ANKARA (İHA) - Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdullah Gül, Avrupa-Akdeniz Ülkeleri Forumu'nun (EUROMED) 29-30 Kasım tarihleri arasında düzenlenecek olan Ara Dönem Dışişleri Bakanları Toplantısı'na katılmak üzere Hollanda'nın Lahey kentine gitti.
Bakan Gül, akşam saatlerinde ayrılışından önce Esenboğa Havalimanı'nda yaptığı açıklamada, 1995 yılında Barselona'da verilen konferans ile başlatılan Avrupa-Akdeniz sürecinin, 25 AB ülkesi ile 10 Akdeniz ülkesinin iştiraki ile gerçekleştirildiğini bildirdi. Gül, toplantının en önemli özelliklerinden birinin İsrail ve Filistin'in böylesine bir toplantıda aynı masa etrafından yer alması olduğunu belirterek, Yaser Arafat'ın vefatının ardından bu toplantının yapılmasının da ayrı bir önem taşıdığını ifade etti. Söz konusu toplantıda Avrupa-Akdeniz ortaklığının siyasi, ekonomik ve kültürel boyutları, Ortadoğu'daki barış sürecine ilişkin gelişmeler, diğer bölgesel konular, AB'nin Akdeniz ve Orta Doğu bölgesine yönelik stratejik ortaklık önerisi, AB'nin yeni komşuluk politikası ve Barselona sürecinin 10. yılının ele alınacağını belirten Gül, Hollanda Dönem Başkanlığı'nın talebi üzerine 'Ekonomik Konular ve Ekonomik Yatırımlar' konulu bir de konuşma yapacağını söyledi.
Toplantı vesilesi ile birçok Dışişleri Bakanı ile ikili görüşmeler gerçekleştireceğini belirten Gül, Filistin, İsrail, Malta, İngiltere ve Almanya Dışişleri Bakanı ile kesinleşmiş ikili görüşmeler yapacağını söyledi. Gül, Lahey'deki toplantı ardından Slovenya Dışişleri Bakanı Ivo Vajgl'ın daveti üzerine bu ülkeye gideceğini belirterek, bu ziyaret ile birlikte 17 Aralık öncesinde tüm AB ülkelerine ziyaret gerçekleştirmiş veya temasa geçmiş olacağını bildirdi. Bu ziyarette Cumhurbaşkanı, Başbakan ve Dışişleri Bakanı ile birlikte Meclis Başkanı ile de temaslarda bulunacağını belirten Gül, Slovenya'nın AB'nin olduğu kadar NATO'nun da üyesi olduğunu söyleyerek, Türkiye için küçük, büyük ülke olmadığını ve hepsine aynı önemin gösterildiğini ifade etti.
Ardından basın mensuplarının sorularını cevaplayan Gül, 17 Aralık Zirvesi sonrasında yayınlanacak olan Sonuç Bildirgesi'ne yönelik bir taslak hazırlandığını ve bunun basına sızdırıldığı yönündeki haberleri değerlendirdi. Gül, bu tip taslakların ortada çok dolaştığını ifade ederek, bunların 40 kez değişeceğini, böyle önemli toplantılar öncesinde bu durumla karşılaşıldığını söyledi. Türkiye'nin tezleri ve görüşlerinin açık olduğunu belirten Gül, taslağın içeriğinde Kıbrıs'ın 'defakto' olarak tanınması konusunun Sonuç Bildirgesi'ne girmesi halinde nasıl bir tavır alınacağının sorulması üzerine de şunları söyledi:
"Önce bir yapılacaklar yapılsın bakalım. Bizim beklentilerimiz var. Önce bir beklentilerimiz karşılansın, bir karar alınsın, müzakerelere başlansın ondan sonra bir şeyleri düşünürüz, bakarız. Ama şimdi 'Şunu yapacağız, bunu yapacağız' diye bir şey söylemiyorum. Şu anda Türkiye ve Türk tarafı beklenti içindedir. AB, üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmelidir. AB kandırılmışlığının hesabını bir sorması gerekir. AB niye bu problemi içine taşıdı ki? 'Bu problem çözülsün de biz huzur içinde genişlemeyi yapalım' demiştir. Bunun için de çok uğraşmıştır. Çok uğraşırken sesini kısanlara bir hesap sorsun. Önce bunlar bitsin sonra bakarız bu işlere. Bunlar hep taktiktir. Çıksın bakalım görürüz. Türkiye kendinden emindir. Aralık ayında bakarız çıkan metine. Türkiye'nin kendi beklentileri vardır. Bunlar nedir? Birincisi, kesin, açık ve net bir tarihtir. İkincisi, tam üyelik perspektifinin çok açık ve net olması. Üçüncüsü, müzakere sürecinin sürdürülebilir nitelikte olmasıdır. Ayrıca hiçbir şartın, hiçbir politik, siyasi şartın olmamasıdır. Kıbrıs gibi meseleler zaten müzakere şartlarından değildir. Sadece Kopenhag Siyasi Kriterleri'dir bu şartlar. Türkiye de bunları yerine getirmiştir. Bunu AB Komisyonu açıklamıştır."