ANKARA (İHA) - YÖK Başkanı Erdoğan Teziç, AİHM'nin Leyla Şahin davasında verdiği kararın bağlayıcı olduğunu belirterek, "Bu konuyu zaten ulusal mahkemelerin üstünde ayrıca bir İnsan Hakları Avrupa Mahkemesi'ne götürmek de iç mekanizmalara güvenilmediğini gösteriyor. Refah Partisi davası da bunun tipik örneğidir" dedi.
Teziç, Bilkent Otel'de katıldığı bir konferans sonrası gazetecilerin sorularını cevaplandırdı. Van 100. Yıl Üniversitesi Genel Sekreter Yardımcısı Enver Arpalı'nın cezaevinde intiharıyla ilgili soruları cevaplandıran Teziç, olayı dün öğrendiğini söyledi. Teziç, "Van'da trajik bir tablo var, herkesi düşündüren, üzen, tedirgin eden. Biz bütün girişimlerimizi bu sonuçların ortaya çıkmaması için yapmaya çalıştık. Endişelerimizi bunun için dile getirmeye çalıştık. Çünkü yargılama sürecinin bir an önce başlaması hem bizim Anayasamızın temeli, hem de bağlı olduğumuz Avrupa hukuk düzeninin bir parçası" diye koşutu. Yargılama sürecinde Anayasa, kanunlar ve hukuka bağlı olarak vicdani kanaate göre karar verildiğini ifade eden Teziç, "Sadece yürürlükteki kurallar yeterli değil. O kurallara bağlı olarak vereceğiniz kararın yansımaları kısa ve uzun bir gelecekte ne olur? İşte bu olayların olmaması açısından vicdani kanaat çok rol oynar ve yargılama sürecinde vicdanların sızlamamasını ifade eder" açıklamasında bulundu.
Bu trajik tablonun berraklığa kavuşmasının herkesin beklentisi olduğunu da belirten ve yargının kararlarının kısa zamanda oluşmadığını kaydeden Teziç, "Gerçek, uzun süreçte ortaya çıkıyor. Bu gerçeğin ortaya çıkması için sürecin başlaması en isabetli karardır ve herkesi rahatlatır. Kendimizi güvende hissederiz" dedi. Van'a yeniden gidip gitmeyeceğinin sorulması üzerine ise Teziç, "Van'a gidip gitmeme meselesinin çok üstünde, sürecin başlaması meselesidir. Biz yargıya müdahaleyi çağrıştıracak bir davranış içinde olmamaya çok büyük özen gösterdik bu güne kadar. Ama bunun değişik yorumları oldu. Ama biz yine hep sabırla yargının sonucunu bekliyoruz. Ama o sonucun olması için de başlangıcının olması lazım. Bugüne kadar başlanmamış olması tedirginliğin temel kaynağıdır" değerlendirmesini yaptı. Teziç bu konu hakkında ayrıntılı bir bilginin kendisine gelmediğini de söyledi.
AİHM'NİN "TÜRBAN" KARARI Teziç, TBMM Başkanı Arınç'ın, AİHM'ndeki Leyla Şahin davasının sadece Şahin'i bağlayacağını açıklaması ve YÖK'ten siyasi anlama gelmeyecek başörtüsü bağlama usulüne ilişkin 5 seçenek sunmasını istemesiyle ilgili sözlerinin hatırlatılması üzerine de şunları söyledi:
"Bu karar bağlayıcıdır, hiç kuşku yok. Bu, Danıştay'ın da, Anayasa Mahkemesi'nin de, Yargıtay'ın da bu konuda verilmiş kararlarının açık teyidi anlamına gelir. Dün bana atfen bir ifade vardı. 'Karar demokratik mi değil mi?' diye. Bu karanın demokratik olup olmadığı konusunda bir tartışma olmaz. Çünkü, İnsan Hakları Sözleşmesi'nde bir ilke vardır. Yapılan kısıtlamalar, demokratik toplum düzeninin gereklerine uygun olmalıdır. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi ile İnsan Hakları Avrupa Mahkemesi farklıdır. Eğer İnsan Hakları Avrupa Mahkemesi, bir hukuki gerçeği saptıyorsa, Bunun içindeki bu temel ilke de saklıdır. Yani bu kararın özünde demokratik bir ilke de vardır."
Başörtüsüyle ilgili bazı çizimler yapıp bunları YÖK'e göndermenin de bir anlamı olmadığını ifade eden Teziç, "Sayın Meclis Başkanımız bir hukukçudur. Bunu göndereceği makam, bizim adresimiz değildir. Eğer bu konunun yeni bir değerlendirmesinin yapılmasını çok arzu ediyorsa, bunu o konuda karar veren İnsan Hakları Avrupa Mahkemesi'ne göndermesi gerekir. YÖK zaten bu konuyla ilgili bir karar vermedi. Kararın uygulayıcısı oldu, bundan böyle de uygulayıcısı olacaktır. Onun için bizim bir tasarım uzmanlığımız yok. Bu bir tasarım işi ise ve bunu uzmanlarına yaptırıyorsa, bunun adresi de yine kararı veren uluslararası mahkemedir. Bu konuyu zaten ulusal mahkemelerin üstünde ayrıca bir İnsan Hakları Avrupa Mahkemesi'ne götürmek de bu iç mekanizmalara güvenilmediğini gösteriyor. Refah Partisi davası bunu tipik örneğidir. Sayın Meclis Başkanımız da bu aşamada iç hukukumuzdaki yargı kurumuna, YÖK'e bir güvensizlik taşıyorsa, başörtüsünün biçimi konusunda bir seçim yapılmak isteniyorsa, bunu göndereceği makam orası olmalıdır" şeklinde konuştu.