İSTANBUL(İHA) - Kamuoyunda "Yeşil" olarak tanınan Mahmut Yıldırım'ın oğlu Murat Yıldırım'ın da aralarında bulunduğu 9'u tutuklu 23 sanığın yargılanmasına başlandı.
İstanbul 11. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmaya 8'i tutuklu toplam 17 sanık katıldı. "Haksız ekonomik çıkar sağlamak amacıyla silahlı suç örgütü kurmak, örgüte üye olmak, yönetmek, adam öldürmeye teşebbüs etmek, yağmaya teşebbüs, evrakta sahtecilik" gibi suçlardan 1.5 yıldan 75 yıla kadar hapis cezası istemiyle yargılanan sanıklardan Murat Yıldırım mahkemede söz alarak, hakkındaki iddiaların doğru olmadığını söyledi. 75 yıla kadar hapis istemiyle hakkında açılan dava kapsamında ilk kez hakim karşısına çıkan Murat Yıldırım, kimlik tespiti sırasında araba kiralama ve turizm işiyle uğraştığını aylık gelirinin sezonda 5 bin YTL'yi bulduğunu beyan etti. Habip Durmuş'un vurularak yaralanmasını azmettirdiği yönündeki iddiaların asılsız olduğunu belirten Yıldırım, Kerem Amal ile aralarında ticari ilişkilerinin olduğunu söyledi. Yıldırım, üzerinde çıkan sahte kimlikle ilgili olarak da ailevi durumunu gerekçe göstererek, Rafet Yıldız adına düzenlenen kimlikleri taşıdığını anlattı.
Habib Durmuş ile ilişkisini anlatan Yıldırım, "Durmuş ofisime geldi. Rusya'da Çeçenlere destek verdiğini ayrıca Türkiye'de Rus mafyasının oluşumunu önlemek için Y- Rengi isimli bir gurubunun olduğunu anlattı. Bu nedenle babamla karıştırılmış olabilir. Bana babamın adını kullandığı bilgisini veren Hüsrev Akın, beni yanlış anlamış olabilir. Ben Yeşil'im demedim. Bir daha da Habip Durmuş ile görüşmedim" dedi.
Yıldırım, ifadesinin devamında Orhan ve Azmi Yılmaz ile Kerem Amal ile aralarındaki borç alacak ilişkisini ilişkin olarak da her iki tarafı da tanıdığı için aracılık ettiğini anlattı. Yıldırım, "Azmi Yılmaz Kerem'e 3 tane villa, 2 daire ve 2 dükkanı borcuna karşılık verecekmiş. Azmi devir işlerinin 2 ay kadar ileri atılmasını istedi. Kerem benim iyi arkadaşımdı rica ettim kabul etti" diye konuştu.
Bunun üzerine mahkeme başkanı, "Anlaşmazlıkları çözmek için neden sana geliyorlar, İstanbul'da avukat mı yok? Adliyeler niye var, biz niye varız?" dedi.
Bunun üzerine Murat Yıldırım, her iki tarafı da iyi tanıdığını ve Kerem Amal ile Azmi Yılmaz'ın aralarının çok gergin olması sebebiyle Azmi Yılmaz'ın kendisine başvurduğunu anlattı.
Kendisinin villa alışverişi için de aracılık ettiğini kaydeden Yıldırım, kendisinin çok yoğun olduğunu, bu nedenle villayı başkasının üzerine aldığını söyleyince Mahkeme Başkanı, "Niye villayı başkasının üzerine alıyorsun?" diye sordu. Yıldırım da bir ticari ilişkisi nedeniyle o dönemde sık sık Acarkent'e gitmek zorunda kaldığını ve bu işle ilgilenemediğini söyledi. Başkan ise "Acarkent'e kadar gidiyorsun da Beşiktaş tapu dairesine inemiyor musun?" diye sordu.
Murat Yıldırım ise "3 yıldır İstanbul'dayım evimin yolunu bile zor buluyorum" diye konuştu.
İddianamede yer alan Habip Durmuş'un vurulması olayını gerçekleştiren sanık Resul Kaya ise amacının Durmuş'u vurmak olmadığını, sadece korkutmak amacıyla yere ateş ettiğini söyledi. Habip Durmuş'un vurulmasına ilişkin başka kişilerin adları geçince teslim olmaya karar verdiğini belirten Kaya, "Olayda kullandığım silahı almak
için Ekrem Er'i aradım. Kerem ona silahı denize atmasını söylemiş. O da silahı denize atmış. Silahı bulamadığım için teslim olamadım" şeklinde konuştu.
Avukat Hilal Bulut'u da tehdit etmediğini belirten Kaya, Mehmet Kirişten alacağı olduğunu, bu alacağı tahsil etmek için Kiriş ile birlikte olduğunu bildiği avukatı bir kaç kez aradığını söyledi.
Duruşmada söz alan diğer sanıklar ise haklarında iddiaları Kabul etmedi. Mahkeme heyeti, Maşuk Özger ve Hasan Şentekin'in tahliyesine karar vererek duruşmayı erteledi.