ANKARA (İHA) - Başbakan Bülent Ecevit'in hastalığıyla dikkatler yaşlı liderlere çevrilirken, bu sorun sadece Türkiye'yi değil, tüm dünyayı tehdit eden bir sorun olarak ortaya çıkıyor. Tıbbın sürekli gelişmesi insanların daha uzun yaşamasına neden olurken, zihin gücünün yitirilmesini önleyecek bir şey henüz icat edilmedi. İstatistikler, özellikle Avrupa'da yaşlı nüfusunun hızla arttığını gösterirken, 2025 yılında her 4 Avrupalıdan birinin 65 yaşın üzerinde olacağını gösteriyor.
İHA muhabirinin araştırmasına göre, önümüzdeki yıllarda dünya ülkeleri bir zamanlar Çin ve Brejnev devrindeki SSCB'de olduğu gibi Aristoteles'in 'Gerontokrasi' dediği yaşlı ve zihnen güçsüz insanlar tarafından yönetilmeye adım adım yeniden gidiyor.
Uzmanlar, doğum oranlarının çeşitli propagandalarla düşürülmesinin ardından fiziksel olarak sağlıklı ama zihnen yetersiz yaşlı insanların çoğunlukta olduğu bir nüfus tehlikesi ile karşı karşıya olduğuna dikkat çekti. Bunun en kötü olasılıkla insanların hükümetlerde daha fazla yer alması gibi bir sonucu da beraberinde getiriyor.
Yaşlılardan oluşan hükümetlerin ise geçmiş örnekleri öne alındığında, feci sonuçlar ortaya koyması muhtemel gözüküyor. Dünya tarihi, yaşlılarının oluşturduğu 'ihtiyar meclisleri' tarafından yönetilen toplulukların örnekleri ile dolu. Bunlardan en dikkat çekenlerinden birisi Sparta, 60 yaşından küçüklerin alınmadığı 23 kişilik idare heyeti Gerousia tarafından felakete sürüklenmişti. Kralın bile üzerinde gücü olan Gerousia, istediklerini yargılamadan ölüme mahkum edebilir ve halkın bütün kararlarını veto etme haklarıyla övünürlerdi. Sparta, Peloponnesos savaşını kazanmasına rağmen, Gerousia'nın huysuz bunaklığı sonucu yerle bir edilmişti.
Yaşlı despotlar tarafından yönetilen bir başka topluluk ise Persler. Pers Krallarından Kserkses, askerlerinin denizde boğulması üzerine denize bin kez kırbaçlama cezası vermesi dikkat çekmekte. Kserkses, kırbaçlattığı denize 'Kalleş su' diye bağırması tarihe düşen ilginç bir ayrıntı.
Rusya Kralı Friedrich Wilhelm'in bunalımlı dönemi ise Macaulay tarafından şöyle anlatılmakta; rasgele güç kullanma alışkanlığı onu acımasız bin insan yapmıştı. Öfkesi sövgüler ve yumruklarla patlak veriyordu. Majesteleri yürüyüşe çıktığında, hayvanat bahçesinden vahşi bir hayvan kaçmış gibi herkes sağa-sola kaçışıyordu. Sokakta karşısına bir hanım çıkacak olsa önce bir tekme atar, sonra da evine gidip veletlerine sahip çıkmasını söylerdi. Bir din adamını görecek olsa, muhterem beyefendiye okumaya ve dua etmeye gitmesini ihtar eder, bu sofuca öğüdünü tutsun diye de adamını değneğiyle evire çevire döverdi."
YAŞLILIKTA BEYİN VERİMLİLİĞİ AZALIYOR Yaşlılıkta sinir hücreleri öldükçe beynin verimliliği gittikçe azalıyor ve sinir hücreleri artık yaşamsallıklarını korumadığından uslamlama sırasında bazı basamaklar atlanıyor. Böylece Encylopedia Britannica'da yazdığı gibi, yaşlılar "Bencil, duygusal açıdan değişken, alışkanlıklarında katı, dostlarına ve ailelerine karşı şüpheci bir hal alabiliyor. Bilim adamları, bunun hastalıkla bir ilgisi olmadığı ve dokuların zamanla doğal olarak bozulmasından kaynaklandığı görüşünde birleşiyorlar.
Bu tür zihinsel kayıplar korkunç sonuçlar doğurabiliyor. Bu sonuçların belki de en dikkat çekenlerinden birisi Napolyon'un kendisinden yaklaşık üçte bir oranında büyük bir orduyla savaşarak 1805'te Austerlitz'te kazandığı zafer olarak gösteriliyor. Napolyon ve ona bağlı sekiz komutanının yaş ortalaması 39, oysa başlıca düşmanları Rus General Kutusov 60 yaşındaydı.
Bu nedenle büyük eserler hep genç yaşta ortaya konulmaktadır. İsaac Newton, kütle çekimi yasasını bulduğunda sadece 23 yaşındaydı. Kara prens, Cresy çarpışmasını 16 yaşında kazanmıştı. Edward Gibbon 5 yaşında Yunanca öğrenmiş, Mozart 5 yaşında ilk senfonisini yazmıştı. Buna karşılık Kraliçe Victoria'nın 'Çılgınca ve anlaşılmaz' dediği bir ruh halinde olan 84 yaşındaki Gladstone'in İrnlanda sorununa yaklaşımı günümüze kadar uzanan sonuçlar ortaya çıkarmıştır. Ayetullah Humeyni ülkesini felakete sürüklemiştir. Leonid Brejnev 70'inde felç geçirip 'yarı ölü hale gelmesine' rağmen 6 yıl daha Rusya'yı yönetmiştir. Bir tarihçi o dönemi "Yozlaşmış çevresi tarafından idare ediliyordu ve o, artık ne olup bittiğini anlamaktan acizdi" diye anlatıyor.