İshal vakalarında herhangi bir salgın durumunun sözkonusu olmadığını, ancak yine de vatandaşların özellikle tükettikleri besinlerin temizliğine dikkat etmesi gerektiğini belirten Dr. Ofluoğlu, son 3 aylık dönemde 89 dizanteri vakasının da görüldüğünü kaydetti. Dr. Ofluoğlu, ishalin bulaşma yollarının başında mikroplu besinlerin yenmesi olduğunu ifade ederek, özellikle çocuk ve yaşlıların bu konuda çok dikkatli olmaları gerektiği uyarısında bulundu.
Ham meyvelerin aşırı miktarda yenmesiyle birlikte ishal vakasını artırdığına işaret eden Dr. Ofluoğlu, "Yağlı yiyeceklerin bolca tüketilmesi, alkolün bazı ilaçlarla birlikte alınması ve yolculuk ishalin nedenleri arasında gösterilebilir. Mikroplar vucuda kirli eller, yıkanmadan yenen sebze ve meyveler, çöpler, kara sinekler ve temiz olmayan su tüketilmesi ile bulaşır. Belirtileri ise başlangıçta kramp tarzında karın ve mide ağrıları, bulantı, kusma, bol bol sulu ve bazen balgamlı dışkı, ilerledikçe baş ve kas ağrıları, zaman zaman ateş, halsizlik, kırgınlık ve iştahsızlık. İshalli kişiler dışkı yolu ile su ve elekrolit kaybederler. Eğer ağızdan verilen sıvılarla kayıplar karşılanmassa vucuttaki sıvı boşalır. İshalde en büyük tehlike budur" dedi.
İshalin tedavisinde 3 önemli ilke olduğunu ifade eden Dr. Ofluoğlu "Birincisi ishalle kaybedilen sıvı ve elekrolitlerin mümkünse ağız yolu ile geri konması, ikincisi beslenmenin sürdürülmesi, üçüncüsü belirtiler devam ediyorsa hekime tedavi olunmasıdır. Ancak ishal vakalarının çoğu hafif ve orta derecedeki vakalardır ve evde tedavi edilebilir. Hafif vakalarda genel durum iyi görünür, inatçı kusma ve ateş yoktur. Bu vakaların çoğu virüs denen mikroplara bağlıdır ve 3-5 gün içinde kendiliğinden düzelirler. Antibiyotikler virüsleri öldürmediğinden ishal vakalarının çoğunda antibiyotik kullanmaya ihtiyaç yoktur. İçinde kan ve mukus olan yüksek ateş ve şiddetli karın ağrısı ile giden ishal vakalarında ise antibiyotik gerekebilir" diye konuştu.
Dr. Ofluoğlu, ishal vakalarında diyetin önemli yeri olduğunu kaydederek, "İshal tedavisinde en önemli ilke beslenmenin sürdürülmesidir. Genelde ishal belirtileri bitene kadar yağlı yiyeceklerden uzak durulmalıdır. Bununla birlikte ishal sırasında verilebilecek en uygun besinler pirinç, patates, ekmek, yağsız et, yoğurt, iyi yıkanmış temiz meyve ve sebzelerdir. Eski inanışın tersine ishal sırasında özellikle çocukların aç bırakılması yanlış ve zararlı bir uygulamadır" şeklinde konuştu.
Bu yılın son 3 aylık döneminde ishal vakaları hakkında da bilgiler veren Dr. Alptekin Ofluoğlu, "Temmuz ayında 2 bin 140, Ağustos ayında 2 bin 725 ve Eylül ayında ise 2 bin 173 kişide ishal vakası görüldü. İlimize ait rakamlar herhangi bir salgın durumunu göstermemektedir. Çünkü ishallerin mevsimsel özelliğine bağlı olarak ham meyvelerin aşırı yenmesi, fındık mevsimi olması, yağlı yiyeceklerin bol tüketiliyor olması, artan izin ve tatil dönüşleri ve yolculukların artması gibi etkenler nedeniyle bu aylarda ishal vakalarında beklediğimiz bir artış mevcuttur" dedi.
Kaynak: İHA