ADANA (İHA) - Türkiye topraklarının yüzde 86'sının, hafiften şiddetliye doğru erozyon tehdidi altında olduğu bildirildi. Orman Mühendisleri Odası Doğu Akdeniz Şube Başkanı Selami Tece, Türk Tarım Orman Sen Şube Başkanı Bora Gergeroğlu, Tarım Orkam-Sen Şube Başkanı Kemal Kıvrak ve Adana Emekli Ormancılar Derneği Başkanı Cumali Can imzasını taşıyan ortak açıklamada, 20. yüzyılda hızla artan dünya nüfusunun, hızla ilerleyen teknoloji ve kentleşme, buna paralel olarak da insanların yaşam düzeylerinin giderek yükselmesi sonucunda; doğal kaynakların ve özellikle de ormanların aşırı derecede tahrip olmasına neden olduğunu ifade etti.
Artan ihtiyaçların düzensiz ve plansız bir şekilde sağlanması neticesinde, ekolojik dengenin bozulup, toprakların erozyonla taşınmasının arttığı, biyolojik çeşitliliğin azalıp, çevre kirliliğinin arttığına da dikkat çekilen açıklamada, "Bunlara bağlı olarak atmosferdeki karbondioksit oranı artmış ve ozon tabakasında değişmeler meydana gelmiştir. Bu durum, ilgili kurumları tedbir almaya yöneltmiştir" denildi.
Açıklamada ayrıca, ormanların topluma sunduğu 6 bin çeşit kullanım yeri bulunan odun hammaddesi ve odun dışı ürünler yanında toprağı koruma ve verimliliği artırması, su rejimini düzenlemesi, iklim üzerinde olumlu etkiler yapması, oksijeni en fazla üreten ekosistem olması, karbondioksit tüketmesi, çevreyi güzelleştirmesi, ulusal güvenlik bakımından çok önemli bir fonksiyon icra etmesi ile insanlar için vazgeçilmez bir öneme sahip olduğuna işaret edilen açıklamada şu görüşlere yer verildi:
"Ormanların, tam olarak ölçülemeyen, değer biçilemeyen işlevleri de vardır. Dünyanın erozyon haritasına bakıldığında yurdumuzun, Avrupa sınırlarından başlayıp Çin denizine kadar uzanan dağlık, engebelik haşin bir topografyanın hüküm sürdüğü bir kuşak üzerinde olduğu görülmektedir. Toprak biliminde erozyon; koruyucu örtüden yoksun toprağın, su ve rüzgar etkisiyle aşınıp taşınması olayıdır. Bugün Türkiye topraklarının yüzde 86'sı hafiften şiddetliye doğru çeşitli şiddette erozyon tehdidi altındadır. Bir karış toprağını düşmana kaptırmayan, yurt topraklarının her karışını şehit kanlarıyla sulayan bir milletin çocuklarına erozyon denilen düşmana yenilmek yaraşmaz. Bunun için ormanlarımız başta olmak üzere her türlü yeşilimiz, yaban hayatımız, yeteri kadar azalmadan, toprak su ve havamız her gün biraz daha kirlenmeden ve her yıl Kıbrıs adası kadar toprak kaybetmeden, bizden sonraki kuşaklara da temiz ve güzel bir vatan bırakmak istiyorsak gerekli önlemler gecikmeden alınmalıdır. Bu görev devletin olduğu gibi her türlü sivil toplum örgütleri ile tüm vatandaşlarımızın görevleri arasında olmalıdır."