Özel bir yağ dokusu ile çevrili olan "topuk" bazen inatçı bir ağrı ile sizi taşımak istemeyebilir. Karşılaşılan bu durumun "topuk dikeni" olduğuna dikkat çeken ve genellikle 40-60 yaş arasında görüldüğünü söyleyen Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı Dr. Vildan Çerçi, "Topuğu çevreleyen yağ dokusu gelen direkt yükün %20-25 'ini absorbe eder.
Topuktaki bu yağ dokusu, yerleşimi ve bölmeli yapısı ile hidrolik bir amortisman görevi görür. Ayak tabanı kaslarının, topuk kemiğine yapışma yerinde meydana getirdiği ağrılı hastalık topuk dikenidir" diyerek konuyla ilgili sorularımızı cevapladı:
1- Topuk ağrısı sebeplerinden biri olan topuk dikeni hastalığı nasıl oluşur?
Zorlanmalar sonucunda, ayak tabanı kaslarının, topuk kemiğine yapıştığı yerde minik yırtıklar ve zedelenmeler oluşur. Zaman içinde bu bölge kireçlenir ve dikenimsi bir görünüm alır. Ağrıya neden olan bu dikenimsi çıkıntı değildir, bu sadece bir sonuçtur. Dokularda meydana gelen zedelenmeler, dokuların sertleşip kısalmalarına neden olurlar. Tekrarlayan zorlanmalar yeniden yırtılmalara, ödem ve ağrıya neden olur.
2-Topuk dikeni olan hastaların şikayetleri nelerdir?
Bu hastalar özellikle sabahları yere bastıklarında topuklarında ağrı hissederler, bir süre yürüyünce ağrı azalır, ancak uzun süre ayakta kalınca ve çok yürüyünce ağrı tekrar şiddetlenir. Ağrı oldukça inatçıdır ve yıllar boyunca devam edebilir.
3-Topuk dikeni kimlerde görülür?
Kilolu, ayak tabanındaki kaviste düşüklük veya aşırı kavislenme olan kişilerde, uzun süre ayakta kalmayı ve yürümeyi gerektiren işlerde çalışanlarda, zorlayıcı sportif aktivite yapanlarda daha sık görülür.
4-Tedavisi nasıl yapılmaktadır?
Tedavide değişik yöntemler vardır. Tedaviye dirençli bir hastalıktır.
-Öncelikle hastaya ayak kavisini destekleyen uygun tabanlık verilmelidir. Topuk bölgesine verilen ortası delik yumuşak yastıklardan daha etkilidir.
-Lokal steroid (kortizon) enjeksiyonu oldukça sık başvurulan bir yoldur. Ancak steroidli ilaçların yan etkileri, enjeksiyonun ağrılı olması, tedavide yeterli olmaması değişik yöntemleri gündeme getirmiştir.
-Bunlardan biride laser terapisidir. Laser terapisi hem kullanımı kolay hem de komplikasyonu ve yan etkisi olmayan bir yöntemdir. Tedavi etkisini kısa süre içinde göstermektedir. Birlikte verilen özel egzersizleri düzenli yapmakta oldukça önemlidir. Tedavi 10-15 seans sürmektedir. Ağrılı noktalara cilt üzerinden laser uygulaması yapılmaktadır. Tedavi esnasında hasta herhangi bir şey hissetmemektedir.
-Belirli ayak ve bacak kaslarını germe ve güçlendirme egzersizleri de oldukça faydalı bulunmuştur.
5- Tekrarlama olasılığı var mıdır?
Bir kez tedavi olduktan sonra, düzenli egzersiz yapılması uygun ayakkabı giyilmesi ve aşırı zorlamaktan kaçınılması halinde tekrarlama olasılığı düşüktür.
6-LASER terapisi nedir?
Tedavide kullandığımız düşük enerjili Laser ışınları cilt ve altındaki dokuya penetre olarak hücreler tarafından alınır ve enerjiye dönüştürülür. Böylece hücrenin iyileştirici aktivitesi artar.
Laser ışığının etkileri:
-Hücre metabolizmasında artış
-Lokalize kan sirkülasyonunda iyileşme
-Kollagen ve kas dokusunda gelişme
-Akut ve kronik ağrıda iyileşme
-Lokalize ödem ve enflamasyonda azalma
-Doku tamiri ve yara iyileşmesinin uyarılması
-İmmün sistem uyarılması
-Sinir fonksiyonlarının uyarılması
Sonuç olarak daha hızlı iyileşme, ağrı, şişme ve iltihaplanma sürecinde azalmaya neden olur.
Bu yeni terapötik alternatif, ağrılı ve zor cerrahi işlemleri, kuvvetli yan etkili ilaç tedavilerini gereksiz kılabilir.
7-LASER tedavisinin etkili olduğu diğer hastalıklar nelerdir?
-Artiritler (eklem iltihabı)
-Tendinitler (tenisçi dirseği,omuz tendiniti v.b)
-Yumuşak doku incinmeleri
-Çene eklemi ağrıları
-Kuyruk sokumu ağrısı (koksigodini)