Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, "Gerektiği zaman, gerektiği yerde, gerektiği şekilde teröristin de terörün de başı nasıl ezilir çok iyi biliriz. Şu anda bunu yapıyoruz. 120 saatlik ara istediler, 'buyurun.' dedik. Bugün göreceğiz." dedi.
Oktay, Green Park Otel'de, Hak-İş ve Memur-Sen'in ev sahipliğinde "Kudüs İçin Hep Birlikte" temasıyla düzenlenen 3. Uluslararası Sendikalar Konferansı'na katıldı.
"Filistin davasına gönlünü koyarak, dünyaya 'İsrail'in gerçek sınırları neresi?' diye soran tek lider" Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın selamlarını katılımcılara ileten Oktay, İslam'ın ilk kıblesi Kudüs'ün Hz. Ömer'den, Selahattin Eyyübi'ye; Kudüs'e gönül veren tüm Müslümanlarla bütünleşen bir şehir olduğunu belirtti.
Yüz yıllarca İbrahimi dinlerin merkezi, barışın şehri Kudüs'ün tarih boyunca dünyanın aynası, Filistin topraklarının bugün de kainatın ahvalinin bir özeti olduğunu söyleyen Oktay, Kudüs'e hakim olan tasavvurun dünyaya yayılıp evrensel bir hal aldığını ifade etti.
- "Kurtuluş Kudüs'ten başlar"
Oktay, Müslümanlara Kudüs'te ne reva görülüyorsa dünyanın geri kalanına da bu yaklaşımın yayıldığını belirterek şöyle devam etti:
"Kudüs ağladıkça, Myanmar ağlıyor, Sri Lanka'da Yeni Zelanda'da Müslümanlar ağlıyor. Bu yüzden yıllardır Filistin davasını en güçlü şekilde savunuyor 'Kurtuluş Kudüs'ten başlar.' diyoruz. Kudüs'ün kurtarılmayı bekleyen bir şehir olduğu kadar bizleri de kurtuluşa davet ettiğine inanıyoruz ancak Filistin davasının savunulması sadece Müslümanların değil, insanlığın ortak bir sorumluluğudur. Bu doğrultuda Türkiye olarak her uluslararası platformda Filistin'in maruz kaldığı zulmü tüm dünyaya yüksek sesle haykırıyoruz ancak ne yazık ki karşımızda Filistin ve Kudüs konusunda, İsrail'in hukuksuz ve ahlak dışı uygulamalarını yalnızca seyreden bir dünya var. Buna rağmen sizler gibi Filistin davasının yılmaz neferleriyle, hükümetimizle, sivil toplum kuruluşlarımızla ve sendikalarımızla Filistin meselesi için hakkaniyet cephesini güçlendirmekten vazgeçmeyeceğiz."
Oktay, İsrail'in bugün tüm dünyanın gözü önünde yasa dışı yerleşimlerin sayısını ara vermeksizin artırmaya devam ettiğini söyledi.
- "Öncelikle Kudüs'teki işgalin son bulması gerekiyor"
İşgal altında tutulan Filistin topraklarında kurulan her yeni yerleşimin hançer olup barış sürecini kalbinden yaraladığını vurgulayan Oktay, Filistinlilerin zorla evlerinden çıkarılması, topraklarına el konulması, hatta zeytin ağaçlarının bile sökülmesinin dehşet verici olduğunu dile getirdi.
