HABER

Unakıtan'dan vergi indirimi taleplerine ret

Unakıtan'dan vergi indirimi taleplerine ret

ANKARA (İHA) - Maliye Bakanı Kemal Unakıtan, 8 aylık bütçe uygulama sonuçlarıyla ilgili düzenlediği basın toplantısında gazetecilerin sorularını cevaplandırdı. Bir gazetecinin Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'in özel okullarda KDV indirimi ve EPDK Başkanı'nın benzinde ÖTV indirimi taleplerini hatırlatması üzerine Unakıtan, hükümetin bir mali ekonomik politikası olduğuna dikkat çekerek, bütçenin hassasiyet gösterdiğini söyledi. Bazı olaylarda insanların aklına hemen vergi indirimlerin gelmesinin doğru bir yöntem olmadığını ifade eden Unakıtan, bunun bir hesap kitap meselesi olduğunu, her zaman vergi indiriminin fiyatları düşüreceği anlamına gelmediğini kaydetti.

Dershanelerde uygulanan vergi indirimine rağmen fiyatlarda değişiklik olmadığını, özel okullarda da aynı durumun geçerli olacağını dile getiren Unakıtan, "Özel okula 6-7 milyar verirken, vergi indirimiyle 600-700 milyon indirim olacak. 6 milyarı veren 600 milyonu da verir" değerlendirmesini yaptı. Aynı durumunun benzinde de geçerli olduğunu kaydeden Unakıtan, benzinde ÖTV'nin sabit olduğunu, fiyat arttıkça verginin artmadığını aksine düştüğünü ifade etti. Akaryakıt fiyatlarının dünya piyasalarında belirlendiğini ve Türkiye'nin de enerjide yüzde 90 dışa bağımlı olduğunu hatırlatan Unakıtan, "Vergi indirimi kolaycılığa kaçmaktır. Biz yılbaşından beri vergi artırmıyoruz.

Fiyat arttıkça bizim vergimiz yüzde olarak düşüyor" dedi.
Başka bir soru üzerine Unakıtan, 3 yıllık bütçesine açıklayan Türkiye'nin vergi oranlarını da açıklaması gerektiğini belirterek, bu konu üzerinde çalışmalarının devam ettiğini söyledi.

"İSTEYEN ÇOK, AMA VEREN YOK" Bakan Unakıtan, gelirlerin arttığını görerek masrafları artırmanın rehavete kapılmanın tam ağa babası olacağını belirterek, mali disiplinde tavizin söz konusu olmadığını, amaçlarının yıl sonu hedeflerini tutturmak olduğunu ifade etti. Hazine rakamlarıyla bütçe rakamlarının birbirine uymamasını nakit akışını ve KİT'lerin gelirlerine bağlayan Bakan Unakıtan, devletin hesabının her zaman tutacağını belirtti.
Bir gazetecinin, işveren sendikalarının asgari ücret üzerindeki vergi yükünün azaltılmasına yönelik isteklerinin hatırlatması üzerine Unakıtan şöyle konuştu:
"İsteyen çok, ama veren yok. Kimler neler istiyor benden bir bilseniz. Ama şimdi eskisi kadar istemiyorlar, bu Maliye Bakanı vermiyor diye. Her isteyene vermiyoruz. Ne demekmiş ek ödenek. Bana gökten para yağmıyor ki. Herkes kendisine verilen ölçüde hareket etmek zorundadır. Beklenmedik bir şey olursa, beklenmedik fonlarımız devreye girer. Vermezseniz burada yatarım, ölürüm, 'Bu millet batar' diyenler oldu, ama şimdiye kadar da kimse ne mahvoldu ne de öldü. Aksine memleket daha güzel oldu. Hesabını bilmeden harcama söz konusu olamaz."

"İSTİHDAM ÜZERİNDEKİ VERGİ YÜKÜNÜN AZALTILMASI GEREKİR" Maliye Bakanı, istihdam üzerindeki vergi yükünün sosyal sigortalar primleri nedeniyle yüksek olduğunu, ancak Türkiye'deki istihdam üzerindeki verginin azaltılması gerektiğini söyledi. Bu konuyla ilgili Çalışma Bakanlığı, Devlet Planlama Teşkilatı ve Hazine ile birlikte çalışmaların devam ettiğini kaydeden Unakıtan, bu konuda ekonomik hesapların yapıldıktan sonra siyasi iradenin teşekkül edeceğini ifade etti. "Hesapsız adım atmamız mümkün değil" diyen Unakıtan, artık israf devrinin bittiğini aksi takdirde bedelini daha önce olduğunu gibi kafasını duvarlara çarpa çarpa ödeyeceğini söyledi. Milyonlarca insanın işsiz kaldığı dönemlerin artık bittiğini belirten Unakıtan, konuşmasına şöyle devam etti:

"Özelleştirmeyi niye yapıyorsun diye soruyorlar. Çünkü özelleştirilen kurumlar siyasilerin elinde çiftlik olmuş. 6 bin kişinin çalışacağı yerde 17 bin kişi çalışıyor. İskenderun Demir Çelik Fabrikası'nda da öyle olmuş. Bugüne kadar devlete 3.7 milyar dolar zarar ettirdi. Zarar edenleri satıyorum, kar edenleri de satacağım ki onlarda siyasilerin çiftliği olmasın. Şaibe ve yanlışlıklara uğramasınlar. Devlet düzenleme ve denetleme görevini yapar. Hem iktisadi faaliyet hem düzenleme olmuyor. Demir perde o işi bıraktı özelleştirmesini bitirdi, biz hale ne işlerle uğraşıyoruz. Fabrikalar kapanıyor, üretim yapılmıyor ama çalışanlara maaş ödeniyor. Millet verdiği vergilerin peşine düşmeli. 'Nasıl verirsiniz benim vergilerimi' demeli. Biz burada yaptığımız toplantılarla hükümete şeffaflık, hesap verebilirlik ve bilgi verebilirlik mecburiyeti getirdik."

"TMO DAHA AZ MAL ALSAYDI DAHA RAHAT EDERDİK" Bir gazetecinin, sosyal güvenlik açıklarıyla tarım desteklerinin bütçeye baskı yapıp yapmadığını sorması üzerine, tarımın desteklenmeye ihtiyacı olan bir sektör olduğunu hükümetin de mazot, gübre, Doğrudan Gelir Desteği ve prim destekleriyle bunu bütçe imkanları doğrultusunda yaptığını belirterek, bunların tamamının bütçe hesaplamaları içinde yapıldığını söyledi. Sağlıkta yaşanan reformların da ek yükler getirdiğini, ancak bunların şimdilik ek tedbir getirmediğini ifade etti.
TMO'nun çiftçiden aldığı buğdayın parasını ödemek için sürekli borç aldığının hatırlatılması üzerine Unakıtan, TMO'nun çiftçileri zor durumda bırakmamak için bu sene alımları fazla yaptığını, ancak bu alımı daha sonra iç piyasaya ve un ihracatçısına dünya fiyatlarından satmak için yaptığını belirterek, "Un ihracatçısına yapılan satıştan dolayı hazineye bir yük gelecek, ancak bu TMO'nun aldığı toplam ürün kadar değil. TMO daha az mal alsa daha rahat ederdik, ancak o malların büyük bir kısmı 2006 yılında satılacak" şeklinde konuştu.

En Çok Aranan Haberler