ABD Dışişleri Bakanlığı, ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton'ın, Rusya'nın Suriye'ye taarruz helikopteri gönderdiği iddiasıyla ilgili olarak geri adım attı.
Bakanlık sözcüsünün yaptığı açıklamada, Clinton'ın sözünü ettiği helikopterlerin aslında yeni değil, Esad rejiminin daha önceden alıp, Rusya'ya onarıma giden helikopterler olduğu ifade edildi.
ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Victoria Nuland, ''Bakan helikopterlerin yeni olduğunu söylemedi, sadece Rusya'dan Suriye'ye helikopter tedariki konusundaki kaygısını ifade etti” dedi.
Clinton, iki gün önce Washington'daki Brookings düşünce kuruluşundaki konuşmasında, Rusya'nın Suriye'ye savaş helikopterleri gönderdiğine ilişkin haberlerin endişe verdiğini söylemişti.
Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov ise iddiaları sert bir tepkiyle reddederek, Suriye’ye yapılan tüm yardımların uluslararası yasalara uygun olduğunu belirtti.
Lavrov Clinton’a ''Biz şu anda çok daha önceden imzalanan ve ödemesi yapılan sözleşmeleri tamamlıyoruz. Bu sözleşmelerin tamamı hava savunma sistemleriyle ilgili'' cevabını vermişti.
Nuland, günlük basın bilgilendirmesinde, Clinton'ın önceki gün Brookings Enstitüsü'nde yaptığı açıklamaya değindi.
Bakanın sözünü ettiği helikopterlerin “yeni olmadığı” detayını açıklamamasına yönelik eleştirilere cevaben, “çok da önemli bir ayrıntı olmadığını” ima etti.
Açıklamada, “İster yeni, ister onarımdan geçmiş olsunlar, Suriye'deki helikopterlerin sivilleri öldürmek maksadıyla kullanılacakları yönündeki kaygı devam ediyor” ifadelerine de yer verildi.
Moskova’yı baskı yapmak için
Clinton’ın açıklamaları Rusya tarafından öfkeyle karşılandı.
ABD Bakanının, Suriye’ye gönderilen helikopterlerin yeni olmadıklarını bilinçli olarak, Moskova’ya baskı yapmak için belirtmediği düşünülüyor.
İki ülke arasında “görüş farklılıkları” nedeniyle bir süredir yükselen gerginlik, helikopter iddialarıyla birlikte iyice arttı.
Son 3,5 yılda ilişkileri gelişen ABD ile Rusya özellikle Suriye konusunda fikir ayrılığına düştü.
Amerikan hükümeti, Moskova’nın Suriye konusundaki tutumuyla ülkedeki dönüşümü engellediğini düşünüyor.
Ancak Rusya, Moskova’nın güç kullanımını onaylamayacağı konusunda ısrarcılığını koruyor.
Öte yandan, Rusya’nın Suriye’ye yönelik tutumunu sertleştirmesi yönünde uluslararası baskı giderek artıyor.
Baskılara karşılık Rusya, ABD’yi muhaliflere karşı şiddetli baskılar devam ettiği halde Bahreyn yönetimine ve sivillere karşı da saldırılar gerçekleştirdikleri halde Suriye’deki muhalif güçlere silah sağlamakla suçluyor.
Geçtiğimiz hafta Clinton, Moskova’yı, daha yapıcı bir yol izlemediği sürece Ortadoğu’da etkisini kaybetme riskiyle karşı karşıya kalacağı konusunda uyarmıştı.
Fransa da, Annan Planı’nın Birleşmiş Milletler kararı ile zorla uygulatılmasını istiyor.
Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nde bu yönde çıkacak bir karara Çin’in destek olması beklenmiyor.