Böyle bir atmosferde Filistin'de statükonun sürdürülemeyeceğinin aşikar olduğuna dikkati çeken Oktay, şu ifadeleri kullandı:
"Uluslararası toplum, Filistin'de zulüm ve adaletsizlik karşısında sessiz kalmakta ve hatta Filistin halkının çektiği acıları adeta kanıksamış durumdadır. Herkesçe kabul edilmesi gereken gerçek şu ki Orta Doğu'da ya da dünyanın herhangi bir bölgesinde barış ve huzur isteniyorsa öncelikle Kudüs'teki işgalin son bulması gerekmektedir. 1967 sınırları temelinde, başkenti Doğu Kudüs olan, bağımsız ve egemen bir Filistin Devleti'nin küllerinden doğması kalıcı barışın ön koşuludur. Tüm aktörlerin, aklıselim içinde işgali cesaretlendirici değil, sonlandırmaya teşvik edecek adımlar atması gerekmektedir. Filistin'de barış süreci bir an önce yerleşik BM parametreleri temelinde canlandırılmalıdır. Uygulanması mümkün olmayan, Filistinlilerin haklarını göz ardı edecek hiçbir plan uluslararası kamuoyu nezdinde kabul görmeyecektir. Buna ilk önce biz karşı çıkarız. Türkiye, Filistin konusunda iki devletli çözüm anlayışına zarar verecek tüm girişimlerin karşısındadır. Bunun yanı sıra iki devletli çözümü savunduğunu söyleyen her devletin, İsrail'i tanıdığı gibi Filistin Devleti'ni de tanıması gerekmektedir."
Oktay, Kudüs'ün statüsüne yönelik tek taraflı adım atma düşüncesinde olanların, yalnızca Filistin halkını değil, uluslararası hukuku ve tüm İslam dünyasını karşısına aldığını söyledi.
Türkiye'nin İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) Zirvesi Dönem Başkanlığı sürecinde gerçekleştirilen iki olağanüstü zirveyle tüm dünyanın dikkatini bu konuya çektiklerini anımsatan Oktay, "Cumhurbaşkanımızın kararlı duruşuyla Davos toplantısında sembolleşen tavrımız, bildiğiniz gibi geçtiğimiz günlerde Cumhurbaşkanımızın yaptığı Birleşmiş Milletler Genel Kurulu hitabında daha da netleşmiştir. Buradan bir kez daha uluslararası toplumu ve vicdan sahibi herkesi, Filistin ve Kudüs konusunda daha duyarlı davranmaya ve etkin tavırlar ortaya koymaya davet ediyorum. Böyle bir dönemde Müslümanca birlik olmaya her zamankinden daha fazla ihtiyaç duyuyoruz." diye konuştu.
Oktay, tüm gayretlerinin, yardım kesme tehditleriyle boyun eğdirilmeye çalışılan Filistin halkının yalnız olmadığını ve asla yalnız bırakılmayacağını tüm dünyaya göstermek olduğunu ifade etti.
"Kudüs, 13 asırdır bir Müslüman şehridir ve birlik olursak öyle de kalacaktır." diyen Oktay, Filistin davasının müdafaası için gelecek dönemde de Birleşmiş Milletler ve İslam İşbirliği Teşkilatı gibi uluslararası platformlarda alınan kararların uygulanmasının takipçisi olacaklarını belirtti.
- "Bize düşen teröristleri yok etmek"
Orta Doğu'da barışa açılan kapının Filistin'in özgürleşmesi ve Filistin halkının sahip olduğu insani hakları kullanabilecek duruma gelmesi olduğunu vurgulayan Oktay, şunları kaydetti:
"Haganah ve Irgun gibi terör örgütlerinin, Filistinlileri topraklarından kovmak için nasıl faaliyetler yaptıklarını, terör tohumlarını bu mukaddes topraklara nasıl saçtıklarını iyi biliyoruz. Orta Doğu'da DEAŞ, El Kaide ve YPG gibi terör örgütleri palazlanabiliyorsa bu Filistin'de terör ilk oluştuğu zaman durdurmayanların ürünüdür. Türkiye, uzun yıllardır terörden büyük acılar çekmiş ve terörle mücadelede önemli aşama katetmiş bir ülkedir. Hem ülkemizde hem de dünyanın dört bir tarafında haktan, hakikatten yana duruş sergiledik, her türlü terörün ve radikalleşmenin karşısında dimdik mücadele ettik. Bu mücadelede, hakkaniyet sahibi tüm dost ve kardeş ülkeler ile uluslararası toplumun Türkiye'nin yanında olmasını özellikle bekleriz. Barış Pınarı Harekatı döneminde ne yazık ki bu dayanışmayı beklediğimiz ülkelerden yeterince göremedik. Bu da normal. Bunun da niye olduğunu anlıyoruz. Terör örgütlerinin arkasında kimlerin olduğunu, terör devleti kurdurmak isteyenlerin kimler olduğunu çok iyi biliyoruz. Bize destek vermek isteyenlerin seslerini kısmak isteyenlerin kimler olduğunu da çok iyi biliyoruz. Bize düşen kısılmak istenen bu seslere rağmen dimdik ayakta durmaktır, dimdik terörle mücadele etmek, teröristleri yok etmektir."
