Türkiye, 48 saatte verdiği şehitlerle adeta kahroldu. Terör örgütü PKK tarafından Pençe Kilit Harekatı bölgesinde gerçekleştirilen hain saldırıda 12 askerimiz şehit düştü. Çatışmaların sürdüğü bölgede çok sayıda terörist de etkisiz hale getirildi. Türkiye'yi yasa boğan şehit haberlerinin ardından herkes 12 askerin nasıl şehit düştüğünü de merak etmeye başladı.
Güvenlik ve Terör Uzmanı Abdullah Ağar, yıllar önce bölgede yaşadığı çatışmayı anlatırken, bir teröristin bile aynı çatışmada öldürülmesinin önemine vurgu yaptı. Mehmetçik'in kahramanlığına dikkat çeken Ağar, yıllar önceki çatışma bölgesinde küçük bir detayın iki timin tamamının hayatını kurtardığını anlattı. Ağar, 'İki timden kimse canlı çıkamazdı' diyerek yaşadıklarını paylaştı.
Güvenlik ve Terör Uzmanı Abdullah Ağar'ın Sözcü TV'de anlattıkları şöyle:
Bir mehmetçiğin tırnağını bin teröristin canına değişmem, benim inancım budur. Özellikle dağda mücadele eden Mehmetçik açısından; arkadaşının kanını döken teröristlerden birini birkaçını etkisizleştirmesi, o namlu namluya yaptığı mücadelede ruh ve psikolojik üstünlük açısından, o dağdaki hükümdarlığının devam etmesi açısından son derece değerlidir.
Yani orada bir şehit verdin bin teröristi etkisleştirdin, evet bunun kıymeti yok ama oradaki Mehmetçik için sayılar küçük olsa bile oradaki komutanlar için son derece önemli ve değerlidir.
Özellikle PKK'nın kontrol ettiği köylere yakın alanlarda olması bence önemli. Sinat bölgesinde Tarık Tepe diye meşhur bir tepe var. Bir önceki sene yapmış olduğumuz harekatta tugay komuta merkezi oradaydı. Yani biz orada Sinat'ın derinliklerine girdik. Tugay, harekatı oradan yönetti.
Bir sonraki sene ben öncü birlik komutanıydım, bölük komutanıydım. Direkt vadi tabanından girdim ve Sinat'a çıktım, Tarık Tepe'ye çıktım. Tarık Tepe'nin etrafındaki yükseltileri kontrol ettim. Çatışma çıktı, çatışmamızı yaptık. Çok şükür şehit vermedik. Teröristleri attık oradan.
Şimdi sürekli geliyorlar. Anlamlandırmakta zorlanıyorum. Diyorum ki 'Niye geliyorlar? Niye her gece sızmayla karşılaşıyoruz?' Meseleyi ise sonradan anladık.
Tugay olduğu için çok dayanıklı mevziler oluşturmuşuz. O taşları sökmüşler, içine anti tank mayınları gömmüşler. Anti tank mayınlarının biraz küçüğü Arap mayınları var. Onlardan da gömmüşler. 10 taneyi birbirine tuzaklamışlar. Onları patlatmaya geliyorlarmış.
Bir anti tank mayınının etkisini bilen bir kişi olarak orada iki tane timim vardı, ikisinden de bir tane canlı çıkamazdı.
Bir tane yeni asteğmenim gelmişti, tecrübe sahibi olsun diye dedektörcü askerin başına koymuştum. Bütün bölgeyi aratmıştım. O sırada dedektör ötüyor, eşeliyorlar toprağı ve bir tane kablo çıkıyor karşılarına. Bizim acemi asteğmen de 'Ne bu diyor?', kopartıyor atıyor. İki timi kurtaran o. O tuzağın kablosu o.Eğer gelip o kablonun yanına patlatsalar iki timimiz orada şehit düşecekti.
Yani şunu anlatmak istiyorum; hakimiyet, kontrol sağladığınız bir bölgeyi boşaltıp, tekrar oraya gitmenin de ağır sonuçları olabiliyor. Çünkü bölgeyi hem teröristler çok iyi takip ediyor hem biz çok iyi biliyoruz. Orada araziyi kontrol eden yerler var. Oraya yönelik hazırlık yapıyorlar.
Sonra ne oldu, hakimi kontrol edelim diyerek konsept değiştirdik. O kalekollarının kurulması Güneydoğu Anadolu bölgesindeki o alanlarda bir üstünlük üretmemize ve zaman içerisinde terörün bağının kopmasına neden olduk.
Bitti diyemeyiz ama çok iyi bir noktaya getirdi durumu.