımı görünce hücreme gönderdiler."

Şeyh, yerin üç kat atlındaki bir zindanda güneş görmeyen iki metrekarelik bir alanda kaldığını dile getirerek "İnsanlar oturamazdı. Doğru düzgün uyuyamazdı." dedi.

Yeniden sorguya alındığında kaçan çocuğun kız kardeşini de getirdiklerini gören Şeyh, "Kız darp edildiği, işkence gördüğü için suçu bana atmış. Ben ithamları kabul etmedim. Beni dövdükten sonra hücreme gönderdiler. Müebbet ceza aldığımı, hep orada kalacağımı söylediler." diye konuştu.

Şeyh, şöyle devam etti:

"Bir gün bana sorguda bomba yüklü yeleğimi nereye koyduğumu sordular. Öyle bir şeyim olmadığını söylesem de üç gün mühlet verdiler. Tekrar hücreme gönderdiler. 14 gün sonra yeniden sorguya çağırdıklarında her şeyi itiraf etmem için para teklif ettiler. Bunun üzerine de konuşmadığım için dövmeye başladılar."

Bir yarbayın yanına çıkarılarak rejimle iş birliği yapma şartıyla serbest bırakıldığını anlatan Şeyh, "Nerede olursam olayım beni bulacaklarını, tüm kontrol noktalarına ismimi verdiklerini söylediler. Dışarı çıkınca ilk defa güneş görmüş olmak beni çok mutlu etti. Eve gittiğimde eşim beni görünce ağlamaya başladı. Ancak korktuğum için kendi evimde değil, kız kardeşimin evinde kalıyordum." diye konuştu.

Şeyh, rejim yanlısı Nusayri bir kişinin yaklaşık 2 bin dolar karşılığında kaçmaları için yardım ettiğini söyledi.

"Cezaevinden çıktığımı duyan herkes tecavüze uğradığımı iddia ederek dedikodumu yapıyordu. Bittiğimi düşündüm. Dayanamadım." diyen Şeyh, 2013'te ailesiyle İdlib'e taşındığını bildirdi.

Şeyh, "Beni bulup götüreceklerinden korkarak yaşıyordum. 8 seans terapi aldım." ifadelerini kullandı.

Mynet Youtube


En Çok Aranan Haberler