HABER

Terör bitecek, analar ağlamayacak

Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, ilk hedeflerinden birinin terörü bitirmek olduğunu belirterek, "Terör olayları bitecek analar ağlamayacak" dedi.

ŞANLIURFA (İHA) - Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Şanlıurfa Valiliği ve belediyeyi ziyaretinin ardından AK Parti Şanlıurfa İl Teşkilatı tarafından organize edilen Siyaset Akademisi'nde "Demokrasi Kültürü" konulu konferansa katıldı. DSİ 15. Bölge Müdürlüğü Konferans Salonu'nda düzenlenen konferanstaki konuşmasında demokratik açılıma değinen Arınç, demokratik açılımda iki hedeflerinin olduğunu belirterek, "İlk hedeflerimizden bir tanesi terörü bitirmek. Terörün bitmesi demek birilerinin de bitmesi

demektir. Sadece Kürt meselesi değildir. Demokratik açılım, sadece Arapça ve Arap meselesi değildir. Nedir? Demokrasinin herkes için geçerli olmasıdır. Ama bunun iki önemli ayağı vardır. Bunlardan birisi terördür. Terörden çok çektik, çok gözyaşı akıttık, çok ağladık, çok canlarımız gitti ve hem maddi hem de manevi kayıplarımız çok oldu. Bu teröre yol açan sebepleri ortadan kaldırmamız lazım. Neye benzer bu iş? Misal burada bir bataklık var diyelim, sizinde buraya çok yakın eviniz var. Yaz günlerinde o

bataklıktan her gün binlerce sivrisinek ürese ve gelip sizi rahatsız etseler, siz 'kahrolsun sivrisinekler' dediğiniz zaman onların bundan anlamayacağını ben tahmin ediyorum. Üçünün leşini öldürdüm deseniz, saniyede belki de yüz tane ürüyordur. Bunlarla başa çıkmak mümkün değildir. Yapılacak tek şey, bataklığı kurutmaktır. Siz teröre yol açan sebepler olduğu gibi duruyorsa, sonuçta terörden başka bir şey göremezsiniz. O dağa çıkan, silahlı eylem yapan, bu eylem grubu içerisinde hayatını bile ortaya koyan

insanların neden bunu tercih ettiklerine bakmanız lazım. Ekonomik kaygıları olabilir, yarına endişesi olabilir, bölmek, parçalamak düşüncesi olabilir, kötü fikirler taşıyabilirler. Ama işkence görmüş, inadına dağa çıkmış olabilir. Kötü muameleyle karşılaşmış olabilir. Evi, barkı, karısı, kızı gözünün önünde bir şekilde rencide edilmiş olabilir. Ben biliyorum da her şeyi de söylemek zorunda değilim. Ama bu terörün en az 10 tane sebebi var. 3 tanesine 'hadi Allah kahretsin bunları böyle, kötü şey mi olur

diyebilirsiniz', ama diğerlerine acaba gerçekten böyle şeylerde oldu mu diye bakmanız lazım. Oldu mu diye baktığınızda da karşınıza faili meçhuller çıkıyor. Asit kuyuları çıkıyor. Evinin önünden alıp götürülmüş, 6 gün sonra cesedinin yollanmış olduğu çıkıyor. Aradan 16 yıl geçmiş, öldüğü kaldığı hakkında haber alınamayanlar çıkıyor. Türkiye acı günler yaşamış. Hiçbir annenin, hiçbir evladının 'Ceylanlarım öldü' diye feryat etmeyeceği bir Türkiye olsun istiyoruz. İlk hedeflerimizden bir tanesi terörü

bitirmek. Terörün bitmesi demek birilerinin de bitmesi demektir" dedi.

"AMACIMIZ TERÖRÜ BİTİRMEKTİR"

"Artık terör belasından kurtulursak ayaklarımızdaki prangalardan da kurtulmuş olacağız" diyen Arınç, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Ne batıdaki anne, 'doğuya çocuğum gitti' diye ağlayıp sızlayacak ne de doğudaki anne 'oğlum dağa çıktı' diye feryat edecek, ne cinayet, ne mayın patlaması, ne bomba, bunların hepsinden kurtulmuş olacağız. Bunu yapacağız. Terörist kötü insandır. Teröristi bu işten vazgeçirecek, silahını bıraktıracak, silahlı eylem yapmaya son verdirecek bir noktaya inşallah geleceğiz. Nasıl geleceğimizi de bu ülkeyi 7 yıldan beri milletiyle birlikte yöneten AK Parti'den büyük bir güvenle bekleyebilirsiniz. Hiç endişeniz

olmasın. Her şeyin hesabı kitabı yapılıyor, inşallah terörden kurtulmamız için gereken yapılacaktır. Bu muhalefetten hayır yok ama, milletimizin her birinden ümitliyiz. Bize desteklerini, dualarını verecekler ve bizde onun gücüyle inşallah bu işleri başaracağız. İkinci olarak bir şey daha yapmamız lazım ki, o birbirleriyle çok ilişkili. Teröre yol açan sebepleri söylemiştim. Bütün Türkiye için yeni bir şey daha yapmamız lazım. O da nedir? Bizi kardeş yapan unsurları güçlendirmemiz lazım. Diyelim ki,

