Altuğ Akın
BBC Türkçe
Tunus ve Mısır'da yaşanan toplumsal hareketlilikler, birçok uzman için bu ülkelerde İslami rejimlerin kurulması riskini içinde barındırıyor.
Bu fikre katılmayanlar ise endişe etmeye gerek olmadığını, İslami rejimler kurulmayacağını ve "Türkiye Modelinin" gerçekleşeceğini söylüyorlar.
Acaba bu model ne anlama geliyor? Türkiye modeli denildiğinde herkes aynı şeyi mi kastediyor? Bu soruları iki ortadoğu uzmanına yönelttik.
Washington merkezli Dış İlişkiler Konseyi'nden (Council of Foreign Relations) Steven Cook, ve Woodrow Wilson Center'dan Roger Hardy'nin görüşleri:
İki farklı model: Türkiye ve AKP Steven Cook: Washington'da ya da birçok farklı merkezde, Türkiye modeli denildiği zaman ordunun toplum içindeki yerinde dair bir yaklaşım olduğunu sanıyorum. Buna göre ordu siyasi alandaki aşırılıkları temizleyen, ortalamayı belirleyen bir aktör olarak görülüyor.
Ancak ben bu benzetme yapılırken çok daha dikkatli olunması gerektiğini düşünüyorum. Türkiye'de ordu toplumun ciddi kesimleri tarafından hiç de evilmeyen bir kurum olagelmiştir. Ülkedeki İslamcılar ya da Kürtler başta olmak üzere ordunun siyaset içindeki rolünü benimsememişlerdir. Çünkü ordu otoriter bir politik yapıyı destekleyen bir kurum olagelmiştir.
O yüzden Mısır ya da Tunus olaylarından bahsederken Türkiye modelinin gündeme gelmesi, orduya daha çok rol verilsin anlamını taşıyor olabilir, ve ben bunun yanlış olduğunu düşünüyorum.
Altuğ Akın: Yaşanan isyanlar ardından Müslüman dünyasının geleceği konusunda sıklıkla telaffuz edilen bir diğer kavram da "AKP modeli".
Steven Cook: AKP 2002'de iktidara geldiğinden beri ülke tarihinde görülmemiş derecede önemli demokratik adımlar atıldı. Ve bunların sağladığı destek, ordunun siyasete müdahale kabiliyetini de azalttı. Hatta bu reformların orduya rağmen yapıldığını söylemek mümkün.
Dolayısıyla eğer bir modelden bahsedilecekse "2002 sonrası Türkiyesi" demek bence daha doğru olacaktır. Ancak Mısır ve Tunus'ta Avrupa Birliği üyeliği gibi bir süreç ve talep yok. Türkiye'deki demokratikleşme adımlarını hızlandıran bu sürecin eksikliği, bu iki ülkeyi farklı bir noktada bırakıyor.
"AKP model olarak görülüyor, çünkü..." Bir diğer orta doğu uzmanı Woodrow Wilson Center Roger Hardy ise AKP'nin model olarak görülmesinin sebeplerine dair şöyle düşünüyor:
Roger Hardy: Son dönemde ortadoğudaki İslami hareketler, yetmişlerdeki güçlü pozisyonlarını kaybedip bir çıkmaz sokağı girdiler. Ve bu dönemde AKP'nin yükselişi, bu hareketi kendilerine bir model olarak görmelerine yol açtı.
Ancak bu model ciddi tavizler vermelerini gerektiriyordu. Bu, açık bir şekilde demokrat olduklarını ilan etmeleri, serbest piyasaya olan inançlarını açıklamaları ve Türkiye'de olduğu gibi laik sisteme bağlı olduklarını ifade etmeleri gerekliliği demekti.
Bunlar İslam hukukuna göre yaşamayı amaçlayan bir klasik İslamcı hareket için çok ciddi tavizlerdir. Fakat savunma haline geçmiş ve marjinalleşmiş harketler için, Türkiye'de yaşananlar yepyeni bir alternatif oldu.
Altuğ Akın: AKP'nin bir model olarak görülmesi sözkonusu mu sorusunu ortadoğu uzmanı Steven Cook'a da sorduk.
Steven Cook: Benim anladığım kadarıyla, birçok insanın beklentisi ve umudu, Tunus'taki Nahda ya da Mısır'daki Müslüman Kardeşler gibi örgütlerin, AKP doğrultusunda ilerlemesi.
Ülkedeki İslamcılar'ın temsil edildiği ancak resmi olarak tanımlanmış seküler bir rejim içinde yer bulan birer hareket haline gelmeleri umuluyor.
Ancak şunu tekrar etmek istiyorum: Washington ve Amerikan'ın müttefiklerinin Türkiye Modeli olarak ifade ettikleri yapıda, öncelikle ordunun ülkedeki siyaseti belirlediği ve aşırılıklara müsade etmediği bir rejim kastediliyor.
Mısır'daki Müslüman Kardeşler'le AKP arasında kurulan benzetmelerde de bir şeyin gözden kaçtığını düşünüyorum.
Bir parti değil de hareket halinde örgütlenen Müslüman Kardeşler, AKP'den daha çok Türkiye'deki Nurcu hareketle benzerlikler içeriyor.
"Türkiye'den birşeyler öğrenebilirsiniz" Altuğ Akın: AKP'nin oluşturacağı model Batı açısından ne gibi problemler barındırıyor? Mesela İsrail'e karşı sertleşen tutum, batının teşvik ettiği model içinde ne şekilde yer buluyor?
Steven Cook: Şurası kesin. Türkiye daha demokratik bir ülke halini aldıkça, öncelikle kendi çıkarları yönüne hareket etme gücünü de kazanıyor.
Bu ABD için bir sorun anlamına gelebilir.
Çünkü otoriter ya da Türkiye'de olduğu gibi yarı-otoriter rejimlerle işbirliği yapılırken, bu ülkeler ABD'nin çıkarlarına aykırı davranmazlar.
Ama şu an Türkiye'nin ABD'nin çıkarlarını düşünmekten önce, kendi belirlediği yönde hareket edebildiğini görüyoruz.
Roger Hardy: Sorunsuz, harika bir modelin olabileceğini sanmıyorum.
Birçok Türk için bu sürecin barındırdığı büyük problemler olduğu da açık.
Ama neticede AKP hâla ayakta ve hâla iktidar.
İslam-demokrasi-serbest piyasa denklemi üzerinde kurulu Türkiye modelini dışarıdan destekleyen George W. Bush gibi liderlerin hem Türkiyedeki İslamcılar tarafından çok sıcak karşılanılmadığı da ortada.
Ayrıca Araplara gidip, "Türkleri izleyin" demek de kabul görecek birşey değil.
Obama döneminde daha ustaca verilen mesaj ise "Türkiye ve Endonezya" gibi doğru yönde ilerleyen Müslüman ülkelerden öğrenilecek birşeyler olduğu yönünde.
Açıkça olmasa da Müslüman dünyasına söylenen "Türkiye'den birşeyler öğrenebilirsiniz."