MERSİN (İHA) - Mersin Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Mikrobiyoloji Ana bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Gürol Emekdaş, mevsimsel grip aşısı üretme tekniği neyse domuz gribi aşısında da aynı tekniğin kullanıldığını ifade ederek, aşı hakkındaki endişelerinse yersiz olduğunu söyledi.
Prof. Dr. Gürol Emekdaş, MEÜ sağlık Meslek Yüksekokulu tarafından düzenlenen; 'Domuz Gribi-Pandemik İnfluenza' konulu panelde yapmış olduğu konuşmasında; influenza A virüsleri ile H1N1 virüsünün yapısı ve özelikleri hakkında bilgiler verdi.
Domuz gribinin influenza virüslerinden H1N1 tipi virüsün neden olduğu viral bir hastalık olarak öne çıktığını vurgulayan Emekdaş, bu nedenle de gribin mevsimsel ve kuş gribi etmenlerinin karışımıyla ortaya çıktığını savundu. İnfluenza virüsünün genetik olarak çok fazla değişim gösterme, mutasyona uğrama özelliğine sahip olduğunun belirten Emekdaş, 1918'li yıllardan bu yana benzer pandemilerin dünyada görüldüğüne dikkat çekti.
Domuz gribinden korunmak için uygulanan aşı yöntemleri ve aşı içerikleriyle ilgili açıklamalarda da bulunan Prof. Dr. Emekdaş, "Şu an mevsimsel grip aşısı üretme tekniği neyse domuz gribi aşısı üretme tekniği de aynı. Bu nedenle aşı hakkındaki endişeler yersiz. Ama buna rağmen yine de uyanık olmakta da fayda var" diye konuştu. Gürol Emekdaş, domuz gribi ile ilgili laboratuar tanılarının gelişigüzel yerlerde yapılamayacağını ve Türkiye'deki yetkili laboratuvarların Ankara'daki Hıfzısıhha Merkezi ile İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi İnfluenza Merkezi olduğunu hatırlattı.
MEÜ Tıp Fakültesi Klinik Mikrobiyoloji ve Enfeksiyon Hastalıkları Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Özlem Kandemir ise, domuz gribine dair klinik bulgular, bu bulguların sıklığı ve laboratuvar bulguları hakkında açıklamalarda bulundu. Domuz gribinin, diğer grip türlerinden farkının; bulaşma yolları, risk grupları ile korunma ve tedavi yöntemleri olduğunun altını çizen Kandemir, mevsimsel gripte ölüm oranı yüzde 0.1 iken, domuz gribindeyse bu oranın şimdilik yüzde 0.6 olduğuna işaret etti.
Dünya Sağlık Örgütü verilerine dikkat çeken Kandemir, 22 Kasım 2009 tarihi itibariyle domuz gribinden ölenlerin sayısının 7 bin 826 olduğunu, Türkiye'de ise 7 Aralık 2009 tarihine kadar ölenlerin sayısınınsa 296 olduğu bilgisini verdi ve 113'ü yoğun bakımda olmak üzere toplam 347 hastanın da yatakta tedavi gördüğünü anlattı. H1N1 virüsünün damlacık ve temas yoluyla kolayca bulaşabildiğinin altını çizen Doç. Dr. Özlem Kandemir, özellikle altta yatan KOAH, astım, diyabet gibi hastalığı olanlar ve gebelerin risk grubunda olduğunu söyledi.
Hastalığın tedavisine ilk 48 saat içinde başlanması gerektiğini ve antibiyotik kullanımının sıkıntılı bir konu olduğunu dile getiren Kandemir, bireysel korunma, evde tedaviye yönelik öneriler, hastanın evde uyması gereken kurallar ile birinci basamak sağlık kuruluşlarına başvuran hastaların hastaneye sevk edilme kriterleri hakkında da bilgi verdi. Aşının, hastalıktan korunmada önemine de değinen Kandemir, her ülkede domuz gribi aşısı bulunmadığını hatırlatarak herkese aşı olunması çağrısında bulundu.