Spordan Sorumlu Devlet Bakanı Murat Başesgioğlu, siyasetin, spora müdahalesinin söz konusu olmadığını belirterek, "Siyasetin müdahalesi yakıştırmasını, siyasete haksızlık olarak görüyorum" dedi.
Türkiye Futbol Federasyonu'nun (TFF) yapısı ile denetiminin, uluslararası federasyonların kurallarına uygun olarak yeniden düzenlenmesini öngören kanun tasarısının, TBMM Milli Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonunda görüşülmesine başlandı. Tasarının tümü üzerindeki görüşmelerde komisyona bilgi veren Spordan Sorumlu Devlet Bakanı Murat Başesgioğlu, Türkiye'de futbolun yönetimine ilişkin kuralların mevzuata tam olarak geçirilemediğini, bu durumun zaman zaman itilaflara neden olduğunu söyledi.
Başesgioğlu, TFF'nin "özel tüzel kişiliğe sahip, özerk bir kuruluş olduğunu", ancak kamu hizmeti gördüğünü ve kısmen de kamu kaynaklarını kullandığını ifade etti.
Bakan Başesgioğlu, TFF'nin mali genel kurulunda, FİFA ve UEFA normları uyarınca değişiklik yapılmasının benimsediğini, TFF'nin de bu konuyu 2 Kasım 2007 tarihinde bir bilgi notuyla bakanlığına bildirdiğini anlatarak, TFF mali genel kurulunda kabul edilen konuların büyük bir kısmına tasarıda yer verildiğini kaydetti.
Düzenlemeyle getirilen yenilikler hakkında bilgi veren Başesgioğlu, futbol kulüplerinin, TFF Genel Kurulunda daha çok temsil edilmesini sağladıklarını, bunun işin hakkaniyetine uygun olduğunu kaydetti.
Spordan sorumlu Devlet Bakanının, gözetim ve denetim yetkisine paralel olarak, olağanüstü genel kurul çağrısı yapma yetkisinden vazgeçilmesini, "devrim niteliğinde bir değişiklik" olarak niteleyen Başesgioğlu, şöyle konuştu: "Bu, aslında çok tartışılan bir konudur. Hemen peşinen söyleyelim, spordan sorumlu devlet bakanının gözetim ve denetim yetkisinin kaldırılmasına gönül rızasıyla hazırız, bunu kabul ediyoruz. Yalnız şöyle bir konu var, klasikleşmiş bir slogan var: 'siyasetin müdahalesi...' Efendim, siyaset buraya karışmasın. Aslında sporun, hiçbir harici müdahaleye muhatap olmaması lazım. Aslında siyasetin de çok açık konuşmak gerekirse, bu alana müdahilliği söz konusu değil.
Üzerinde tartışılan madde, sadece spordan sorumlu devlet bakanına olağanüstü kongreye çağırma yetkisi veriyor. Bunun dışında da başka yetkisi yok. Neticede işin sahibi genel kurul. Olağanüstü genel kurulda yönetimi yeniler, yenilemez, eski halinde devam ettirir, tamamen genel kurulun inisiyatifinde olan bir şey...Onun için siyasetin müdahalesi yakıştırmasını, biraz siyasete haksızlık olarak görüyorum. Siyasetçiyiz, elbette ülkenin gündeminde olan konularda bizim de görüşümüz olacak. Futbol milyonları ilgilendiriyor, trilyonlarca bütçeleri olan, işin kamusal boyutu olan bir hadise. Dolayısıyla parlamentonun, siyasetin kayıtsız kalması mümkün değil. Ama bir yönetim bir futbol federasyonunu kanunla 'seni aldım, bunun yerine, bunu verdim' derse, bu başka ülkelerde olduğu gibi futbola müdahaledir. Bizim siyasi pratiğimizde böyle bir olumsuz örneğin yaşandığına şahit olmadım."
DENETİM
Bakan Başesgioğlu, "Peki, bu devasa organizasyonun denetim işi nasıl olacak?" diye sorarak, TFF'nin, Sayıştay, Parlamento denetimine tabi olmadığını, yeni düzenlemeden sonra Başbakanlık Teftiş Kurulu denetimine de tabi olmayacağını ifade etti.
Genel kurulda seçilen denetleme kurulu ile tasarıyla getirilen bağımsız denetim kuruluşlarının denetim yapacaklarını belirten Başesgioğlu, şöyle konuştu: "Açıkçası bu iki denetim mekanizması bu federasyonun işlemlerinin, hesaplarının layıkıyla incelenmesi konusuna yeter mi, yetmez mi? Bu konu, biraz açık... Başka ülkelerde federasyonun hukuki itilaflarını diğer kanunlarla irtibatlandırmışlar.
Mesela Arnavutluk, 'bu kanunda hüküm bulunmayan durumlarda Medeni Kanunum geçerlidir' demiş. Mesela bizim federasyon başkan ve yöneticileri, ceza kanunumuz açısından memur sayılmazlar. Kamu kaynağı kullanılan bir kuruluşun yöneticilerinin ceza kanunu kapsamında memur sayılması daha doğru olur. FİFA, İsviçre Medeni Kanununa tabi. İsviçre, 'Benim egemenlik hakkımdır, uluslararası bir kuruluş olsan bile egemenlik hakkımı tanımak durumundasın' diyor. Kamu denetimin eksik kalması, zaman zaman bazı problemleri beraberinde getirebilecek husustur.
Bütün bunlara rağmen, bakanlığın gözetim ve denetim yetkisini kaldırıyoruz. Aslında bu yetkiler, benim şahsi yetkilerim değil. Bu parlamentomuzun yetkileri. Parlamentomuzun yasayla hükümete ve bakanlığa vermiş olduğu yetkiler... Yani vazgeçeceksek, parlamentomuz geneli itibariyle yasama yetkisinden bir vazgeçme sözkonusu olacak. Bunu da siyasetin müdahalesi olarak görmemeliyiz."
"... DUYUMLAR GELİYOR"
Bakan Başesgioğlu, önümüzdeki günlerde ulusal mevzuat ile FİFA normlarının örtüşüp örtüşmediği sorusuyla karşı karşıya gelineceğini ifade ederek, şöyle devam etti: "Şu anda duyumlar geliyor: 'Bu konuda, FİFA'ya gidildi, FİFA'dan 'siz seçim lafını telaffuz ederseniz, bu siyasetin futbola müdahalesidir' gibi bir karşı çıkışla karşı karşıya kalabiliriz. Şahsi kanaatim şudur: 'Burası parlamentodur. Kanun yapmak bizim egemenliğimizin en bariz işaretlerinden biridir. Bu konuda, hiçbir komplekse düşmememiz lazım. Sadece sporda değil, AB görüşmelerine İLO'da uluslararası organizasyonların normlarıyla karşı karşıya kaldığımız zaman, bizim kanunlarımızı hiyerarşik sıralamada hiç aşağıda görmemiz lazım. Bu bizim şahsımızdan öte, parlamentomuzun hukukunu ve yasama yetkimizin, erkimizin, aynı zamanda da egemenliğimizin korunması açısından son derece önemlidir' diye düşünüyorum. Yani 'seçim lafı oldu. Hayır, bu siyaseten müdahaledir. Ben, senin kanununu kabul etmiyorum' itirazı, sübjektif bir itirazdır. Bunu kabul etmediğimi açık şekilde ifade etmek istiyorum. Türkiye Futbol Federasyonu, Türkiye Cumhuriyeti kanunlarına tabi bir kuruluştur. Eğer bu ülkede egemenliğimiz varsa, benim hükümlerimin öncelikle bu ülkede uygulanması lazım."