BİZE ULAŞIN
ANKARA (CİHAN)- Vural, Başbakan'ın bu sözleri doğrultusunda Cumhuriyet savcılarını göreve çağırdığını kaydetti.
MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural, TBMM'de bir basın toplantısı düzenledi. Konuşmasında ilk olarak İstanbul'un 2020 olimpiyatlarına ev sahibi olmak için yaptığı yarışı finalde kaybetmesine ilişkin değerlendirmelerde bulundu. MHP'li vekil, "Maalesef olmadı. Olimpiyatlarda İstanbul 2020'nin tercih edilmemesi meselesini politize etmemek lazım. Bundan politika oluşturmamak, çıkartmamak gerekiyor. Sebep-sonuç ilişkilerini ortaya koymak suretiyle neler yapmamız gerekir, nasıl başarılı olmamız gerekir bunları değerlendirmek lazım. Böyle bir konuyu politik çekişme, çatışma, kutuplaşma aracı haline dönüştürmemek lazım." diye konuştu.
Türkiye'nin kaybettiği bir ortamda bunu bir politik çekişme alanı haline dönüştürmenin, politize etmenin son derece yanlış olacağını dile getiren Oktay Vural, "Bu mesele ben ve o meselesi değildir, biz meselesidir. Dolayısıyla bu konuda sanal kutuplaşmalar bu eksende meydana getirmenin çok sağlıklı bir düşünce olmadığı kanaatindeyim." değerlendirmesinde bulundu.
SURİYE'YE YAPILACAK MÜDAHALENİN ASIL HEDEFİ İRAN'DIR
Açıklamasında kimyasal silah kullanmasının ardından Suriye'ye olası müdahaleye ilişkin de konuşan MHP Grup Başkanvekili, "Suriye'ye yapılacak müdahalenin asıl hedefi İran'dır" iddiasında bulundu. Vural, "Bu müdahalenin asıl amacı doğrudan doğruya İsrail'in bölgedeki menfaatlerini korumak amacına yönelik olduğunu, bölgede İsrail'e yönelik bir takım tehditleri ortadan kaldırmaya yönelik olduğunu ortaya koyuyor." diye ekledi.
ÖNEMLİ OLAN BAYRAĞI YERE KOYDURMAMAK
Başbakan Erdoğan'ın Rusya'da gerçekleştirilen G-20 Zirvesi'nde daha önce birçok kez yaptığı gibi bayrağı yerden alıp cebine koymasını da değerlendiren Vural, "Ben buradan Sayın Başbakan'a bir çağrıda bulunmak istiyorum. Biz G-20 üyesi ülkesiyiz. G-20 üyesi ülkesi olarak bu tip organizasyonlarda bu tip sahnelerle karşılaşmamak için önceden tedbir almanız gerekiyor. Önemli olan o bayrağı yere koydurtmamaktı. Türk Bayrağını böyle bir daha yerlerde görürsem gelmem ha bir de one minute orada çekecektin sen." ifadelerini kullandı.
BAŞBAKAN'A, 'HAÇLI' YANITI
Başbakan Erdoğan'ın "Çanakkale'de bir Haçlı seferidir" sözlerine ilişkin açıklamalarda da bulunan Oktay Vural, "Bir kere bizim Haçlı seferimiz olmadı. Haçlı seferleri İslam'a karşı oldu. Ne demek bizim Haçlı seferlerimiz. Haçlı seferleri bize ait değil. Kullandığın kelimelere dikkat et. Sen kimin yanındasın şimdi Suriye'de. Mısırlı kardeşlerine darbe yapan, katliam yapanlarla birliktesin. Yani Haçlılarla birliktesin. Sen şimdi kimin yanında savaşıyorsun, sen şimdi kimin yanında yer alıyorsun, onun cevabını ver millete. Sen şimdi ABD, İsrail, Fransa ile birlikte Suriye'ye karşı savaş açıyorsun, kim var yanında? 55 İslam ülkesinden hangi birisi var, 22 Arap ülkesinden hangisi var? Millete maval okuyorsun sen. Haçlılarla hangi masalarda neleri konuşuyorsun? İslam dünyasının yeni siyasi Lowrance olmaya neden bu kadar gönüllüsün, bunu açıkla?" diye konuştu.
ÇEKİLME ADLI BİR TİYATRO OYNANIYOR
Son olarak KCK'nın çekilmenin sona erdiğine dair açıklamasına ve PKK'nın çekilme sürecine ilişkin konuşan MHP Grup Başkanvekili, "Gerçekten bunun çekilme olmadığını, TSK'nın çekildiğini ifade ettik. Maalesef PKK çekilmiyor, TSK çekiliyor. PKK aksine milisleriyle bütün alana hakimiyetini sağlıyor. Çekilme adlı bir tiyatro oynanıyor. Bu AKP ve PKK tarafından. Gerçekten bir tiyatrodur. Çekilme durdu diye açıklama yapıldı. Zaten çekilme yoktu ki. Zaten siz çekilme olmamak üzere AKP ile anlaşmıştınız, ne çekilmesi ya, kimi kandırıyorsunuz siz? Bu açıklama PKK'nın Türkiye'de varlığını meşru gösteren AKP'nin aymazlığının bir sonucudur. TSK zaten operasyon alandan çekilmiştir. Bu durumda PKK çekilme durdu diyor, zaten çekilme yoktu ki." şeklinde konuştu.
BAŞBAKAN'A: BOSTAN KORKULUĞU MUSUN?
Ardından Başbakan Erdoğan'ın geri çekilmeye ilişkin sözlerini aktaran Oktay Vural, şöyle devam etti: "Başbakan vurdumduymaz, gözleri var görmüyor, kulakları var duymuyor. PKK'yı meşrulaştırdın, muhatap haline aldın. Başbakan vurdumduymaz. PKK'ya katılımlar var ama, asayiş birimleri kurulmuş ama KCK'da böyle olmuştu ama diyen bir Başbakan ya, bostan korkuluğu musun, Başbakanlık yan gelip yatma yeri değil ya. Bu nasıl bir çözümdür. PKK milisleriyle asayiş birimi kuracak, haraç toplayacak, ihalelerden pay alacak, KCK derinleşecek, Başbakan ama diyecek. Anlaşılmaktadır ki çözüm bunları meşrulaştırmak amacıyla yapılıyor. Burada Başbakan'ın bu sözleri doğrultusunda Cumhuriyet savcılarını göreve çağırıyorum. Bu ülkede Başbakan'ın gözetiminde ve müsamahasında PKK terör örgütü milis haline gelip asayiş birimleri kuruyor. Örgüt propagandası yapıyor, haraç adı altında vergi adı altında haraç topluyor. Ben de bunların olduğu yerde Cumhuriyet savcıları ne iş yapıyor diye soruyorum. Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı'nın PKK'nın asayiş birimleri kurduğu, haraç topladığı, adam topladığı gerçeğini ifade ederken KCK paralel devlet yapılanması orada oluyoru ifade ederken bu yargı bu devlet uyuyor mu? Başbakan'ın bu yaklaşımıyla görülmektedir ki Türkiye PKK'nın Türkiye'de silahlarıyla birlikte var olmasını kabul etmiş ve meşrulaştırmıştır."
