WASHINGTON (İHA) - Amerikalı yetkililer, insan ticaretinden elde edilen paranın mafya gelirlerinde üçüncü sıraya yükseldiğini açıkladı. Amerikan hükümeti, en azından yılda 800 bin kadın, erkek ve çocuğun, bir ülkeden diğerine götürüldüğünü ve çoğunun cinsel amaçlarla kullanıldığına inanıyor. Yetkililer, bu rakamın oldukça iyimser tahmin olduğunu da vurguluyor.
ABD Dışişleri Bakanlığı yetkilisi John Miller, insan ticareti kurbanlarının, başka bir ülkede kendilerine vaat edilen iş ve daha iyi hayat şartları için insan kaçakçılarına para ödediğini, ancak ülkelerinden ayrılır ayrılmaz köle gibi kullanılmaya başladıklarını ve daha sonra başkalarına satıldıklarını bildiriyor. Asıl uğraştıkları meselenin insan ticareti değil kölelik olduğunu kaydeden Miller, "İster cinsel amaçlı, ister hizmet amaçlı veya çocukların asker olarak kullanılması olsun, yaşadığımız yüzyılda köleliğin önemli bir uluslararası sorun haline geldiğini" söylüyor.
Miller, bazı ülkelerin kölelik kurbanlarının bu işten nasıl kurtulabileceğine ilişkin reklam kampanyaları yaptığını hatırlatarak, buna ek olarak polisin bu konuda eğitildiğini ve medyaya da önemli rol düştüğünü belirtiyor. Bütün bu çabaların sonunda bu işin kölelik olarak algılanmaya başlandığını söyleyen Dışişleri Bakanlığı yetkilisi, gazetecilerin bu konuda yazmayı sürdürerek kamuoyu bilinçlenmesine katkı sağladığını da vurguluyor.
Bu arada son haftalarda, Amerika'nın önde gelen gazeteleri seks köleliği ve insan trafiği konularında önemli makaleler yayınladılar. Bazı makaleler, gazetecilerin bu tür haberleri nasıl vermesi gerektiğine dair tartışmaları da beraberinde getirdi.
İnsan ticaretini manşetine taşıyan New York Times gazetesinin yazarlarından David Binder, basın yayın organlarının konuya yeterince ilgi göstermediği görüşünde. Binder, en büyük problemin, konu hakkında çok az veya hiç haber çıkmaması, çıktığında da takip edilmemesi olduğunu ifade ediyor.
Merkezi Washington'da bulunan ve uluslararası kölelik konusunda araştırmalar yapan Kölelere Özgürlük Derneği'nin Başkanı Jolene Smith ise bu tür suçların takibinin hem savcılar hem de gazeteciler için son derece güç olduğunu, ancak karşılaşılan tüm güçlüklere rağmen ilerleme de sağlandığını savunuyor.