BİZE ULAŞIN
BDP Eş başkanı Şengül Çelik YSK’nın Dicle’nin milletvekilliğinin hukuki bir dayanağı olmadan siyasi olarak düşürdüğünü iddia etti.
Diyarbakır’dan bağımsız milletvekili seçilen Mehmet Hatip Dicle’nin milletvekilliğinin kesinleşen 1 yıl 8 aylık mahkûmiyeti nedeniyle düşürülmesi YSK’da protestte edildi. Çeşitli “sivil toplum örgütlerinin” oluşturduğu yaklaşık 100 kişilik bir grup YSK önüne gelerek Dicle’nin vekilliğinin düşürülmesini alkışlar ve ıslıklarla protesto etti. “Kahrolsun vahşi diktatörlük”, “YSK şaşırma”, “Dicle’ye özgürlük”, “Vekilime dokunma” sloganları atan göstericiler adına BDP Eş Başkanı Şengül Çelik bir açıklama yaptı. Çelik, “Emek Demokrasi ve Özgürlük Bloğu’nun 36 milletvekilini parlamentoya göndermesinin Kürt sorunun demokratik zeminlerde barışçıl yöntemlerle çözümü konusunda olumlu bir hava yarattığı biliniyor” dedi. Çelik, YSK’nın aldığı kararla 77 bin oy olarak Diyarbakır’dan bağımsız milletvekilli seçilen Dicle’nin Meclis’ten düşürülmesinin Kürt sorununun çözülmesinde yaratılan umutları ve olumlu havayı boşa çıkardığını iddia etti.
YSK’nın siyasi bir kararı imza attığını öne süren Çelik, “Alınan karar sadece Dicle’nin vekilliğini düşürmekle kalmıyor aynı zamanda Dicle’ye oy veren insanların seçme hakkının da gaspı anlamına geliyor” dedi. YSK’nın hukuki bir dayanağı olmadan siyasi bir kararla Dicle’nin vekilliğini düşürdüğünü iddia eden Şengül şöyle konuştu:
“Seçimlere bağımsız aday olarak katılan Dicle yapılan seçim sonrasında milletvekili seçilmiş ve Diyarbakır İl Seçim Kurulundan mazbatasını almıştır. Milletvekili statüsünün kazanılmasında kurucu yenilik doğuran işlem halkın iradesinin yani seçmenin tercihini açıklamasıyla gerçekleşir. Anayasamızda düzenlenen ‘Egemenlik Kayıtsız Şartsız Milletindir’ ilkesi gereğince millet adına bu iradenin nasıl tecelli edeceğine TBMM karar vermektedir. Görev ve yetkileri ne olursa olsun bu konuda karar vermek bir kurulun işi değil TBMM’nin yetkisinde olan bir husustur. YSK’nın yapması gereken bu konuda herhangi bir karar vermeksizin sadece durumu tespit eden bir kararla işi TBMM’ye havale etmesidir. YSK’nın almış olduğu bu kararın hukuksal hiçbir yönü olmadığını düşünerek bu siyasi kararı kabul etmiyor ve protesto ediyoruz.”(ANKA)
