HABER

Bize Ulaşın BİZE ULAŞIN

'Tam bir mutabakat sağlamış bulunuyoruz'

Başbakan Yıldırım, İngiltere Başbakanı Theresa May'den, FETÖ'nün uzantılarına hukukun içerisinde gereğinin yapılmasını talep ettiklerini ifade etti.

Başbakan Yıldırım, İngiltere Başbakanı May ile görüşmesinin ardından, "Suriye başta olmak üzere Irak'ta ve bölgede her türlü teröre karşı, DEAŞ başta olmak üzere, daha fazla işbirliği yapmamız gerektiği konusunda tam bir mutabakat sağlamış bulunuyoruz" dedi.

Başbakan Binali Yıldırım, İngiltere Başbakanı Theresa May ile Çankaya Köşkü'nde gerçekleştirdikleri görüşmenin ardından, ortak basın toplantısı düzenledi. İngiltere Başbakanı May ile başta güvenlik olmak üzere ekonomi alanında mevcut işbirliğini geliştirme konusunda kapsamlı görüşmeler yaptıklarını ifade eden Yıldırım, bu görüşmelerde her iki taraf olarak ortak iradenin mevcut olduğunu teyit ettiklerini söyledi.

Türkiye ve Birleşik Krallık ekonomilerinin birbirine entegre olduğunu, ulusal güvenliklerinin de birbiriyle sıkı sıkıya ilişkili iki ülke olduğunu belirten Yıldırım, "Dolayısıyla stratejik ortaklığımız kuvvetli bir zemine sahiptir. Sayın Başbakanın ziyaretiyle hem ikili hem de küresel anlamda kapsamlı yeni bir boyuta taşına konusunda iradelerimizi ifade ettik" dedi.

-"TF-X İKİ ÜLKENİN GÜCÜNÜ DAHA İLERİYE TAŞIYACAK ÖNEMLİ BİR İŞBİRLİĞİ ALANIDIR"-

Savunma sanayi alanındaki işbirliğini daha ileriye taşıma konusunda, milli muharip uçak projesi geliştirmeye yönelik imzalanan sözleşme ile beraber her iki firmanın karşılıklı olarak yeni bir savaş uçağı projesi geliştirme üzerinde çalışacaklarını söyleyen Yıldırım, "TF-X dediğimiz bu proje tamamen Türkiye Cumhuriyeti hükümeti ve Birleşik Krallık hükümetinin arkasında olduğu önemli bir projedir. Savunma alanında her iki ülkenin gücünü daha ileriye taşıyacak önemli bir işbirliği alanıdır" şeklinde konuştu.

Havaalanlarının terör ataklarına karşı güvenliği noktasında her iki ülkenin sivil havacılık idarelerinin birlikte çalışacağını belirten Yıldırım, 2017 yılı boyunca birtakım tatbikatlar yapılacağını ve bunun sonucunda yolcuların daha güvenli seyahat etme imkanına sahip olacağını kaydetti.

-"İNGİLTERE TÜRK HALKININ SEVGİSİNİ, DESTEĞİNİ KAZANMIŞTIR"-

15 Temmuz darbe girişimi sonrasında Birleşik Krallık'ın açık bir şekilde Türkiye'de demokrasiden yana, milli iradeden yana tavır gösterdiğini ifade eden Yıldırım, "Gerek Sayın Büyükelçi, gerek Birleşik Krallık hükümeti üst düzey yetkilileri Türkiye'ye olan desteğini anında göstermiş ve Türk halkının sevgisini, desteğini kazanmıştır. Kendilerine bir kez daha teşekkür ediyorum" dedi.

May'e Türkiye'nin terör örgütleriyle yaptığı mücadeleyi anlatma fırsatı bulduğunu söyleyen Yıldırım, "Bu konuda Suriye başta olmak üzere Irak'ta ve bölgede her türlü teröre karşı, DEAŞ başta olmak üzere, daha fazla işbirliği yapmamız gerektiği konusunda tam bir mutabakat sağlamış bulunuyoruz" şeklinde konuştu.

-"FETÖ UZANTILARINA GEREĞİNİN YAPILMASINI TALEP ETTİK"-

15 Temmuz darbe girişiminin asıl aktörü olan FETÖ'nün bütün dünyada olduğu gibi İngiltere'de de bilinen faaliyetleri olduğunu ifade eden Yıldırım, "Bu suç örgütünün uzantılarına hukukun içerisinde gereğinin yapılmasını Sayın Başbakandan talep ettik" dedi.

-"KIBRIS'TA VAR OLAN GÜVENLİK VE GARANTİLER DEVAM ETMELİ"-

Başbakan Yıldırım, May ile Kıbrıs konusunda da görüş alışverişinde bulunduğunu belirterek, "Çözüm her iki toplumun beklentilerini karşılamalı, adil ve kalıcı olmalıdır. Bu konuda garantör devletlerden Birleşik Krallık ve Türkiye olarak en fazla memnun olacak olan bizleriz. Orada yaşayan Kıbrıs Türk kesimindekiler ile Rum tarafındakilerin güvenliğini garanti altına alacak ve geçmişte yaşanan olayların tekrarlanmayacağı bir ortamın sağlanması. Bunun da yolu var olan güvenlik ve garantilerin devam etmesinden geçiyor" diye konuştu.

