Yalnızlık duygusunun kişiyi yanlış düşünce ve inançlara sürüklediğini ve bunun da bağışıklık sistemini alt üst ettiğini belirten uzmanlar, yalnızlık duygusunun bilimsel çalışmalarla ortaya konmuş çeşitli hastalıkların sebebi olduğunu söyledi.
Yalnız olmakla yalnızlık duygusunun karıştırılmaması gerektiğini ve yalnızlığın değil yalnızlık duygusunun kişiyi hasta ettiğini belirten Klinik Psikoloğu Meral Avcı, “Kalabalıklar içinde bile, yalnızlık duygusu yaşayan pek çok insan var. Bu yalnızlık duygusunu yaşayan kişi ‘beni kimse sevmiyor’ gibi çarpık düşüncelere kapıldığında ise hastalıklara da kapısını açıyor, çünkü bu düşünceler stres hormonunu tetikleyip bağışıklık sistemini çökertiyor” dedi.
Toplumda insanın doğasına aykırı bir durum olarak kabul edilen yalnızlığın bir tercih ya da zorunluluktan kaynaklanabileceğini belirten İzmir Kent Hastanesi Klinik Psikoloğu Avcı, hasta eden ’yalnızlık duygusu’na dikkat çekti. Bazı insanların isteyerek ya da istemeyerek ’yalnız yaşamak’ zorunda kalabileceklerini belirten Avcı, "Bazı insanların seçimi yalnızlık olabilir. Güvensiz ilişkilerden, insanların oluşturmuş olduğu olumsuz duygulardan korunmanın bir yolu olarak insanlar, yalnızlığı tercih edebilirler. Yalnızlıktan çok da memnun olabilirler. Bazı insanlar ise istemediği halde yalnız olabilir ve bu durumda yaşamak zorunda kalabilirler. Aslında yalnız olup, olmamaktan daha önemli olan nokta ‘yalnızlık duygusu’dur. Kişi, yalnız olmadığı halde de bu duyguyu yaşayabilir. Kalabalıklar içinde bile, yalnızlık duygusu yaşayan pek çok insan bulunmaktadır. Yalnızlık duygusu önemlidir, çünkü tüm olumsuz duygular gibi yalnızlık duygusu da, kişinin bağışıklık sistemini olumsuz etkiler” diye konuştu.
Migrenden yüksek tansiyona kadar
Yalnızlık duygusunun çeşitli hastalıklara yol açtığına dair çok sayıda bilimsel çalışma bulunduğunu kaydeden psikolog Avcı, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bağışıklık sisteminin olumsuz etkilenmesi demek kişinin, sindirim sisteminden tutun da migrene, yüksek tansiyona kadar birçok hastalığa yatkın hale gelmesi demektir. Yalnızlık duygusu kişiyi, kendi benliğiyle ilgili ‘hiç kimse beni sevmiyor demek ki kötü bir insanım’ gibi düşünce genellemelerine, kendi durumuyla ilgili ‘hayatımın sonuna kadar yapayalnız kalacağım’ gibi inançlara yönlendirebiliyor. Bu inanç ve genellemeler, gerçekle tam olarak bağdaşmayabilir. Gerçekle bağdaşmayan bu inanç ve genellemeler, psikolojide ‘çarpık düşünceler’ olarak tanımlanır. Esas soruna neden olan aslında yalnızlık değil, yalnızlık duygusunun, kişide oluşturduğu bu düşüncelerdir. Bu düşünce açısı, vücutta stres hormonlarını tetikleyerek, alarm reaksiyonunu devreye sokabiliyor. Bu durumun sıklıkla yaşanması, kronik hale gelmesi ise bağışıklık sistemini olumsuz etkiliyor. Vücut, birçok hastalığa daha yatkın hale geliyor. Yalnızlık duygusundan kurtulmanın temel yolu aile ve arkadaş çevresiyle etkileşim halinde olmak, onlarla iletişimi sürdürmekten geçer. Bunun yanı sıra aktiviteler ve hobiler edinmek çok yararlıdır.”