KAHRAMANMARAŞ (İHA) - Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Oğuz Satıcı, Türkiye'nin dünya ekonomisi içerisindeki payını büyütmesi gerektiğini belirterek, "Bugün yürüyerek, koşarak değil sıçrayarak büyümemiz gereken 10 yıla ihtiyacımız var" dedi. Satıcı, Türkiye'de hala sert ve taviz verilmeyen para ve maliye politikalarının uygulanmasını IMF programına bağlamanın da son derece zararlı bir yaklaşım olduğunu ifade etti.
Türkiye İhracatçılar Meclisi, İstanbul Tekstil ve Hammaddeleri İhracatçıları Birliği (İTHİB) ile Kahramanmaraş Ticaret ve Sanayi Odası (KTSO) tarafından düzenlenen "Ücret ve Enerji Politikalarının Bölgesel Kalkınmaya Etkileri" konulu toplantısı Kahramanmaraş'ta yapıldı.
Toplantıda konuşan TİM Başkanı Oğuz Satıcı, çok yoğun geçen ve iddialı hedefler konulan bir dönemin içerisinde olduklarını belirterek, "Emek yoğun sektörlerin önemli ölçüde katkısı bulunan ihracatımızı 55 milyar dolar hedefine yaklaştırmak için ülkenin bir yanından bir yanına koşuyoruz. Sorunları dinliyor, çözümler yaratmaya çalışıyoruz" dedi. Türk ekonomisinin son 30 yılda makro büyüklüklerini rakamsal bazda artırdığını belirten Satıcı, Türkiye'nin dünya ekonomisi, ticareti ve rekabeti içinde payını büyütemediğini ifade etti. Satıca, şunları söyledi:
"Elimizdeki en önemli kaynak insan kaynağıdır. İnsan olmadıkça diğer girdilerin hiçbir önemi yoktur. Üstelik insan kaynağına istihdam yaratmanın sadece ekonomik bir boyuta sahip olmadığını da ifade etmek gerekir. Bugün yürüyerek değil, koşarak değil, sıçrayarak büyümemiz gereken hatta durmadan büyümemiz gereken 10 yıla ihtiyacımız var. Mevcut vergi, istihdam ve enerji politikalarıyla Türkiye'nin 10 yıl sonraki hali için bugünden olumlu düşüncelere sahip olmamız maalesef pek mümkün değildir. Hatta kendimizi iyi düşünmeye zorlasak dahi hayal gücümüz sosyal güvenlik açıkları, vergi kaçakları, kayıt dışı istihdam ve bürokrasinin paslanmış çarkları arasında öğütülmektedir"
Tablonun olumsuzluğunun insanları korkutmaması gerektiğini söyleyen Satıcı, "Son üç yılda başardığımız her şey bizlere gelecek için hala umut olduğunu göstermektedir. Hala kamuda rasyonel düşünen insanların varlığına inanıyoruz. Tek parti iktidarının geçmişe göre birçok sorunu daha hızlı ve kararlılıkla çözeceğine inanıyoruz" dedi.
Bugün birbirine entegre olmuş ekonomilerin hassas ve esnek yaklaşımlarla birbirine intibak ettirilmeleri sağlanırken, Türkiye'de hala sert ve taviz verilmeyen para ve maliye politikalarının uygulanmasını IMF programına bağlamanın son derece zararlı bir yaklaşım olduğunu ifade eden Satıcı, "Sorun tamamıyla günün gereklerine, bölgelerin gereklerine ve sektörlerin gereklerine uygun olarak ekonomi politikalarını ayin edemeyen bir anlayıştan kaynaklanmaktadır. Daha net söylemek gerekirse; ekonomi yönetimi vergiden istihdama kadar tasarladığı politikaları makro boyuttan mikro boyuta indirmekte zorlanmaktadır" diye konuştu.
Emek yoğun sektörlerin yüksek teknolojiyi kullanan sektörlere göre daha fazla enerji tükettiğini dile getiren Satıcı, "Buna rağmen Türk girişimcisi geride bıraktığımız 4-5 yılda verimlilik konusunda ciddi mesafeler kat etmiştir" dedi.
Hükümet tarafında çıkartılan teşvik yasasının bir kere daha gözden geçirilmesi gerektiğini belirten Satıcı, "Mutlak rakamları merkeze koyup, oradan tükettiğimiz projelerle bölgeleri kalkındıramayız. Aksine, bölgelerde hiç istemediğimiz zararlı bir rekabeti başlatabiliriz. Bu nedenle bölgeler, iller ve sektörler arasındaki gelişmişlik farklarını ortadan kaldıracak olan teşvikler ve projeler, daha önceden denenmiş ama başarılı olamamış örneklerden türetilmektedir" şeklinde konuştu.
"TÜRKİYE, TEKSTİLDE BAZI KALEMLERDEN ÇIKMALI" KTSO salonunda yapılan toplantının açılış konuşmasını yapan TOBB Başkan Vekili Mehmet Balduk, "Ülkemizde sürekli olarak Türkiye'nin tekstilden çıkması konuşuluyor. Tekstilin az gelişmiş ülkelerin işi olduğu söyleniyor" dedi. Türkiye'nin tekstilde belli kalemlerden çıkması gerektiği görüşünü savunan Balduk, katma değeri yüksek mallara ve teknik tekstile yönelinmesi gerektiğini kaydetti. Küresel ekonomide dışardan ucuz hammadde alınmasının gayet normal olduğunu ifade eden Balduk, ancak bunların da bir standardının olması gerektiğini belirtti. "Geçmiş dönemde Avrupa Birliği (AB) ile gümrük anlaşması imzaladık ancak, orada kendi çıkarlarımızı koruyamadı" diyen Balduk, şöyle devam etti:
"Gerek kur politikası yüzünden gerekse asgari ücret politikaları yüzünden tekstil sektörü anormal şekilde sıkıntıya girmiştir. Türkiye önümüzdeki 10 yıl içerisinde emek yoğun sektörleri taşıyacak bir strateji uygulamak zorundadır. Eğer bunu yapamazsa kısa vadede önlemler alarak bu sektörleri yaşatmalıdır. Bu arada kamu da üzerine düşen görevi yapmıyor. Özellikle ithalat ve ihracatın bağlı bulunduğu müsteşar ve bakanlıklar yapıyor gibi görünüyor ama yapmıyor. Sonuçta da iplikçi dokumacıyla, dokumacı konfeksiyoncu ile sürekli kavga halinde bulunuyor"
Toplantıda söz alan İTHİB Başkanı İsmail Gülle ise sanayicilerin yasal kurallar içinde, ahlaki kurallara göre da uyarak kar etmeleri gerektiğini belirterek, "Cumhuriyetin 100.yılını kutlayacağımız 2023 senesinde enerjide yüzde 75 dışa bağımlı olacağımız biliniyor. Bunlar dehşet verici bir durum" dedi.