BİZE ULAŞIN
ANKARA(ANKA) - Dışişleri Bakanlığı, Avrupa Parlamentosu'nun (AP), AB Komisyonu'nun 2012 Türkiye İlerleme Raporu'nda olumlu hususların ele alınmasının, kararın "taraflı" olduğunu ve Türkiye tarafından kabulü mümkün olmayan unsurlar içerdiği gerçeğini değiştirmeyeceğini ifade etti.
Dışişleri Bakanlığı'ndan yapılan yazılı açıklamada, AP'nin, AB Komisyonu'nun 2012 Türkiye İlerleme Raporu'na dair kararının bugün Strazburg'da gerçekleştirilen AP Genel Kurulu toplantısı esnasında oylanarak kabul edildiği hatırlatıldı. Yapılan açılamada, AP tarafından yayınlanan bu tür kararların, adil ve objektif oldukları ölçüde, faydalı olduğu vurgulanarak, bu raporun Hollandalı Hristiyan Demokrat Ria Oomen-Ruijten tarafından hazırlandığı bilgisine yer verildi. Açıklamada, AP raporu çerçevesinde Türkiye'de siyasi reformlar alanında atılan olumlu adımlara yer verildiği ve Türkiye'de yapılan kanuni değişikliklerin yer aldığı anlatıldı.
-"AB ADA'DA ÇÖZÜME ÖNCELİKLE TARAFSIZ VE OBJEKTİF HAREKET ETMEK SURETİYLE YARDIMCI OLABİLİR"-
Yayınlanan raporda, PKK'nın terörist faaliyetlerinden kaynaklanan durumun bir "çatışma" olarak nitelendirilmesi gibi bazı yanlış algı ve değerlendirmeler içerdiği vurgulanan açıklamada, AB ülkelerinin Türkiye ile terörle mücadele konusunda işbirliğini arttırmalarına yönelik yapılan çağrının memnuniyetle karşılandığının altı çizildi. Ayrıca, "Kararda, AB terörist örgütler listesindeki PKK'nın terörist eylemlerinin güçlü biçimde kınandığı görülmektedir" denildi.
Türkiye'nin AB'ye üyelik müzakerelerinin de raporda yer aldığı belirtilen açıklamada şu ifadeler kullanıldı:
"Bölgesel Politika ve Yapısal Araçların Koordinasyonu-22' faslının açılması çağrısında bulunulmakta, siyasi reform sürecimizle yakından alakalı "Yargı ve Temel Haklar-23' ve "Adalet, Özgürlük ve Güvenlik-24' fasıllarına ilişkin blokajın kaldırılması istenmekte, ayrıca "Enerji-15' ve "Sosyal Politika ve İstihdam-19' fasıllarının da müzakerelere açılmasının önemi vurgulanmaktadır."
Açıklamada, "Türkiye'nin bölgesel rolünün ve AB bakımından taşıdığı anahtar konumun da vurgulandığı kararda, Suriye'deki demokratik güçlere verdiğimiz destekten ve ülkemize sığınan Suriyelilere tarafımızca sağlanan insani yardımdan da övgüyle bahsedilmektedir" denildi.
Yayınlanan raporda olumlu hususların ele alınmasının, kararın "taraflı" olduğu ve Türkiye tarafından kabulünün mümkün olmayan unsurlar içerdiği gerçeğini değiştirmeyeceği vurgulandı. Bu duruma örnek olarak ise "Uludere olayının karardaki takdim şekli dengeli ve adil olmaktan uzak bulunmaktadır. Bunun yanısıra, AB'nin Kıbrıs konusuna dair sakat ve taraflı tutumu, bahsekonu AP kararına da maalesef yansımıştır" denildi. Açıklamada, Kıbrıslı Türklerin egemenlik haklarını gözardı eden ve yapıcılıktan uzak yaklaşımların Türkiye tarafından kabul edilemeyeceğinin altı çizilerek, "AB Ada'da çözüme öncelikle tarafsız ve objektif hareket etmek suretiyle yardımcı olabilir" yorumu yapıldı. Açıklamada ayrıca şu ifadeler kullanıldı:
"Öte yandan, kararda, yasadışı göçle mücadele bağlamında Türkiye ve AB arasında parafe edilen Geri Kabul Anlaşması'nın imzalanmasına önem verildiği kaydedilmiştir. AB tarafına müteaddit kereler ifade olunduğu üzere, bahsekonu Anlaşma konusunda atacağımız adımlar, vatandaşlarımıza vize muafiyeti sağlanması konusunda AB'nin atacağı eşzamanlı ve adil adımlara bağlıdır. Bu çerçevede, 24. fasıldaki birçok kriteri karşılayan önemli bir reform niteliğindeki Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu'nun da 11 Nisan 2013 tarihinde yürürlüğe girdiğinin bu vesileyle vurgulanmasında fayda görülmektedir.
Ülkemiz, AB'ye katılım hedefi doğrultusunda kararlılıkla gayret sarfetmekte, AB'yle diyalog ve işbirliğine önem atfedilmektedir. AB'ye üyelik sürecimizde ilerleme sağlanması, sadece Türkiye ve AB için değil, küresel yansımalarıyla tüm bölgemiz için yeni fırsatları da beraberinde getirecektir."
