WASHINGTON (İHA) - ABD'de yayınlanan Los Angeles Times Gazetesi'nde bugün yer alan bir yorum yazısında, Türkiye'nin Bush hükümetinin bazı politikalarına karşı çıkmasının, ABD tarafından "stratejik bir düşmanlığın belirtileri" olarak algılanmasının çok yanlış ve tehlikeli olduğuna değinildi.
Yazıda, Türkiye'nin ABD ile olan farklılıklarının, yeni bir Türkiye gerçeğini yansıttığı belirtildi. "Türkleri Defterden Silmeyin, Ankara Amerikan Karşıtı Değil, Bağımsız" başlıklı yazı, Amerikan Milli İstihbarat Konseyi eski Başkanı Graham E. Fuller tarafından kaleme alındı. Yorum yazısında, son zamanlarda Amerikan medyasında Türkiye'yi kimin, nasıl kaybettiğine dair çok sert yazılar çıktığına değinen Fuller, Washington'da, "Türkiye'nin gittikçe Amerikan karşıtı haline geldiğine" dair bir görüş birliği oluşmaya başladığını söyledi.
ABD Başkan Yardımcısı Dick Cheney'nin bile, Türkiye'yi Irak'taki isyancılara karşı yeterince işbirliği yapmamakla suçladığına yer verilen yazıda, demokratik seçimlerle işbaşına gelen Erdoğan hükümetini yeterince ABD yanlısı olmamakla suçlamanın ya da hükümetin değiştirilmesi için baskı kurmanın da dar görüşlülük olacağı vurgulandı.
Gerçekler göz önüne alındığında, işbaşındaki Türk hükümetinin ABD çıkarlarına büyük ölçüde yarar sağladığı yönünde görüş bildirilen yazıda, hükümetin Avrupa Birliği (AB) yolunda birçok demokratik reform gerçekleştirdiği, Kürtlerin tatminsizliğini gidermek üzere de pek çok ölümcül adım attığı kaydedildi. Bunun yanında Türkiye'nin, Ermenistan dahil olmak üzere komşularıyla olumlu ilişkiler kurmak için çaba sarf ettiği dile getirildi.
"BÖLGE İÇİN TÜRKİYE'DEN DAHA OLUMLU MODEL OLMAZ" Türk ekonomisinin iyiye gittiğine ve enflasyonun azaldığına da dikkat çeken yazar, İslami bir hükümet için hiçbir isteği olmayan Türklerin dahi, Erdoğan hükümetini başarılı bulduğu ve Türkiye'nin Arap komşularının da "bağımsız, demokratik, reformcu ve AB adayı bir İslami hükümetin var olabileceği" örneğine ilgi gösterdiğinin altını çizdi. Fuller, "Bölge için hiçbir şey bundan daha olumlu bir model olamaz" ifadelerini kullandı.
Soğuk savaşın ardından batı dünyasının genelinde olduğu gibi Türkiye'de de dış politika alanında ABD'ye bağımlılıkta büyük düşüş yaşandığını kaydeden Fuller, "Ankara artık ABD liderliğine otomatikman uyacak pozisyonda değil. Özellikle de ABD politikaları Türk ulusal çıkarlarıyla ters düşecekse..." diye yazdı. Fuller, ABD'nin Irak, İran ve Suriye politikalarının Türkiye tarafından, "Maceraperest ve Türkiye'nin çıkarlarına gereksiz yere zarar verecek" şekilde görüldüğünü vurguladı. ABD politikalarına karşı olmanın, Türkiye'de milli fikir birliğine en yakın konum anlamına geldiğini yazan Fuller, Erdoğan hükümetinden çok Türkiye'deki sol, Kemalist, milliyetçi ve laik kesimin ABD hükümetini sertçe eleştirdiğini söyleyerek, "Popüler, çoğunluğu temsil eden Türk hükümetini utandırmak ya da ABD ile aynı hizaya getirmek üzere Washington'da sarf edilen çabalar geri tepecek. Türkiye bizim için kaybedilmiş bir ülke değil. Kendi gücümüzün limitlerine daha gerçekçi bir gözle bakmamız gerekiyor. Başka milletlerin milli duygularını ve çıkarlarını görmezden gelme risklerine daha hassas olmamız, kendi çıkarlarımızı daha uzun dönemli ve akılcı düşünmemiz gerekiyor. Türkiye çok iyi gidiyor" ifadelerini kullandı.