WASHINGTON (İHA) - Washington yönetiminin yanı sıra, ABD'deki resmi ve gayri resmi Türk çevreleri de Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın bu ay sonlarına doğru gerçekleştireceği ziyarete hazırlanıyor. Washington'da 3-4 gün kalacak Erdoğan'ın, New York ve Boston'da da çeşitli temaslarda bulunacağı belirtiliyor. Erdoğan'ın, ABD'li yetkililerle yapacağı resmi görüşmelerde ise 'Irak, Ortadoğu, NATO zirvesi ve Kıbrıs' konularının yanı sıra ekonomik ilişkilerin geliştirilmesi yönündeki talebini de gündeme getireceği bildiriliyor.
Washington'daki resmi Türk çevrelerinden bir yetkili, İHA'ya yaptığı açıklamada, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın ziyaretinin, 'New York, Boston ve Washington' ayağının bulunduğunu kaydediyor. Ziyaret sırasında 3-4 gününü Washington'da geçirecek Erdoğan'ın, resmi görüşmelerinde Irak, Ortadoğu, NATO zirvesi ve Kıbrıs konularının ele alınmasının beklendiğini vurgulayan yetkili, ayrıca Başbakan Erdoğan'ın, ekonomi ve ticari alanlardaki ilişkilerde de bir ivme isteyeceğini vurguluyor.
'KONGRENİN DİLİ' VE KIBRIS SORUNU
"8.5 milyar dolarlık kredi meselesinde Kongre'den çıkan dil, Türk hükümeti için sıkıntı meydana getirir nitelikte" diyen yetkili, "Ancak temaslar sürüyor. Henüz sonuca varılmadı. Erdoğan'ın gelişine kadar çözülme şansı da yüzde 50" görüşünü savunuyor.
Washington yönetiminin Kıbrıs politikasının, Türk-ABD ilişkilerinin genel çerçevesinden bağımsız olduğunu ifade eden Türk yetkili, "Kıbrıs çözülürse, AB'de (Avrupa Birliği) Türkiye rahatlar diye yaklaşılıyor. Bu politika, meselenin çözümüne yardımcı değil, süreci kolaylaştırmıyor. ABD'nin tutumu, BM (Birleşmiş Milletler) Güvenlik Konseyi kararlarının arkasında durmak oldu. Bu da, üreticilikten yoksun" diyor.
Türk yetkili, bu yıl ABD'nin Kıbrıs politikasında bir değişme olabileceğinin de altını çizerek, " 'Hep Türkiye'ye yüklendik' demeyecekler, kendi kendilerine. Ama Amerika'nın önüne farklı bir şey konulursa, olumlu tepki verir diye düşünmek de mümkün. Bu yapılmadan, seçim ortamında, Kıbrıs'ta Türkiye lehine sonuç beklemek nafile olur" diye konuştu.
Türkiye'nin önce kendi içinde oluşturup, Kıbrıs Türk tarafıyla pişirip geliştirdiği girişimin, neticede Annan planı esaslarına dayandığını kaydeden yetkili, "Elbette Annan planında değişiklikler önerilecektir. Hazırlıklar, belli bir çizgide tutulabildiği takdirde, 1 Mayıs 2004 öncesi işi neticeye götürebilecek nitelikte" görüşünü ifade ediyor.
"IRAK'IN KAYNAKLARI, IRAKLILAR'A AİT"
31 Aralık Kerkük olaylarının, herkes için uyarıcı olduğunu belirten Türk yetkili, "Türkiye'nin görüşleri, istikrarlı, açık, şeffaf ve doğrudur. Hiç kimse şimdiden, 'Ben şunları istiyorum gerekçeleriyle, Irak'ın geleceği tartışmalarına ipotek koymamalı. En dürüst, açık politika Türkiye'nin. Irak'ın kaynaklarından, bütün Irak halkı eşit yararlanmalı" diyor.
Yetkili, Körfez Savaşı'ndan bu yana Irak'ın, 'Türk-Amerikan ilişkilerinde terazinin ibresi' olduğunu vurgulayarak, "İlişkileri sarsıntıya uğratacak güce sahip olduğu da görüldü. İki taraf da bu meseleyi doğru götürürse, daha çok yakınlaştırır. Yapamazsa, ilişkiler kopmaz ama tatsızlaşır, yakın bir ilişki olmayabilir" uyarısında bulunuyor.
Kuzey Irak'taki PKK unsurlarıyla mücadelede ABD ile bir sıkıntı bulunmadığını söyleyen Türk yetkili, "Sorun, hala orada durmaya devam ediyor. Ama hareketsizlik olduğu izlenimi doğru değil. Bu konu, heyet ziyaretlerinde ele alındı. Siyasi temaslarda da her fırsatta gündeme geliyor. Vakitli çözülmeyeceğine dair bir izlenimimiz yok" diye konuşuyor.