Oktay, hiçbir terörist ve terör örgütü ile hiçbir şekilde masaya oturmadıklarını, bundan sonra da bunu yapmayacaklarını söyledi.
- "Bölgede teröre geçit vermeyeceğiz"
"Binlerce yıllık tarihi olan bir devlet ve kökleri olan bir milletiz." ifadesini kullanan Oktay, şöyle dedi:
"Devlet ne demek çok iyi biliriz. Devlet refleksi ne demek onu da çok iyi biliriz. Gerektiği zaman, gerektiği yerde, gerektiği şekilde teröristin de terörün de başı nasıl ezilir çok iyi biliriz. Şu anda bunu yapıyoruz. 120 saatlik ara istediler, 'buyurun.' dedik. Bugün göreceğiz. Sabah Cumhurbaşkanımız da açıkladı, 22.00'de doluyor süre. Eğer o süre dolduğunda verilen sözler yerine getirilirse zaten Barış Pınarı Harekatı amacına ulaşmış demektir. Hayır değilse kaldığımız yerden çok daha kararlı şekilde devam ederiz. Bunu bütün dünyaya ilan etmiş durumdayız. Türkiye'nin güçlü olması demek bölgede ve dünyada barışın güçlenmesi, mazlumların acılarının sona ermesi demektir. Eli kanlı terör örgütü YPG için sokaklara çıkanların, Filistin'de öldürülen, tutsak edilen Meryemlerden bihaber olduklarını görüyoruz. Barış Pınarı Harekatı'ndan dolayı bize ambargo uygulamaya kalkanlar, Filistin'de de öldürülen çocuklara, kadınlara sağır ve dilsiz durumdalar. Buna rağmen biz her türlü terörün kökünü bölgeden kazımaya kararlıyız. Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı harekatlarında olduğu gibi Barış Pınarı Harekatı'nı da başarıyla tamamlayacak, bölgede hukuksuzluğa, haksızlığa ve teröre geçit vermeyeceğiz."
Oktay, Barış Pınarı Harekatı'nda şehit olan kahraman Mehmetçikleri rahmetle andı, gazilere şifa diledi.
- "Umutlarımıza dört elle sarılalım"
Hak-İş ve Memur-Sen gibi konfederasyon çatısı altında örgütlenen sendikaların, Filistin'in acısını kendi acıları bilerek her zaman ellerinden gelen desteği verdiklerini anlatan Oktay, "Uluslararası Kudüs'e Destek Sendikalar Birliğinin tüm üyeleriyle Filistin konusunda duyarlı olduğunu biliyor, Filistin'in geleceği için omuz omuza çalışmaya devam etmeyi temenni ediyorum. Bugünden itibaren Kudüs'ün kurtuluşuna olan inancımızı yenileyerek umutlarımıza dört elle sarılalım. Filistin'i sadece yardımlarla değil, iş birlikleri ve tanınırlığını artırma gibi çalışmalarla da ayağa kaldırabiliriz. Bu doğrultuda biz de üzerimize düşen ne varsa yapmayı sürdüreceğiz." dedi.
Oktay, 3. Uluslararası Sendikalar Konferansı'na Ankara'da ev sahipliği yapan Uluslararası Kudüs'e Destek Sendikalar Birliği ve Hak-İş Başkanı Mahmut Arslan ile yurt içinden ve yurt dışından gelerek katkı verenlere teşekkür etti.