Diyarbakır'da ve Şırnak'ta siz Türklerle bir arada yüzyıllardan bu yana yaşadınız, bunun en önemli cevabı hangisidir diye sorsanız, 'Bizi bir arada yaşatan şey, Müslümanlığımızdır' diyor. Şimdi bu çok önemli bir tespit. Bunu anketler söylüyor. Yani bir Kürt kardeşime siz Diyarbakır'da Türklerle nasıl bir arada yaşayabilirsiniz, geçmişten bu yana neden yaşadınız diye sorulduğu zaman, 'Müslümanlık bizim ortak paydamız' diyor. Allah'a şükür ki bin yıldan beridir bu toprakların üzerindeyiz. Çanakkale'de

birbirlerinin kucağında şehit olan insanlar Müslümanlık adına ve vatanları uğruna savaşmışlardır. Demek ki, bu insanlar ırki açıdan bakmıyorlar. 'Benim ırkım üstündür, diğerleri alçaktır' düşüncesiyle harekette etmiyorlar. Bunu düşünen metbah insanlar da olabilir veya yanlış düşünenler de olabilir. Çünkü bu bütün dünyada nefret edilen bir şeydir. Kimse kendi ırkının üstünlüğüne dayalı bir sistem kuramaz ve kurmamalıdır. Bu faşist bir düşünce olur. Elbette anne babalarımız geçmişten bu yana belli bir etnik

kökene bağlı olabilirler. Bunlar bizi birbirimizi reddetmek için sebep değil. Birbirimize komşu olmamız için bir sebeptir. Onun kabiliyeti farklıdır, bunun kabiliyeti farklıdır."

"ARAPÇA, FARSÇA TV KURULACAK"

Türkiye'de Kürtçe yayın yapan televizyonlar açıldığını hatırlatan Arınç, "Dolayısıyla bölgeler arasındaki eşitsizliği gidermek, insanların farklı düşüncelerini, kendi ana dillerini rahatlıkla konuşmalarına da imkan vermek lazım. Bunlara batıda kültürel haklar deniyor. Annesinden, babasından Kürtçe öğrenmiş bir kardeşimiz, Türkçe'yi de öğrenecektir. Çünkü Türkçe Türkiye'nin resmi dilidir, eğitim dilidir ve halkın ortak kullandığı bir dildir. Bu dili mutlaka öğrenecek. Ama kendi ana dilini de yaşatmak

istiyorsa, buna da hiç engel olmayacağız. Onunla ilgili şarkısı,türküsü, onunla ilgili radyosu, televizyonu olacaksa, bugüne kadar yasaktı. Hatta ben Kürdüm demek bile yasaktı. Ben Arabım demek isteyen vatandaşlar sağına soluna bakarak konuşuyorlardı. Bunları söylesinler, bunlardan hiçbir zarar gelmez. Benim sorumlu olduğum Radyo Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) bundan 3-4 gün önce yönetmeliğini değiştirdi. Şimdi diyorum ki artık alt yazıda olmayacak, tekrarı da olmayacak. Dilediğiniz şekilde anadilde yayın

yapabileceksiniz. Üçüncüsü de ana dilde öğretim yapma konusunda bir kısıtlama vardı. Bütün bu kısıtlamaların hepsi kalktı. Şanlıurfa'da mı, Diyarbakır'da mı, İstanbul'da mı kim çıkarsa artık hiçbir kısıtlamaya tabi olmadan bu konuda yayın yapabilecek. Bu Kasım ayından sonra inşallah yetiştirmeye çalışacağız. TRT Arapça kanalını açıyoruz. 24 saat Arapça yayın yapacağız. Sadece Türkiye'de değil, dünya bizi izleyecek. İki tane uydudan birden yayına gidiyoruz. Geçtiğimiz günlerde İslam ülkelerinin, Arap

ülkelerinin büyükelçilerini topladık ve onlara bu projeyi anlattığımız zaman gözleri yaşardı. Çünkü bütün dünya Türkiye'den yapılan yayınla inşallah bundan sonra dinlenecek. Arkadan Farsça kanalını açacağız. O biraz daha geç olacak. 2010'un ilk 6 ayında onu hazırlayacağız. Bir TRT İngilizce kanalı açacağız. Hem İngilizce öğrenme konusunda hem de dünyaya mesaj vermesi konusunda çok faydalı olacaktır. TRT Türk ile de 22 ülkeden canlı yayın yapıyoruz. TRT Avaz'da Orta Asya ve Türk dünyasında açıldı. Şimdi

bunlarla beraber 11 tane kanalımız oldu. Hem TRT Kürtçe, hem TRT Arapça, hem TRT Farsça hem TRT İngilizce kanallarımızın yayınlarının bir kısmı başladı, bir kısmı da inşallah başlayacak" şeklinde konuştu.

Konuşmaların ardından Bakan Arınç, Ankara'ya gitti.

En Çok Aranan Haberler