ELAZIĞ (İHA) - Fırat Üniversitesi'nin yeni eğitim-öğretim yılı açılış programına katılan TBMM Başkanı Cemil Çiçek, Türkiye'de bir dil tahribatı olduğuna dikkat çekerek, "Kendi ülkemizde, kendi sokağımızda, yabancı kelimelerden geçilmiyor. Yabancı dillere taşeronluk yapmak bize ne kazandırıyor" dedi.
Fırat Üniversitesi Atatürk Konferans Salonu'nda düzenlenen açılış programına TBMM Başkanı Cemil Çiçek, Elazığ Valisi Muammer Erol, AK Parti Elazığ Milletvekileri Faruk Septioğlu, Sermin Balık, Şuay Alpay, Belediye Başkanı Süleyman Selmanoğlu ve çok sayıda öğretim üyesi ile öğrenci katıldı.
Açılış töreninde konuşan Fırat Üniversitesi Rektörü Prof.Dr. Kutbettin Demirdağ, üniversitenin temel fonksiyonlarından birinin araştırma ve geliştirme çalışmaları olduğunu belirterek, "Bu araştırmalardan elde edilen sonuçların da ülkemize katma değer olarak yansımasına katkı sağlamaktır. Bu amaçla uluslararası işbirliğine önem veriyoruz" ifadelerini kullandı.
TBMM Başkanı Cemil Çiçek ise, "Herkes biliyor ki ülkelerin geleceği yer altı, yer üste kaynaklarına değil, insan kalitesine bağlıdır. Türkiye'de bir dönem bazı üniversiteler kamplaşmanın, kutuplaşmanın merkezi oldu ve böyle olunca Türkiye'nin huzuru kaçtı. Darbelere böyle gidildi. Darbeleri yapanları suçlamak mana ifade etmiyor. Bu olaylara nasıl gidildi? Bu olaylar olurken üniversitelerin de ciddi sorumluluk taşıdığını belirtmek lazım. Birilerine bu işleri yüklemek doğru değil. Vicdan muhasebesi yapıp 'nerede hata yaptık' bakmam, bir daha bu hataları yapmamak lazım. Kamplaşmanın, kutuplaşmanın merkezinde öğretim kurumları olduğu takdirde o millet için tehlike çanları çalıyor demektir" dedi.
TBMM Başkanı Çiçek, Türkiye'de bir dil tahribatı olduğunu belirterek, "Bir kısım insanlar Türkçe'yi öğrenmeye çalışıyor. Türkiye'de Türkçe Olimpiyatları düzenleniyor. Bizim kendi ülkemizde, kendi sokağımızda, yabancı kelimelerden geçilmiyor. Yabancı dillere taşeronluk yapmak bize ne kazandırıyor! Yaşadığımız toplumla ilgili sadece sloganlarımız var, verilerimiz yok. 30 yıldır canımızı yakan terör olayları ile ilgili üniversitelerimizin doğru dürüst bir araştırması yok. Ne terör bölgesindeki üniversitelerimizin var, ne de onun dışındaki üniversitelerimizin var. Biz şimdi bunu araştırmayacağız da neyi araştıracağız" diye konuştu.
"BİRİLERİ KESER SAPI VERDİ, KALEM YERİNE BU SOPALARI KULLANMAYA BAŞLADIK"
Cemil Çiçek, İstanbul'da okuduğu yıllardan örnekler vererek sürdürdüğü konuşmasında, "1 yıl önce beraber okuduğumuz arkadaşlarla, 1 yıl sonra birbirimizi suçladık. Hasar yoktu ama derslerden geri kaldık. Sonra birileri keser sapı verdi, çanta yerine, kalem yerine bu sopaları kullanmaya başladık. Keser sapıyla okula gitmeye başladık. Kime karşı, lisede beraber okuduğumuz arkadaşımıza karşı. Aynı milletin çocukları birbirine sopalarla hücum eder hale geldi. İşin garip tarafı, öğretim üyelerimizin bir kısmı bu tarafta, bir kısmı öbür tarafta. Kavgayı yatıştırmak yerine, doğruyu göstermek yerine, uzlaşmayı anlatmak yerine kamplaşmada taraf oldu öğretim üyeleri. Bu da yetmedi, aklı hep başkaları verdi. Ama ortalık kızıştığında bu adamların hiç birini ne yanımızda gördük, ne önümüzde gördük; hepsi birden kayıp oldu, buharlaştı, nereye gittiler bilemiyoruz. Ama ortada 5 bin vatan evladı öldü, 70 bin insan cezaevinde ömür tüketti. Türkiye'yi o zaman 15 yılda bir anlamsız bir çatışmanın içine sürüklediler" dedi.