Başbakan Yıldırım, İngiltere Başbakanı May ile görüşmesinde ele alınan konuları, şöyle anlattı:

"Bölgede, Suriye'de, Irak'ta otorite boşluğundan kaynaklı terör faaliyetlerine karşı işbirliğinin ilgili diğer bütün ülkelerle beraber daha da artırılması ve bu karışıklıklardan dolayı orada ölümlere son verilmesi, ayrıca mülteciler konusunun bütün insanlığın sorunu olduğu bilincinden hareketle, Türkiye'nin bu konuda aldığı sorumluluğa bütün ülkelerin ortak olması konusundaki görüşlerimizi ifade ettik."

-"TÜRKİYE- İNGİLTERE İLİŞKİLERİ AB'DEN BAĞIMSIZ GELİŞTİRİLECEK"-

İngiltere'nin Avrupa Birliği'nden çıkma kararı aldığını hatırlatan Yıldırım, "Bu kadarın gereğinin yerine getirilmesi Sayın Başbakanın önündeki en önemli konulardan biri. Dolayısıyla Türkiye- İngiltere ilişkilerinin de AB'den bağımsız olarak nasıl geliştirileceği yönünde de bir çalışma başlatılmasına karar verdik. Bu çalışma çıkış süreciyle eş zamanlı yürüyecek. Çıkış tamamen gerçekleştiğinde Türkiye ile İngiltere arasında serbest ticaret anlaşması imzalanması için ilgili bakanlar karşılıklı olarak çalışmalarını sürdürecekler" dedi.

-"ÇOK DAHA BÜYÜK HACİMLERDE EKONOMİK İŞBİRLİĞİ YATIRIM FIRSATLARI VAR"-

İngiltere-Türkiye arasındaki ilişkilerin, sadece ticaretin 16 milyardan 20 milyara çıkarılmasıyla sınırlı olmadığını ifade eden Yıldırım, şöyle açıkladı:

"Potansiyelimiz bundan çok daha fazla. İki ülkenin nüfusunu, imkanlarını ve Türkiye'nin civarındaki coğrafyayı düşündüğümüz zaman çok daha büyük hacimlerde ekonomik işbirliği yatırım fırsatları var. Üçüncü ülkelerde müşterek yapılabilecek çok iş var. Tüm bunları konuşma fırsatı bulduk ve aynı düşüncelere sahip olduğumuzu gördük. Doğrusu İngiltere menşeili 3 bine yakın Türkiye'de şirket var. Bu şirketler Türkiye'nin ekonomisine istihdamına katkı sağlıyor. Biz onlara her türlü desteği veriyoruz. Bizim firmalarımızın İngiltere'de yatırımları var. Bunların sayısını daha da artırmayı arzu ediyoruz. Kısa vadede 20 milyar dolar ticaret hedefi koyduk ama eminim ki kısa sürede bu hedefi büyütme ihtiyacı doğacak."

ABD Başkanı Donald Trump'ın ülkeye mülteci girişlerini yasaklaması konusunda May, "Ben Trump ile görüşmemden memnuniyet duydum. Mülteciler ile ilgili olarak ben Türkiye'nin 3 milyon mülteciye ev sahipliği ve destek sağladığını. Birleşik Krallık da bu konuda çok iyi çalışmalar yaptı. Özellikle de en korunmasız durumda olan mültecilerin yerleştirilmesine ilişkin belirli düzenlemeler gerçekleştirdik. Bizim o ülkelerde, onları destekleyen ülkelerde de desteklenmesi gerekiyor. O yüzden Birleşik Krallık bölge dışından en fazla para sağlayan ikinci ülke" dedi.

Yıldırım ise, mülteci meselesinin küresel bir konu olduğunu belirterek, "Mülteci konumunda 55 milyon insan var dünyada. BM'ye üye ülkelerin sayısı 200 civarında. 150'sinden daha fazla nüfusa sahip. Dolayısıyla bu sorunu yok sayamayız, görmezden gelemeyiz. Duvarları yükselterek bu işi çözemeyiz. Bu işin çözümü daha fazla işbirliği, sorun olan bölgelerdeki sorunu çözmek için daha fazla irade. Kimse durup dururken evinden, vatanından uzaklaşmaz. İnsanlar canlarını kurtarmak için geliyorlar. Biz kapılarımızı sonuna kadar açtık, yine açarız" diye konuştu.

