BİZE ULAŞIN
Adana'da kendisinden ayrılmak isteyen eşini ormanlık alanda şal ile boğarak öldürdüğü ileri sürülen cinayet sanığı hakkında ağırlaştırılmış ömür boyu hapis istemiyle dava açılırken, cinayet sanığının ifadesinde, "Şal ile boğup başında can vermesini bekledim" dediği öğrenildi.
Çukurova ilçesi Kurttepe Mahallesi'nde ormanlık alanda 25 Aralık 2013'te bir avcı, yol kenarında bir kadın cesedi buldu. Şalı ile boğularak öldürülen kadının kimliğinin, olaydan önce bir polis memurunca durdurulup kimlik tespiti yapılan Halime Ö. olduğu belirlendi. Ailesi de cesedi teşhis etti.
Halime Ö'yü, kendisine şiddet uyguladığı için boşanmak istediği ancak 250 lira harç parası olmadığı için boşanamadığı, 7 aydır ayrı yaşadığı elektrikçi eşi Durmuş Ali Ö.'nün öldürdüğü ortaya çıktı. Yakalanıp tutuklanan koca, eşini kendisinin öldürdüğünü itiraf etti. Cumhuriyet savcısı, soruşturmasını tamamlayıp Durmuş Ali Ö. hakkında, 'yakın akrabayı öldürme' suçundan Adana 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nde dava açtı. İddianamede, şahsın eşini tahrik altında öldürdüğü gerekçesiyle verilecek cezada indirim yapılması istendi. Önümüzdeki günlerde ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istemiyle yargılanacak olan katil zanlısı koca, eşi ile 2011'de tanışıp birbirlerini severek evlendiklerini söyledi. 7 ay birlikte kaldıklarını, eşinin hamile kalıp ilaç içerek bebeğini düşürdüğünü iddia eden şahıs, eşini neden ve nasıl öldürdüğünü, tutuklandığı nöbetçi mahkemede şöyle anlattı:
"Aramızda hiçbir problem yokken 2012'nin Haziran ayında kendi rızası ile yanımdan ayrılıp babasının evine gitti. Muhasebecilik yapıyordu. Sürekli karar değiştiriyordu; bir 'ayrılmak istemiyorum', bir 'boşanalım' diyordu. Olaydan 10 gün önce gizli bir numara beni aradı. Arayan erkek şahıstı, 'Benim Halime ile ilişkim var, onu bırak, onunla beraber olduğum görüntülerim var. Bu görüntüler internette de mevcuttur' dedi. Telefon gelinceye kadar eşimin bir başkasıyla ilişkisi olduğunu bilmiyordum. Porno sitesinden görüntüye ulaştım. Görüntüdeki bayanın eşim olup olmadığını anlamak için görüntüyü defalarca seyrettim. Onun olduğuna emin oldum. Eşimle görüşmeye devam ettim, ancak görüntüden bahsetmedim. 'Kiminle görüşebilir, etrafında kimse var mı?' diye takip ettim. Ancak, çevresinde herhangi bir kimseyi görmedim. Olay günü benimle görüşmek için aradı. Kendisini aldım, ormanlık alana gittik. Kendisine; 'evden gittin, başka biriyle ilişkin var mı?' dedim. O da; 'var, şeytana uydum. Başka kötü şeyler da yaptım' dedi. Neler yaptığını sordum. 'Hamileydim, çocuğu düşürdüm, sana haber vermedim' dedi. Bunun üzerine bir anda öfkeye kapıldım. Şalı ile boğdum. Ellerini kaldırdı, sonra indirdi. Hiç direnemedi. Şalı boynuna iyice bağladım. Can vermesini bekledim. Kucağıma alıp, iki tepelik arasına koydum. Olaydan dolayı pişmanım. Burada olacağıma evimde olabilirdim."
(İHA)
