ANKARA (İHA) - AK Parti Ağrı Milletvekili Melik Özmen, Müslümanlar ile Hıristiyanlar arasındaki ilişkileri güçlendirmek amacıyla Avrupa Birliği'ne (AB) Kuran-ı Kerim'deki 'sevgi'nin anlatılmasını teklif etti.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'dan bu konuda yardım isteyen Özmen, üniversitelerde lisansüstü eğitimlerini yapan bilim adamlarının ilahiyat fakültelerinden de alınacak destekle ciddi araştırmalara yönlendirilmesini talep etti. Özmen, her araştırmacının Kuran'daki 'kök' kelimeleri araştırması gerektiğini söyledi.
AK Parti TBMM Grup Toplantısı'nın basına kapalı bölümünde söz alan Özmen, ilginç bir öneri ortaya attı. Kuran-ı Kerim'deki Maide Suresi'nin 82. ayetinde yer alan 'İnsanlar arasında sevgi yönünden müminlere en yakın 'Biz Hıristiyanlarız' diyenleri bulursun, çünkü onların içinde büyüklük taslamayan bilim ve din adamları vardır' ifadesine atıfta bulunan Özmen, Müslümanların bu ayetten yola çıkarak Hıristiyanlarla ilişkilerini güçlendirmesi gerektiğini ifade etti.
Türklerin tarihlerinde karşılaşmadıkları ender durumlarından biriyle karşı karşıya olduğuna işaret eden Özmen, Türklerin yeni bir karar alarak tarihin akışını değiştirebileceğini kaydetti. Batı uygarlığının en yüksek noktasında ABD'nin ve Avrupa Birliği'nin (AB) bulunduğuna dikkat çeken Özmen, "Bu iki topluluktan hangisi Müslümanlar ile ortak bir yaşam kurabilirse tıpkı Bizans gibi ömrünü belki de bin yıl uzatabilecekler. Durum, tarihin kader anında karşımıza Kuran sayesinde kolay çözülebilir bir duruma dönüşmektedir" dedi.
Hıristiyanlar ile Müslümanlar arasındaki sevginin şiddetini anlamak için kullanılan 'sevgi' kelimesinin çok ilginç bir şekilde Rum Suresi'nin 21. ayetinde evli eşler arasındaki karşılıklı sevgiyi anlatmak için de kullanıldığını anlatan AK Parti'li Özmen, Müslümanlar ile Hıristiyanların tarih boyunca savaştığını, ancak bu durumun Atatürk'e kadar devam ettiğini hatırlattı. Özmen, "Kuran-ı Kerim bu tespiti 1400 yıl önce yaptığına göre demek ki Hıristiyan bilim ve din adamları sevgi işbirliğine o günden beri hazırdılar ki, müminlerin tüm korkularını giderecek kadar net ifadeler kullanıldı. Bir özeleştiri yaparsak biz Müslümanlar sevgi diyalogunu başlatamadıysak, Kuran'ın bu ve benzeri ayetlerini anlayan bilim ve din adamlarını şimdiye kadar yetiştiremedik veya yetiştiyse de değerlendiremedik, demektir. Müslümanlığın ve Hıristiyanlığın da kabul edebileceği ilim çalışmaları başlatarak yanlışlara son vermeliyiz. AB'ye girme çalışmalarını yaptığımız bir dönemde bu ve benzeri yanlışları düzeltme fırsatı da yine bize düşmektedir. Tarih bu konuda bizden köklü adımlar atmamamızı beklemektedir" şeklinde konuştu.
Kuran-ı Kerim'de yaklaşık bin 750 civarında kök kelime olduğunu hatırlatan Özmen, Kuran-ı Kerim'in bu kök kelimelerden türemiş 123 bin kelimeden oluştuğunu kaydetti. Bu kelimelerin yüzyılların bilgi birikimi dikkate alınarak yeniden araştırılmasını öneren Özmen, üniversitelerde lisansüstü eğitimlerini yapan bilim adamlarının ilahiyat fakültelerinden de alınacak destekle ciddi araştırmalara yönlendirilmesini talep etti.
Özmen önerilerini şöyle sıraladı:
"Her bir araştırıcı Kuran'daki bir kök kelimeyi seçecek. Seçtiği kelimenin etimolojisini klasik sözlüklerde araştıracak. Sonra kök kelimeden türeyen her bir kelimeyi insanlık tarihi içinde kronolojik olarak sıralayacak. Türemiş kelimeleri ekonomik, sosyal, siyasal, hukuki, teknik, dini, ahlaki, sanatsal, felsefi konularına göre tasnifini ve her çağa göre açıklamalarını yapacak. İlk çağdan günümüze kadar geçirdiği evreler tespit edilerek araştırmanın ilk bölümü bitirilecek. Ardından ortaya çıkan metinler seçilecek yabancı dillere çevrilerek tüm dünyaya sunumu gerçekleştirilecek. Bu şekilde ortaya çıkacak yaklaşık 200 bin sayfalık bir yeni dönüşüm ve meveddet projesi hayata geçirilecek. Türk milletinin meveddetin gerçekleşmesinde kendi tarafından dünyaya hediyesi oluşacak. Bu eser hepimizin olacaktır."