-"TAKDİR ETMELERİNİ TAKDİR EDİYORUZ AMA YETMEZ"-

Mülteciler konusunda gelen yardımın çok zayıf olduğunu ve Türkiye'nin bugüne kadar 26 milyar dolar harcadığını, gelen yardımın ise 700 milyon dolar civarında olduğunu söyleyen Yıldırım, şöyle devam etti:

"Yardım gelse de gelmese de bu işi yapmaya devam edeceğiz. Ta ki oralarda barış, huzur oluşacak ve nitekim şimdi Fırat Kalkanı operasyonunda 2 bin metrekarelik alanı DEAŞ'tan temizledik. Türkiye'deki göçmenlerin 45 bin kadarı tekrar geri döndüler. Bunun bütün Suriye'de, Irak'ta olması lazım. Bunu nasıl sağlayacağız? DEAŞ'ı oradan tamamen yok edeceğiz. YPG'yi, PYD'yi, bunlar PKK ile aynıdır. Bu terör örgütlerini bölgeden temizleyeceğiz. Suriye'de siyasi çözüm, kalıcı barış sağlanacak. DEAŞ'tan Irak temizlenince oralara da huzur gelecek ve böylece insanlar evlerine dönecekler. Bölgesel anlaşmazlıkları çözmek, oradaki sorunlardan kaçanlara kapıları kapatmakla olmuyor. BM'nin ve bütün ülkelerin daha fazla gayret gösterip sorunlar büyümeden çözüm üretmeleri esas olandır. Bu konuda biz uluslararası camiadan şunu bekliyoruz Türkiye'nin yükünün hafiflemesi için daha fazla ellerini taşın altına koysunlar. Takdir etmelerini takdir ediyoruz ama yetmez. Yük almalarını da bekliyoruz."

-"HİÇBİR TİCARET İNSAN HAKKIYLA PAZARLIK KONUSU OLMAZ"-

Bir gazetecinin İngiltere Başbakanı May'e İnsan hakları örgütlerinin Türkiye'deki insan hakları ihlalleri hakkında endişelerini dile getirdiklerini hatırlatarak, "İnsan hakları konusundaki duruşumuzda bir zayıflama mı oldu serbest ticaret anlaşmaları imzalamak isterken?" şeklindeki sorusuna, Başbakan Yıldırım, "Hiçbir ticaret insan hakkıyla pazarlık konusu olmaz. Bunu herkesin bilmesi lazım" dedi.

-MAY: TÜRKİYE'NİN İNSAN HAKLARI KONUSUNDA YAPTIKLARINI DEVAM ETTİRMESİNİ BEKLİYORUM-

May ise, insan hakları konusunu, Cumhurbaşkanı Erdoğan'la görüşmesinde dile getirdiğini belirterek, "Ben Türkiye hükümetinin demokratik kurumlarını, hukukun üstünlüğünü ve uluslararası insan hakları konusunda yaptıklarını devam ettirmesini bekliyorum ki zaten hükümet de bu şekilde yaptı" şeklinde yanıt verdi.

-"BREXİT BİRLEŞİK KRALLIK'IN KONUSUDUR"-

Başbakan Yıldırım, Brexit konusunun sorulması üzerine, "Birleşik Krallık'ın konusudur. Ama Gümrük Birliğini sağlamak buna engel değil. Biz bu aylarda AB ile Gümrük Birliğini güncellemek için görüşmelere başladık. İngiltere ile de Serbest Ticaret Anlaşması görüşmelerimizi eş zamanlı olarak yürüteceğiz. Biz prensip olarak dört özgürlükten yanayız. İnsanların serbest dolaşımı, sermayenin serbest dolaşımı, hizmetlerin serbest dolaşımı, malların serbest dolaşımı. Bu sağlandığı oranda küresel huzur barış sağlanacak, anlaşmazlıklar da azalacak" açıklamasında bulundu.

-MAY: BİZ AB'NİN GÜÇLÜ BİR ŞEKİLDE DEVAM ETMESİNİ İSTEDİĞİMİZİ SÖYLEDİK-

İngiltere Başbakanı May ise Brexit konusunda, "Birleşik Krallık halkı için bir referandum düzenlendi ve halk AB'den ayrılmaya karar verdi. Ben birçok defa Birleşik Krallık'ın bakış açısının şu olduğunu söyledim. Biz AB'nin güçlü bir şekilde devam etmesini istediğimizi söyledik. AB ile iyi ticaret ilişkilerimiz olmasını istedik ve stratejik ortaklığımızın devam etmesini ve AB'nin de kendi gücünü korumasını istediğimizi söyledik" dedi.

-MAY: ABD KENDİ MÜLTECİ POLİTİKASINDAN SORUMLUDUR-

May, mültecilerin ABD'ye alınmaması konusunda ise, "ABD kendi mülteci politikasından, Birleşik Krallık da kendi mülteci politikasından sorumludur. Bizim mülteci politikamız, Suriyeli mültecilerin ülkeye getirilmesiyle ilgili olarak özellikle de en korunmasız durumda olanların getirilmesine yönelik gönüllü düzenlemelerin uygulanması ve Suriye'nin etrafındaki ülkelerde mültecilerin desteklenmesi için finansman sağlanmasıdır" şeklinde konuştu.

(ANKA)

Mynet Youtube


En Çok Aranan Haberler