ANKARA (İHA) - TBMM Genel Kurulu'nun açılmasının ardından Danışma Kurulu kararı alındı ve Genel Kurul çalışmalarına yapılan görüşmelerin ardından saat 13.00'e kadar ara verildi.
Danışma Kurulu kararı üzerinde lehte söz alan CHP Grup Başkanvekili Kemal Anadol, "Amacım bir yanlış uygulamanın tekrarını önlemek. Yapılan yanlış uygulamanın zabıtlara geçirilmesini, tarih düşürülmesini sağlamak ve bundan sonra doğru uygulama yapmak. Bunun için söz aldım. Olağanüstü toplandı Meclis. Meclis niye olağanüstü toplandı? Okunan olağanüstü çağrı metinlerine göre AK Parti Grup Başkanvekilleri başta olmak üzere AK Parti'li milletvekilleri altına imza koymuşlar, Meclis'in olağanüstü toplanmasını istemişler. Peki bir gariplik yok mu ortada. Ondan önce 21 Eylül 2004 tarihinde 123 imzayla TBMM Başkanı'na CHP grubu adına Grup Başkanvekili olarak ben ve milletvekili arkadaşlarım başvuruda bulunduk. Olganüstü çağrı metni nasıl buharlaştı. Önceliği vardı. Bir daha böyle uygulama olmasın. Anlaşııyor ki bir büyük yanlış yapılmıştır. Anayasa ve içtüzüğe göre Sayın Meclis Başkanı'nın bir haftalık hakkı vardır. Bir hafta içinde Meclisi toplamaya mecburdur. Sayın Başbakan Bürüksel'e gitti. Sayın Başbakan Verhuegen ile görüştükten sonra Meclis'in 24-26 Eylül günü toplanacağını açıkladı. Neden? Yani baştan beri mutabakatla yürüyen bir TCK yasa tasarısı var. Meclisin toplanacağını anayasa ve içtüzük hükümlerini çiğneyerek mi hareket etti. Nerde bizim önerge?" dedi. Anadol, Başbakanın Brüksel'de bir 'U' dönüşü yaptığı görüşünü de ileri sürdü.
DYP Denizli Milletvekili Ümmet Kandoğan ise yine önerge lehinde yaptığı konuşmada, "Bu yasada düşünce hürriyetini ifade hürriyetini kısıtlayan çok sayıda unsur var. Bu kanun tasarısı Adalet Bakanı'nın ifadesiyle devletçi bir anlayışla hazırlandığını ifade ediyor. Bizim ev ödevimizi AB' mi verecek?" dedi.
AK Parti Grup Başkanvekili Haluk İpek ise bu eleştiriler üzerine yaptığı konuşmada, "Önemli bir çalışmanın final kısmını hep birlikte gerçekleştireceğiz. Tarihi bir dönemdeyiz. Tasarı hiç olmadık yerlere taşındı. İçinden bir kısım maddeler konuşularak o güzel maddelerin üzeri örtüldü. İlk defa suç olarak gelen kap-kaç, bilişim suçları gibi bir çok düzenlemenin üzeri örtüldü. Konunun kendi mecrasına dönebilmesi için kanunun 2 maddesi komisyona çekildi. İçi boş olan krizi çok yoğun yemek sarfedip yüksek siyaset izleyerek çözen, herkesin memnun olduğu başbakanla ve bu çalışmadan üzülerek görüyorum ki, toplumun tamamı çok memnunken krizin çözülmesinden CHP memnun değil. Sayın Kandoğan'ın açıklamalarından anlıyorum ki DYP de memnun değil. Millet bunu takdir edecektir" ifadelerini kullandı.
DYP Genel Başkanı Mehmet Ağar, "Bu krizi çıkartan Meclis'te hiç kimse değil hükümettir. DYP hiçbir zaman kriz taraftarı olmaz" dedi ve AK Parti'nin eleştirilerine karşılık verdi.
Ardından tasarıya eleştiri üzerine söz alan Adalet Komisyonu Başkanı Köksal Toptan kürsüye geldi. Toptan, AB ile ilgili çalışmaların yıllardır yapıldığını belirterek, "AB yolunda elbette egemenlik konusunda yer yer fedakarlık edeceğimiz noktalar olacak. AB Anayasası gelecek. Türkiye olarak o anayasanın çizdiği çereçvede kendi iç düzenimizi düzenlemek zorundayız. Ceza yasası devletçi bir yasa olarak hazırlandı. Elbette hükümetimiz ve komisyonumuz gelen tasarıyı bir kenarda tuttu bir başka yasa hazırladı. Türkiye'nin taraf olduğu bütün uluslararası anlaşmalar yükümlülükler alınarak yeni bir yasa yaptı. Yasa tasarısı özgürlükçüdür. Bireyi esas alan bir düzenlemedir" dedi.
CHP Mersin milletvekili Mustafa Özyürek ise önerge aleyhinde söz aldı. Özyürek yaptığı konuşmada, AK Parti'yi eleştirerek, "Kamuoyunu bu kadar aldatırsanız. Bunun sonucu demokrasi açısından hoş olmaz. Krizi kim çıkardı. Krizi çıkaran sizsiniz. Şimdi krizi çözmek için akla gelmedik yöntemler uyguluyorsunuz. Anayasayı çiğnetiyorsunuz Meclis Başkanı'na. Sonra da geliyorsunuz diyorsunuz ki 'bu krizi biz çözüyoruz siz engel oluyorsunuz'. Her şeyi yerli yerine oturtalım. Enayi yerine konulmayı içimize sindirirsek bu Meclise çok daha baskı gelir. O nedenle doğruları nelerin olup-bittiğini kamuoyuyla paylaşmamız lazım. Bu krizi çıkaran Sayın Başbakandır. Bu krizin çözülmesi için Meclisi toplantıya çağıran Başbakandır. Hatadan döndüğünüzü açıktan söylemelisiniz" dedi.