LONDRA(ANKA)– Dünyanın önde gelen insan hakları örgütü Uluslararası Af Örgütü, geçen yıldaki gelişmeleri değerlendirdiği 2009 Raporunda Türkiye'ye eleştiri yağdırdı. Raporda "Ergenekon" soruşturmasından AKP kapatma davasına, türbandan Engin Çeber'in ölümü ve taş atan çocuklara kadar Türkiye'nin gündemine damgasını vuran birçok konu ve olaya yer verilirken, işkence ile ilgili duyumların arttığına da dikkat çekildi. Raporda, "Ergenekon" için "çığır açan" dava ifadesi kullanıldı.
Uluslararası Af Örgütü 2009 Raporu'nu Londra'da düzenlenen bir basın toplantısında açıkladı. 400'ü aşkın sayfadan oluşan raporun Türkiye ile ilgili bölümünde 2008 yılında yaşanan gelişmeler değerlendirilirken "İnsan hakları, siyasi istikrarsızlık ve askeri çatışmalar ortamından olumsuz etkilendi" denildi. Raporda şu görüşlere yer verildi:
"İşkence ve kötü muamele olaylarına ilişkin duyumlar artarken aykırı görüşler ifade edenler haklarında dava açıldı ve gözdağı verildi. Barışçıl toplantı hakkı reddedildi ve güvenlik güçler gösterileri dağıtırken aşırı güce başvurdu. Anti terör yasaları, ifade özgürlüğünü kısıtlamak için kullanıldı."
Siyasi gerilimler ve istikrarsızlığın, Anayasa Mahkemesi dahil kutuplaştırıcı davaları körüklediği savunulan raporda PKK ile TSK arasındaki "çatışmalara" da dikkat çekildi.
-ERGENEKON: "ÇIĞIR AÇAN DAVA"-
Uluslar arası Af Örgütü, yeni raporunda Ergenekon davasına yer verirken davayı "çığır açan" dava olarak niteledi. 2008 yılına ilişkin olarak aralarında üst düzey emekli subayların da bulunduğu 86 kişinin "siyasi cinayetler ve şiddeti kışkırtarak seçilmiş hükümeti şiddetle devirmeyi amaçlayan bir komplo" ile ilgili çeşitli suçlarla itham edildiği belirtildi.
-AKP DAVASI-
AKP ve DTP hakkındaki kapatma davaların "Örgütlenme hakkını tehdit eden" davalar olarak nitelendiği raporda, iktidardaki AKP'nin laiklik karşıtı eylemlerin odağı olduğu gerekçesiyle kapanmakla karşı karşıya kaldığı vurgulanırken DTP'nin de ülkenin birliği ve bütünlüğüne karşı eylemlerle suçlandığı kaydedildi.
-TÜRBAN-
Af Örgütü, Anayasa Mahkemesi'nin üniversitelerde türban yasağının kaldırılmasına ilişkin değişikliğini iptal ettiğine dikkat çekerken, "Ancak mahkeme kararı, başkaların haklarına dayalı din ve vicdan özgürlüğüne bu kısıtlamanın gerekliliğini uygun bir biçimde kanıtlamadı" yorumu yapıldı.
-PKK, KÜRT KÖKENLİ VATANDAŞLAR-
2009 Raporunda Af Örgütü, Türkiye'de sık sık "bilinmeyen kişilerce" gerçekleştirilen bombalı saldırıların sivillerin ölümüne ve yaralanmasına yol açtığına işaret ederken sınır ötesi operasyonların yapıldığı kaydedildi. Raporda, "Bu çatışma ortamında Kürk kökenli Türk vatandaşları, bilinmeyen kişi ve gruplarca gerçekleştirilen, artan taciz ve saldırılarla karşı karşıya kaldılar" sözlerine de yer verildi.
-İFADE ÖZGÜRLÜĞÜ-
Af Örgütü'nün Türkiye ile ilgili olarak üzerinde durduğu diğer bir konuyu ifade özgürlüğüne yönelik kısıtlamalar oluşturdu. "İnsan hakları savunucuları, yazarlar, gazeteciler ve başkaları, adaletsiz bir biçimde haksız yasaların kapsamında yargılandı, yargıçlar ve savcıların keyfi kararlarına maruz kaldı" iddiasına da yer veren örgüt, TSK'nın 301. maddesinin değiştirilmesine rağmen, "ifade özgürlüğünün haksız bir kısıtlaması olarak kaldı" görüşü dile getirildi.
-ENGİN ÇEBER OLAYI-
İşkence ve kötü muamele olaylarına ilişkin duyumların, 2008 yılında arttığı da öne sürüldüğü raporda özellikle Engin Çeber'in gözaltında tutulduktan sonra hastanede ölmesi üzerinde duruldu. Otopsi raporun Çeber'in başına vurulan darbelerin sonucunda vefat ettiği belirtildiğine dikkat çekilirken, "Adalet Bakanı Engin Çeber'in ailesinden özür diledi ve ölümün işkence sonucunda meydana gelmiş olabileceğini kabul etti" denildi.
-TAŞ ATAN ÇOCUKLAR-
1 Mayıs'ın Taksim Meydanı'nda kutlanmasına yine izin verilmediğine vurgu yapıldığı raporda, Güneydoğu'da yapılan protesto gösterileri ile yargılanan çocukların da üzerinde duruldu. Bu çerçevede Diyarbakır Yenişehir Belediyesi Korosu üyesi dokuz çocuğun Kürtçe marşı söyledikleri için Terörle Mücadele Yasası kapsamında yargılandığı, daha sonra da beraat ettiği kaydedildi. Bu arada, gösterilere ilişkin olarak 100'den fazla çocuk hakkında 20 yıldan fazla hapis cezasını öngören suçlar gerekçesiyle dava açıldığı da belirtildi.